Türkiye’nin Yetersiz GDO’lu Ürün Politikası

Sizce Türkiye’de yediğimiz ve içtiğimiz içecek ve yiyeceklerin ne kadarı doğal? Bu soruyu hiç kendinize sordunuz mu? Günümüzde, Türkiye ne yazık ki, tarım ürünlerinin yarısından çoğunu yurt dışından ithal ediyor. Örneğin; İsrail’den hibrid tohumu satın alıyoruz ve Amerika’dan Mısır ve Soya fasulyesi vb. Greenpeace Akdeniz örgütün Türkiye’de yaptığı araştırma sonucunda insanımızın Genetiği Değiştirilmiş Organizmalı ürünler hakkında bilgisi olduğunu göstermiştir. Yapılan araştırma gösteriyor ki; halkımız GDO’lu ürünlerin sağlığa zararlı olduğunu düşünüyor ve içeriğinde GDO bulunduran markalı ürünleri almamayı tercih ediyor.

Peki, nedir şu meşhur GDO? “GDO, çağdaş genetik mühendisliği teknikleri kullanılarak genetik yapısı değiştirilmiş organizmaları anlatan Genetically Modified Organism teriminin kısaltılmasıdır. GDO’lar ya farklı bitki ve hayvanların DNA molekülleri kullanılarak yeni bir ürün türü olarak üretilmekte veya mevcut türlere yeni gen aktarımı ile bir ürün türünün yapısı değiştirilmektedir ki bunlara da transgenik ürünler denilmektedir. Burada tarımsal alanda elde edilen yeni türler veya hibrit tohumların kullanımı vasıtasıyla kuraklık veya nem gibi doğa koşullarına daha dayanıklı veya ürünlerde tane ve kalite kaybına yol açan herbisit ve pestisitlere karşı daha dirençli ürünlerin yetiştirilmesi amaçlanmaktadır.”

GDO’lu tohumlarının ekimine ilk kez 1996 yılında başladığının, son 15 yılda ekim alanlarının, miktarlarının ve ticaretinin giderek arttığını biliyor muydunuz? İşin vahimi, GDO’lu ürünleri kullanma ve üretmede ABD, Brezilya, Çin, Arjantin, Kanada ve Hindistan başı çeken ülkeler arasında yer alıyor. Buna ek olarak, yayınlanan son araştırmalara göre, 2008 yılından itibaren 25 ayrı ülkede GDO’lu ürünlerin yetiştirilmeye başlanmış ve günümüzde, ekim alanlarının giderek arttığını görebiliyoruz. ABD’de üretilen soya fasulyesi ve mısırın yüzde 80’inde GDO var. , Türkiye Akdeniz Bölgesinde, Karadeniz Bölgesinde Mısır üretimi yapıyor ve ABD’den de mısır ithal etmeyi

GDO'lu ürünler insan sağlığı için de önemli tehditler içeriyor.

GDO’lu ürünler insan sağlığı için de önemli tehditler içeriyor.

tercih ediyor ve üstelik bu mısırların GDO içerdiğini bilmesine rağmen bu ürünlerle yapılmış mısır ürünlerinin marketlerde satılmasına engel olmuyor.

Türkiye’nin GDO ile ilgili yapmış olduğu ilk düzenleme Tarım Bakanlığınca “Transgenik Kültür Bitkilerinin Alan Denemeleri Hakkında Talimat” adıyla 1998 yılında yapılmıştır. Bugün iktidarda olan hükümet,  Tarım Bakanlığı 26 Ekim 2012’de yönetmelik hazırlamıştır. Biyo güvenlik Yasa Tasarısını Bakanlar Kuruluna sunmuştur ve bu yasa tasarısı mecliste yasallaşmayı beklemektedir. Ancak; şahsen Tarım Bakanlığının GDO ile ilgili yaptığı düzenlemeleri yeterli görmüyorum ve hatta eksiklikleri olduğunu düşünüyorum.

Eğer Türkiye’de GDO’lu ürünler sıkı bir şekilde denetlenseydi, Mersin Limanında 3 Türk firmasının ABD’den ithal ettiği 23 bin ton pirinçte GDO bulunduğu için soruşturma açılmazdı. İTÜ ilk raporunda söz konusu pirinçlerde GDO kalıntısı bulunduğu söylemiştir fakat bu kalıntıların başka bir yer bulaşmış olabileceğine işaret etmiştir.  Buna ilaveten İTÜ ikinci raporunda, pirinçlerin GDO’lu olduğunu açıklamıştır. Bu raporu esas alan Mersin Cumhuriyet Savcılığı pirinçleri Türkiye’ye getiren firmalardan birisinin üç yöneticisine dava açmıştır. Fakat İTÜ daha sonra çark edip ,’pirinçler GDO’lu raporunun hatalı olduğunu açıklamıştır. Öte yandan,  Greenpeace üyeleri, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın hazırladığı yasa taslağının GDO’lu ürünlere izin vereceğini belirtiyorlar. Grup üyeleri, GDO’lu ürünlerinin yasaklanması talebinde bulunmak amacıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı önünde pilav tezgâhı açmıştır ve pilav dağıtmak istemiştir ancak polis müdahale etmiştir. Grup üyeleri şu açıklamayı yapmıştır;” Biz kimsenin GDO’lu pilav yemesini istemiyoruz. Bu nedenle şu an yapılan örtbas çabasından bir an önce vazgeçilip, bakanlığın hazırladığı ve gıdalara GDO sokmayı hedefleyen yasa değişikliğinin geri çekilmesini talep ediyoruz” demiştir. Ayrıca, Greenpeace Akdeniz Tarım Kampanyası Sorumlusu Tarık Nejat Dinç şu açıklamayı yapmıştır;” Mersin ’de yakalanan GDO’lu pirinçlerle ilgili İTÜ ’nün önce ‘GDO’ludur’ raporu verdiğini, ardından da rektörlüğün ‘raporda usulen hata yapıldığını’ açıkladığını belirterek “Rektörlüğün açıklaması yargıya doğrudan müdahaledir, suç teşkil eder, kabul edilemez” demiştir.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'den GDO'lu ürünler konusunda daha etkin tedbirler alması bekleniyor.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’den GDO’lu ürünler konusunda daha etkin tedbirler alması bekleniyor.

Son olarak, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker GDO’lu pirinç tartışmalarıyla ilgili şu yorumda bulunmuştur;” Türkiye’de GDO’lu ürün üretimine asla izin verilmedi, asla verilmiyor. İthalatına izin verilmiyor ve en önemlisi bu konuda denetimler çok sıkı şekilde yapılıyor. Vatandaşımızın endişe etmesine asla gerek yok” demiştir.  Şahsen, Bakanımız Mehdi Eker’ in açıklamasını yeterli bulmuyorum çünkü Türkiye’de GDO’lu ürünlerin denetimi yeterince sıkı yapılmıyor ve insanlarımız farkında olmadan GDO içeren ürünleri sofrasına koyuyor. Tarım Bakanlığına önerim, Kanunlarda GDO’yla ilgili sıkı kurallar konulsun. Ayrıca, Laboratuvarlarda GDO’lu gıdalar üzerindeki testlerin dikkatlice yapılmasını öneririm ve içeriğinde GDO olan ürünlerin üzerinde aynı sigara paketlerinin üzerinde bulunan yazı benzeri  “bu üründe GDO vardır” yazılması gerektiğini düşünmekteyim ve böylelikle halkımıza da organik ürünleri almayı teşvik etmiş oluruz.

YAZAN: Alkım Onar

Leave a Reply