Gazetede yazmaya başladığım günden beri, Birleşik Krallık ile ilgili çıkan bir yazıda Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden çıkma sürecine yani “Brexit”e ilişkin ifadelere yer verilmeyen bir yazıya şahit değilim, bu haftanın başlangıcına değin de bu gidişatın değişmeyeceği kanısındaydım.
Yalanlanmanın mutluluğu içerisindeyim.
Şimdiden uyarayım, Brexit’ten bu yazıda bile kaçış yok (şunun şurasında gerçekleşmesine -büyük bir değişiklik olmazsa- Türkiye’deki Mahalli İdareler Seçimleri kadar bile zaman kalmadı) ama en azından son yılların siyasi tartışmalarına damga vuran bu konu, yazıya önemli ölçüde geç bir noktada dahil olacak. Bunun sebebiyse, uzun bir aradan sonra nispeten “old school” tartışmalara sahne olan İngiliz siyaseti ve ülkenin en büyük iki partisinden ayrılan milletvekillerinin yeni bir hareket başlatmaları, bununla da kalmayıp bu iki partideki ciddi fay hatlarını sanki Brexit’e bir aydan birazcık fazla süre kalmamışçasına gündeme getirmeleri oldu.
Perde, bir pazartesi sabahı bu iki partiden ana muhalefette olan İşçi Partisi’nde açıldı. Kimler tarafından ne amaçla yapılacağı resmen açıklanmayan bir toplantıdan tüm medya görevlileri haberdar edilmiş, Westminster Sarayı’ndaki bir odada toplantının olası konuşmacıları için yedi koltuk ve bir kürsü ayarlanmıştı; hatırı sayılır kulis bilgilerinden mahrum kalanlar ise, ipucu niyetine toplantının resmi adı olan “İşçi Partili bazı milletvekillerince İngiliz siyasetinin geleceğine ilişkin bir duyuru” ile yetinmek durumundaydı. Toplantı saati geldiğinde, odanın kapısında yedi İşçi Partili milletvekili belirdi: bir zamanların Barack Obama ile kıyaslanan siyasetçisi (düşündüğünüzden ilginç bir kıyaslama olabilir [1]) Chuka Umunna, seçim bölgesinde güven oylamasıyla karşı karşıya kalan ve antisemitik saldırılardan dem vuran Luciana Berger, gölge Maliye Bakanlığı da yapmış Chris Leslie, Angela Smith, Mike Gapes, Gavin Shuker ve Ann Coffey. Koltuklarına oturdular, Berger’le başlayıp Umunna’yla biten bir sıra ile kürsüye geldiler, Jeremy Corbyn yönetimini yerden yere vurdular ve İşçi Partisi’nin 1981’deki Sosyal Demokrat Parti (SDP) bölünmesinden bu yana gördüğü en sert bölünmeyi yaşattılar. Her konuşmada İşçi Partisi’nin “kurumsal anlamda antisemitik” bir partiye dönüştüğünü, partinin “aşırı sol tarafından rehin alındığını”, “solcu entelektüellerin aksine fakirliğin gurur duyulacak bir şey olmadığını”, “dünyadaki her problemin Batı tarafından çıkarıldığına inanmadıklarını”; kısacası “partinin tanınmaz hale geldiğini” söylediler ve kurdukları “Bağımsız Grup”ta yerlerini almak üzere İşçi Partisi’nden gittiler.
Bu yedi milletvekili, halihazırda İşçi Partisi’nin başındaki Corbyn ve ekibine sözlerini sakınmadığı gibi parti içindeki diğer milletvekillerinin de aynı düşünceleri paylaştığı imasında bulundu. Bu ağır eleştiriler de karşılıksız kalmadı. Corbyn’in sağ kolu John McDonnell bu yedi ismin vekillikten de istifa ederek kendi bölgelerinde yeniden seçime girmeleri gerektiğini savunurken Corbyn bu vekillerin “bir İşçi Partisi manifestosunu hayata geçirmek” için parlamentoya seçildiğini söyleyerek bir anlamda ara seçim fikrine örtülü destek verdi. Pek çok milletvekili ise bu yeni hareketin İşçi Partisi oyunu bölerek Muhafazakarlar’a bir seçim zaferi armağan edebileceği konusunda neredeyse hemfikir. Bağımsız Grup’un henüz bir “parti” olmadığını belirtmekte yarar görenler de oldu: bu hareket an itibariyle bir “limited şirket” olarak kurulmuş durumda ve partilerin aksine bağışçılarını beyan etmek zorunluluğundan muaflar; ama Umunna belli bir zamandan sonra bir parti haline gelmek istediklerini söylediği gibi “hareket”in üyeleri 7500 pound üzerindeki bağışları ve bağışçıların isimlerini zorunlu olmasa da açıklayacaklarını söyledi [2].
"I am very sorry about any offence caused, and I am very upset that I misspoke so badly. It's not what I am"@angelasmithmp apologises for appearing to say "funny tinge" when talking about skin colour on #politicslive
Read more: https://t.co/JMQFU3ZQFh pic.twitter.com/nCnbHQRE9t
— BBC Politics (@BBCPolitics) February 18, 2019
Bununla birlikte, bir diğer eleştiriyi savuşturmak yukarıdaki kadar kolay olmadı: söz konusu yedi milletvekilinden Angela Smith istifa ettiği gün BBC’de İşçi Partisi’nde olduğunu iddia ettiği ayrımcılıktan bahsederken etnik azınlıklara mensup kişiler için “funny tinge” (kimileri için daha vahim olarak “funny tint” [3]) ifadesini kullandı – yanlış okumadınız, partiyi ayrımcılıkla suçlayarak istifa ettiği gün. Bu yeni hareketten Smith’e herhangi bir yaptırım gelmediği gibi Smith bunu “yorgun olmasına” bağlamakta bir beis görmedi, “bu ben değilim” diyerek – Smith bu konuda “kendisine güveniyor” [4]. Bağımsız Grup’un 1980’lerde İsçi Partisi’ne solda ciddi bir rakip olan SDP seviyesine kadar gelip gelemeyeceği soruları akıllardaysa da, SDP’nin başlangıcında yer almış Polly Toynbee gibi isimler yeni hareketin geleceği konusunda şimdilik karamsar [5]. Yeni harekettekilerin Brexit karşıtı olduğu da sır değil, fakat Brexit aleyhinde kampanya yapan gruplarda bu vekillerin ayrı bir hareket olarak değil de kendi partileri içinde hareket etmeleri gerektiği görüşünün yaygın olarak paylaşıldığı biliniyor [6]. Bu gruplara göre Brexit aleyhinde yola çıkan Bağımsız Grup, parlamento aritmetiğinde bunu önleyebilecek tek parti olan İşçi Partisi’ni bu seçenekten geri dönülmez biçimde uzaklaştırmış olabilir.
Gördüğünüz gibi, Brexit’ten kaçışım yukarıdaki satırlarla sonlandı çünkü bu hikayeye eklenen yeni halkalar Brexit’ten bağımsız olmadı. Bu hafta içinde yediliye İşçi Partili vekil Joan Ryan da katıldı ama hikaye bununla sınırlı değildi – İşçi Partisi’ndeki kriz, Muhafazakarlar’a ve hükümetlerinin parlamento çoğunluğuna da sıçradı.
Anna Soubry, Sarah Wollaston ve Heidi Allen… 2005’te Muhafazakarlar’ın başına geçen David Cameron’ın partiyi modernleştirme projesinin sonucunda parlamentoya gelmiş milletvekilleri, bu projenin miadının dolduğunu, aşırı sağın partiye sızdığını ve “Muhafazakar Parti’nin kendilerini terk ettiğini” söyleyerek partiden ayrıldılar. Bir partide daha AB yanlısı kanadın etkili isimleri ayrıldı, Brexit’i yerine getirmekte kararlı yönetimle ve parti içinde AB’yle bir anlaşmaya varmadan ayrılma yanlısı hiziplerle ters düşerek Bağımsız Grup’a katılma kararı aldı. Bir anlamda Muhafazakarlar’da Cameron devrinin kapandığı bir kez daha teyit edildi.
İşçi Partisi 1981’den sonraki en ciddi krizini yaşarken bunun -yine- Theresa May’e pahalıya patlayacağını kim tahmin edebilirdi ki? Partisinin 318 olan milletvekili sayısının 315’e düşmesiyle, Kuzey İrlanda’nın Demokratik Birlik Partisi’nin (DUP) desteğiyle ayakta kalan hükümetin mevcudu 650 sandalyeli parlamentoda 325 sınırının tam üstünde. Parlamentonun başındaki Muhafazakar John Bercow’un güven oylamalarında beraberlik haricinde oy kullanamaması ya da İşçi Partili Paul Flynn’in hayatını kaybetmesi, bu hesapları daha alengirli hale getiriyor ama bu etkenlerden belki de en önemlisi, bir diğer Kuzey İrlanda partisi olan Sinn Fein’in 7 milletvekilinin parti politikası gereği Avam Kamarası oylamalarını boykot etmesi. Sinn Fein her ne kadar bu politikayı 1917’den beri sürdürse [7] ve partinin lideri Mary Lou McDonald vekillerin parlamentoya gelmeyeceğini açıklasa da [8], Sinn Fein’in dikkatini çekecek olası bir taslak metin ya da May Hükümeti için yeni bir güven oylaması bir istisna yaratır mı? Olası görünmüyorsa da hükümet için kritik bir soru işareti.
Kritik bir soru işareti daha var… Eski yazıları takip edenlerin de bildiği üzere, Aralık ayında kazandığı parti içi güven oylamasından hemen önce konuşan May, 2022’de yapılması beklenen seçimlere partisinin başında girmeyeceği anlamına gelen bir beyanda bulunmuştu, her ne kadar basına kapalı bir grup toplantısında da olsa.
Geçtiğimiz günlerde, Muhafazakarlar bünyesinde seçim çalışmalarında görev alan bir ismin “bir sonraki seçimde Muhafazakarlar’ın manifestosu”na ilişkin toplantılar yapmaya başladığı bilgisi ortaya çıktı [9]. Bunun ortaya çıkmasında etkili olan durum ise, partiden ayrılan vekillerin May Hükümeti’nin çoğunluğuna vereceği zararı takiben May’in kısa sürede seçime gitmeye mecbur kalması ihtimali ve Muhafazakar partili vekillerin bundan duyduğu endişe. Elbette İşçi Partisi ciddi bir iç bölünme içerisindeyken ve May’in 2022’ye kadar dayanmasının güçlüğü ortadayken, Theresa May “mecbur kaldığı” bu seçeneğe kurtuluşu gözüyle bakarsa kimse şaşırmayacaktır.
Bütün bu “29 Mart yaklaşmıyormuşçasına” yaşanan gelişmeler Birleşik Krallık için birbirinden ciddi soruları beraberinde getiriyor; fakat önümüzdeki günlerde bunlara cevap bulunması bir yana, cevapsız sorular gittikçe artacak gibi görünüyor.
Bir not: Bağımsız Grup ve diğer partiler ile ilgili yeni gelişmeler, bu yazı yazılırken bile durmak bilmedi. İşçi Partisi’nden Ian Austin istifa etti ama Bağımsız Grup ile temas kurmadığını söyledi. Muhafazakar hükümetlerde bakanlık yapmış Justine Greening ve Dominic Grieve ise, mevcut hükümetin Brexit planlarında istedikleri değişikliklerin olmaması halinde partilerinden ayrılacaklarını duyurdu [10].
Kaynaklar
[1]: https://www.independent.co.uk/news/uk/politics/chuka-umunnas-british-obama-wikipedia-entry-came-from-his-former-office-8569083.html
[2]: https://www.theguardian.com/politics/2019/feb/19/independent-group-criticised-for-not-registering-as-political-party
[3]: https://www.washingtonpost.com/world/2019/02/18/britains-newest-political-group-isnt-even-day-old-its-already-accused-racism/?noredirect=on&utm_term=.c8fc4a361e6c
[4]: https://www.standard.co.uk/news/politics/former-labour-mp-angela-smith-says-she-was-very-very-tired-when-she-made-funny-tinge-comment-a4070996.html
[5]: https://www.theguardian.com/commentisfree/2019/feb/18/labour-schism-sdp-brexit-seven-mps
[6]: https://www.theguardian.com/politics/2019/feb/18/labour-mps-split-a-clear-attempt-to-start-a-new-party
[7]: https://blogs.lse.ac.uk/politicsandpolicy/why-sinn-fein-wont-drop-its-abstentionist-policy/
[8]: https://www.independent.ie/news/sinn-fein-leader-reaffirms-abstentionist-policy-at-markievicz-celebrations-37607225.html
[9]: https://www.theguardian.com/politics/2019/feb/19/labour-mps-fear-theresa-may-could-exploit-party-split-to-call-early-election
[10]: https://www.standard.co.uk/news/politics/brexit-news-latest-justine-greening-and-dominic-grieve-threaten-to-quit-party-over-nodeal-a4072956.html