Nazım Hikmet’in Ferhad ile Şirin eseri yeni bir yorum ile 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Bilkent Odeon’da seyirciyle buluştu. Bilkent Senfoni Orkestrası’na Mert Fırat ve Aslı Tandoğan’ın anlatıcı olarak eşlik ettiği bu senfonik piyeste müzik Arif Melikov, proje ve uyarlama ise Yelda Cavga ve Aydın Mecid’e ait. Dünya Barış Günü’nde bir aşk hikâyesinin insanlığa ve umuda aslında ne kadar paralel olduğunu hissettiren bu uyarlamayı izlemek isteyenler Bilkent Odeon’daydı.
Konser öncesi gerçekleşen provalarda Mert Fırat ile ufak bir sohbet ettik. Bilkent’i, tiyatroyu ve Ferhad ile Şirin’i konuştuk.
Bilkent’e hoş geldiniz! Daha önce Bilkent’e gelmiş miydiniz ve Bilkent ile ilgili izlenimleriniz neler?
Mert Fırat: Bilkent’te çok fazla etkinliğe katıldım. Ankara’da büyüdüğüm için Bilkent’e de çok geldim. Mesela Bilkent Center’a çok gelirdik çocukluğumda. Daha sonra Bilkent Tiyatro’ya oyunculuk sınavı için geldim ve kazandım. İletişim Tasarım bölümüne de merak salmıştım. Bilkent için olumsuz bir şey söyleyemem, her yönden güzel bir okul. Mesela Radyo Bilkent iyidir ve Ankara’dayken onu çok dinlerdim ama artık İstanbul’da olduğum için mümkün olmuyor. Eskiden ulaşımı zordu ve şehrin dışında kalırdı fakat zamanla şehrin en iyi üniversitelerinden biri oldu. Eğitim kadrosu da yıllar içinde çok güçlendi. Bu nedenle benim için çok saygın bir okul. Ayrıca Bilkent’in sanata ve kültüre yaptığı yatırımlarıyla ayrışan bir yapısı var. Senfoni Orkestrası ve Tiyatro Bölümü ile oldukça ön plana çıkıyor.
Son zamanlarda Tiyatro Bölümü’nde yaşanan olaylara da çok hakim değilim ama bildiğim kadarıyla sınav yapıldıktan sonra kontenjanı tamamlamak üzere eklemeler yapılmış. Bu eklemeyi bütün kurulun onaylamadığını ve sonucunda bir grup akademisyenin istifa ettiğini biliyorum. Olayın esasını ben de bilemiyorum ancak bu kadar akademisyen kendilerini riske atarak sırf Bilkent’i zor durumda bırakmak için istifa etmiş olamazlar. Bu nedenle bölümün mutlaka haklı gerekçeler göstererek kamuoyunu inandırıcı açıklamalar yapması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü kurucusu Cüneyt Gökçer olan, çok değerli hocalarımızın adının geçtiği bir oyunculuk bölümü burası. Ne kadar çabuk netleşirse bölüm adına o kadar iyi olur.
Nazım Hikmet’in Ferhad ile Şirin oyunundan uyarlanan bu senfonik piyesin anlatıcılarındansınız. Peki Ferhad ile Şirin hikâyesi sizin için ne ifade ediyor?
Mert Fırat: Ferhad ile Şirin benim çok sevdiğim bir Nazım Hikmet eseridir. Okuldayken de çok çalıştığımız oyunlardan bir tanesiydi. Kızlar hep Mehmene Banu’yu oynamak isterlerdi, erkekler de Ferhad’ı. Bıkmadan oynadığımız sahneleri vardı. Seviyorum çünkü aşkın başka yönlerini anlatan bir eser. İdeoloji ile aşkın, insan sevgisinin getirdiği sorumluluğun aşkla bağını gösteren şahane yazılmış bir oyun Ferhad ile Şirin. Kişinin hayattaki tutarlılığının aşktaki tutarlılığıyla ne kadar bağlı olduğunu da anlatıyor.
1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, böyle bir projede özellikle Nazım Hikmet’in eserini çalışmak çok anlamlı oldu.
Bilkent Senfoni Orkestrası ile birlikte çalışmak nasıldı?
Mert Fırat: Bilkent Senfoni Orkestrası ile çalışmak çok keyifliydi. Ben daha önce de başka projelerde değişik Senfoni Orkestraları ile çalıştım. Tabii böyle bir metin üzerinden çalışmak çok başka oldu. Bilkent Senfoni Orkestrası da çok profesyonel ve nerede ne yapacaklarını biliyorlar tabii ki. Bizim anlatıcılığımız biraz daha muallakta kalan bir durum olduğu için provalar yaptık. Provalarla çok daha iyi bir hâle getirdik. Benim için çok iyi bir tecrübe oldu.
Seslendirmede size Aslı Tandoğan eşlik ediyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Mert Fırat: Aslı Tandoğan ile daha önce çok bir araya geldik. Bir yıl Bütün Çılgınlar Sever Beni isimli oyunu oynadık. Fakat ilk defa böyle bir projede bir aradayız. Tabii ki onunla birlikte oynamış olmanın getirdiği bir avantajımız da vardı. Artık birbirimizi biliyoruz, tanıyoruz çünkü çok mesaimiz oldu ve birbirimizin neleri sevip sevmediğine hakimiz. O anlamda Aslı Tandoğan ile birlikte seslendirmek benim için güzel bir şans oldu.
Önümüzdeki sezon yeni projeleriniz var mı? Ankara’da projeleriniz olacak mı?
Mert Fırat: Bu sene yeni bir tiyatro oyunu çalışmayacağım. DasDas ile çok ilgileniyoruz. Daha geniş bir tesise, alana kavuşuyor. Ankara’ya tekrar Kasım-Aralık’ta bir turne vesilesiyle gelmeyi düşünüyoruz. Bir yandan dizi çekimlerimiz başlıyor. Ufak Tefek Cinayetler’in yeni sezonunun çekimlerine başlayacağız, çok heyecanlıyız.
Bana provalarını izleme fırsatı veren Bilkent Senfoni Orkestrasına ve bu keyifli sohbet için Mert Fırat’a çok teşekkür ediyorum. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde böyle anlamlı bir uyarlamada emeği geçen herkese teşekkürler.
Mert Fırat’ın değindiği gibi insan sevgisinin getirdiği sorumluluk ile aşk birbirine çok yakın aslında. Ferhad ile Şirin’in meselesi hepimizin meselesinden ayrı değil çünkü. İki insanın mutluluğu, bir halkın mutluluğundan bağımsız değil Nazım Hikmet’in de anlattığı gibi.