Kadın ya da erkek olursun ya da bambaşka.
Başını aç derler , ya da kapa.
Sev , ama sakın dokunma!
Bu beden senin değil nasıl olsa…
Sen çalış , sen doğur , sen savaş , sen sus!
İstedikleri gibi olmazsan öldürebilirler seni!
Töreler daha değerliymiş gibi hayatta…
Bir çocuk, bir gecede hayata düşer.
Bir anda doğar, bir anda yaşar.
Fakat bazılarının nasıl yaşayacağına on binler, yüz binler, milyonlar…
Karar verir.
XX kromozomuysa kalıtımını şekillendiren, bir aile meclisinin tek sözüne bakar hayatının geri kalanı.
Bir sözüne bakar yaşamının devamı veya sonlanacağı…
Bilinenin aksine Türkiye’de sadece iki kadın vardır.
Birinin adı İstanbul, bir ötekisi Anadolu.
İstanbul çalışır.
Anadolu uğraşır.
Kadın savaşır…
Anadolu, ailesinin razı geldiği mükellef bir kocaya varır. 5-10 doğurur.
İstanbul, hayatının aşkını üniversitede tanımıştır. Çocukları okur.
Fakat her ikisi de tek bir nefesleri için dahi mücadele eder.
Her bir hareketini yabancı gözler izler onların.
Bu ülkede kadın sorgulanır.
Yaptıkları değil yapmadıklarıyla yargılanır.
Nazım Hikmet gibi okunur.
Hafifletici sebeplerini saymazlar.
Bir kadının hayatı ıskalama lüksü yoktur.
Kadınsan acizsin, zayıfsın.
Sesini yükseltirsen baltalanırsın.
Ne giyeceğine toplum, hamileliğine kravatlı adamlar karar verir.
Yine onların elinden olur sonun.
Karşı cinsin aklından geçen her bir günah senin suçun.
Azmettirici de sensin kurban da.
Yazamazsın, çizemezsin,
Sen, sesini yükseltemezsin.
Şayet denersen, çok geçmeden sesini kesmesini de iyi bilirler.
“Kıskandım.” derler, “töre” kılıfına bürürler.
Oysa temizlenecek şey safi zihindir, namustan öte.
Cinayet-i töre.
Bir insanın kardeşinin canına kıymasını meşrulaştırır bu iki kelime.
“Namustur, töredir, zorunda.” derler ve konu kapatılır.
Kalıtımının kodu XX ise sevemezsin, bağlanamazsın, gözünü açamazsın.
Ya kuzenine varırsın,
Ya da dayına.
“Çocuk gelin” derler, ayıplarlar, kınarlar ama
Sonunu bir türlü getiremezler.
Bir devin karşısında gıkını çıkaramazsın.
İsmin Anadolu’dur, ismin İstanbul’dur.
Sen Rojda, sen Emine, sen kadın.
Onların bir tek sözüne bakar ölümün kalımın.
Senin adın, bir küfür gibi anılır geride.
Verdiğin mücadele,
Hafızalardan silinir, bedenin toprak olur yeri gelince.
Bağır bağırabildiğince.
Susarsan yıkılırsın.
Bırak seni politikasına alet edenler utansın.
Sen ana, sen eş, sen kadın.
Bir içli türküdür adın.
Benim ülkemde kadının kaderidir bu; haykırır ulu fırtınalar gibi.
Fakat erkeğin kasırgası yanında, bir cılız meltemdir onunkisi.
“Tanrı bin birinci gece şairi yarattı
Bin ikinci gece Cemal’i,
Bin üçüncü gece şiir okudu Tanrı,
Başa döndü sonra,
Kadını yeniden yarattı.”
Can Teser
Ben de bin dördüncü gece, başa dönüp tekrar tekrar yazınızı okudum ve çok beğendim…
Tebrik ediyorum… Anlatım güzel, kurgu güzel, kelime seçimi güzel… bütün hislerime tercüman olmuşsunuz…içime sindirdim.. çok teşekkürler, kaleminize, yüreğinize sağlık…
sevgiler