Taksim Gezi Parkı’nda beş ağacın kesilecek olmasına karşı koyan aktivistlerin başlattığı protestolar gün geçtikçe şiddetini artırıyor. Türkiye’nin her ilinde geniş veya dar çaplı gösteriler devam ediyor. Şimdi bu ayaklanmanın -kimilerine göre ‘Türk Baharı’ olarak nitelendiriliyor- politika tarafına girmeden ekonomik olarak açıklamaya çalışacağım. Yazımın başında belirteceğim en önemli şey iki tarafın da haklı veya haksız olduğu durumlar var fakat şu bir gerçek ki zarar gören tek şey Türkiye Cumhuriyeti maliyesidir.

Öncelikle sabahın erken saatlerinde soğuk bir duş etkisi yaratan Borsa İstanbul ile başlayalım. Yaşanan protestolardaki artışa, dünya borsalarındaki satışlar ve ABD Merkez Bankası FED’in açıklamaları da eklenince borsa Ağustos 2011’den bu yana en keskin düşüşünü yaşadı. Borsa İstanbul 100 (BIST 100) endeksi 5.526,98 puan kaybederek yeni haftaya bir önceki haftaya göre yüzde 6,43 oranında sert bir düşüşle başladı. Endeks üzerinde ağırlığı yüksek olan bankacılık endeksi güne yüzde 7,53 kayıpla başlarken, holding endeksinin kaybı ise yüzde 4,84 oldu. Bankalar ve yatırımcılar risk almak istemediğinden tahvil/bono piyasasındaki işlemler normal günlere göre çok küçük hacimde kaldı.  Yabancı uyruklu birçok yatırımcı Türkiye’deki yatırımlarından vazgeçti. Borsa İstanbul günü yüzde 10,47 düşüşle son yılların en düşük puanı olan76.983 puan ile kapadı. Gün sonunda bankacılık endeksi yüzde 11.19 değer kaybetti. Dünyanın önde gelen kredi kuruluşlarından olan S&P Türkiye’de yarın yapacağı konferansı erteledi. Borsada bir günde 62 milyar TL maalesef ki buharlaştı. Kabaca, bir ağacın borsaya maliyeti 12.4 milyar lira oldu diyebiliriz.

Borsanın yanında birçok turist Türkiye’deki rezervasyonlarını iptal etti. Bu eylemlerin etkisinin önümüzdeki iki ayı etkileyeceğini düşünürsek TÜİK’e göre geçen yıl Haziran-Temmuz aylarında turizmden elde edilen 5 milyar 191 milyon 784 bin turizm gelirinin büyük kısmı da buharlaşarak uçacak diyebiliriz. Onun yanında 2020 Yaz Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları için başvurusu bulunan İstanbul, aynı etkinlikler için başvurusu bulunan Madrid ve Tokyo’ya adeta dudak ısırtıyordu. Fakat bu eylemlerden sonra bu adaylık da riske girdi. 2020 olimpiyatlarının Türkiye’de gerçekleşmemesinin ekonomik olarak zararı apaçık ortada olacaktır. Umarız ki 2020 olimpiyatları İstanbul ilimize verilir.

Şuana kadar ki zararlar eylemcilerin direk olarak müdahalesi olmadan gerçekleşen zararlardı. Bu eylemlerden gerçekten samimi insanlar var fakat bu samimi insanların arasına karışan vandalistlerin -bana göre PKK’dan çok farkları yok- çevreye ve ülkeye verdikleri zararlar çok fazla. Açıklamalara göre  89 polis aracı, 42 özel araç, 4 otobüs, 18 belediye otobüsü, 4 bina, 99 işyeri, 1 konut, 1 polis merkezi çok sayıda otobüs durağı, ankesörlü telefon ve trafik ışıkları maalesef ki ‘çevre eylemcileri’ tarafından harap hale geldi. Üzülerek açıklıyorum ki bu zararın tamamı bizim, ailemizin ve tanıdıklarımızın cebinden karşılanacaktır. Hiçbir siyasinin cebinden halk için bir kuruş çıkmaz. Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne göre eylemlerin Ankara’ya zararı 20 milyon TL olarak açıklandı.

Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin bir ferdi olarak bu karışıklıkların biran önce bitmesini diliyorum. Sevgili duyarlı eylemcilerden de eylemlerine son vermesini istiyorum çünkü eylemler devam ettikçe vandalistler bizim mallarımıza zarar verecekler tabiri caizse karambolcü insanlar polisi halka düşman edecek. Herkesten tek isteğim herkesin sandıkta konuşmasıdır. Üzülerek belirtmek isterim ki bu eylemlerden tek zarar gören Türkiye’dir, fayda görenler ise medyasında Türkleri kışkırtan Avrupa ve PKK olacaktır.

Leave a Reply