Yaklaşık iki milyar aktif kullanıcısı olan sosyal medya sitesi Facebook, son günlerde yaşanan kullanıcı bilgilerinin çalınması skandalından sonra kızgın bakışları üzerine çekti. 50 milyon kullanıcının gizli ve kişisel bilgilerinin üçüncü parti firmalar tarafından izinleri dışında kullanıldığı belirtildi.
2014 yılında Cambridge Üniversitesi araştırma görevlisi Dr. Alexsandr Kogan, Cambridge Anaytica firması adına kullanıcılara kişilik tiplerini öğrenmeleri için “Bu Sizin Dijital Hayatınız” isimli testini çözmeleri için çağrıda bulundu. Katılan kullanıcılardan yaklaşık 270,000 kullanıcı verisi toplandı fakat uygulama aynı zamanda katılımcıların arkadaş listesinde bulunan kişilerin, uygulamaya böyle bir izin vermemiş olmalarına rağmen, bilgilerini topladı.
Testin yayınlandığı zamandan beri Facebook, uygulama geliştiricilerinin bu yöntemle ulaşabilecekleri veri sayısını kısıtlamış olsada, bu kısıtlama başlayana kadar yaklaşık 50 milyon kullanıcının verileri toplanmıştı bile. Bu bilgilerin, kullanıcıların psikolojik profillerini oluşturmak ve sonuca bağlı olarak kullanıcıları manipüle etmek için kullanıldığı iddaa ediliyor. Bir kullanım amacı olarak verilerin Cambridge Analyticaya satıldığı ve firmanın bilgileri Trump yanlısı reklamları kullanıcıların ana sayfalarına yönlendirdiği söyleniyor.
İnternette iddaalar ve komplo teorileri konuşulurken, Facebook kurucusu Mark Zuckerberg, Dr Kogan’ı kullanıcı verilerini firmanın bilgisi dışında Cambrigde Analytica’ya gönderdiğini açıkladı. Cambridge Analytica ise herhangi bir veri kuralının ihlali için Dr Kogan’ı suçladı. Kogan ise Cambridge Analytica’nın kendisine herşeyin yasal sınırlar içinde yapıldığını söylediğini açıkladı ve her iki firmanında kendisini günah keçisi olarak kullandığını söyledi.
Facebook bu tip açıkları kapatmak için bugün daha sıkı çalışıyor olsada, bu olay gerçekleşmeden yaklaşık üç yıl önce, 2011 yılında, firmanın Avrupa ayağında çalışan veri koruma delegesi firma güvenliğinin süistimal edilebilecek kadar zayıf olduğu hakkında yorum yapmıştı.
Veri çalınması haberinden çok kısa bir süre sonra sosyal medya kullanıcıları twitter üzerinden “deletefacebook” hashtag’ini kullanarak sosyal medya devini protesto etti. Elon Musk gibi ünlü isimler Facebook üzerindeki hem kişisel ,hem de firma hesaplarını kapattı.
Hashtag iki gün içerisinde 50,000 kereden fazla kullanılarak konuşulan en popüler konuşardan biri olmuş olsada, bu durum Facebook için pek bir değişiklik yaratmışa benzemiyor. New York Time’s için yapılan bir ropörtajda Facebook Kurucusu ve CEO Mark Zuckerberg “…(bunu) uygulayanların önemli sayılacak kadar büyük bir topluluk olmadığını gördük…” dedi.
Zuckerberg oluşan bu skandaldan sonra Amerika ve İngiltere ulusal gazetelerinde, kullanıcılardan özür dileyen bir yazı yayınladı.
Bir kaç ay önce Facebook’un sanal gerçeklik programını deneme amaçlı yayınladığı videoda, felaketten yeni çıkmış Porto Riko halkına karşı gösterdiği umursamaz davranışları yüzünden eliştirilen Zuckerberg, yayınladığı özür yazısından dolayı yeniden eleştirilerin merkezi oldu. Çoğu okuyucu, kullanılan cümlelerin yapısından dolayı, Zuckerberg’in kullanıcılardan özür dilemekten çok firmasının düştüğü durumdan dolayı üzüntüsünü dile getirdiğini söyledi.
CEO insanlar tarafından eleştirilirken, bir çok kişi Facebook hakkında başka bir konuyu dile getirdi. Bir çok ülke için Facebook internetin ana merkezi sayılıyor. Özellikle tam olarak özgür sayılmayan ülkelerde insanlar Facebook’u haberleri okumak, kişilerle iletişime geçmek gibi günümüzde hayati değeri olan işler için kullanıyor.
Bütün internet bu haber ve peşinden gelen tartışmalarla çalkalanırken iki milyar Facebook kullanıcısı hala Facebook yönetmeliklerinin merhametine bağlı. Facebook gerçekten açıklama yapıldığı gibi verileri korumak için daha sıkı mı çalışacak yoksa kendi çıkarları adına davranmaya devam mı edecekler?