TÜRKİYE’NİN EUROVISION SERÜVENİ

Eurovision şarkı yarışması, her yıl mayıs ayında yarışmayı bir önceki yıl kazanan ülkede düzenlenen ve Avrupa’yı kültürel anlamda birbirine bağlayan bir müzikal şovdur. Yarışmaya katılan her ülke belirlediği şarkıcı veya grupla kendisini bu şölende temsil eder. İlk kez 1956 yılında 7 ülkenin katılımıyla düzenlenen bu şov günümüzde 40’ı aşkın ülkenin katılımıyla düzenleniyor. Ülkemizin belli aralıklarla katıldığı ancak bununla beraber 6 yıldır boykot ettiği yarışma her yıl yaklaşık 1 milyara yakın insan tarafından televizyondan ve internetten canlı olarak izleniyor. Milyonlarca insanı kendine çeken bu renkli organizasyonda Türkiye’nin derin ve bir o kadar da karışık bir geçmişi bulunuyor.

2004’te Türkiye’de düzenlenen organizasyonun logosu.

Düzenlenmeye başladığı 1956 yılından itibaren her yıl düzenli olarak katılımcı ülke sayısını ve takipçi kitlesini artıran Eurovision, Türkiye’nin de ilgisini çekmişti. Yarışmanın ilk yıllarında yeterli bütçeyi ayıramadığı için organizasyona başvuramayan Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu(TRT) zamanla yeterli bütçeyi ayırmayı başardı ve özellikle dönemin TRT spikerlerinden Bülend Özveren’in yoğun gayretleriyle 1975 yılında Eurovision’a katılmak için Avrupa Yayın Birliği’ne(EBU) resmi başvuruyu yaptı. EBU’nun başvuruyu kabul etmesinin ardından sıra ülkemizi temsil edecek şarkıcıyı ve şarkıyı belirlemeye geldi. Ülkemizi temsil etmek için 141 şarkıcı aday oldu ve şarkılar günlerce radyoda ve televizyonda dinletildi. Halkın posta yoluyla oy verdiği ve jürinin de söz hakkı olduğu eleme sürecinin ardından Semiha Yankı’nın “Seninle Bir Dakika” adlı şarkısı ülkemizi Eurovision’da temsil etmeye hak kazandı. Türkiye tarihinde ilk kez katıldığı Eurovision’da 19 ülke arasında sonuncu oldu. Her ne kadar yarışmayı 3 puanla sonuncu olarak tamamlamış olsak da yarışmaya katılmamız Avrupa’ya yakınlaşmamız açısından önemliydi.

Türkiye, Semiha Yankı ile tarihinde ilk kez Eurovision’da yer aldı. Stockholm, 1975.

İlk kez katıldığımız yarışmayı yalnızca 3 puanla sonuncu olarak tamamlamamız halk arasında öfkeye neden oldu çünkü onlara göre Kıbrıs Barış Harekâtı yüzünden Avrupalı ülkeler Türkiye’ye bilerek puan vermemişti. Yani halkımıza ve birçok devlet büyüğümüze göre sonuçlar tamamen politikti. 1976 ve 1977’deki yarışmalara bu sebeple katılmayan Türkiye, 1978’de yarışmaya dönme kararı aldı ancak Nilüfer ve Grup Nazar’ın seslendirdiği “Sevince” şarkısı da 2 puanla 18. olmaktan kurtulamadı. 1979’daki organizasyonu 1978’deki yarışmayı kazanan İsrail’in düzenleyecek olması ve Türkiye ile İsrail’in diplomatik olarak aralarının iyi olmaması nedeniyle Türkiye 1979’daki organizasyona katılmadı. 1980 yılındaki yarışmaya dönemin ünlü ismi Ajda Pekkan’ın “Petrol” adlı şarkısıyla katılan Türkiye sonuçlardan yine umduğunu bulamadı. 1986 yılına kadar son sıralardan kurtulmayı bir türlü başaramayan Türkiye 1986’daki yarışmada Klips ve Onlar grubunun “Halley” adlı şarkısıyla 53 puanla 9. oldu ve tarihinde ilk kez yarışmada ilk 10’a girdi. Fakat ertesi seneki yarışmada Sosyal Taner’in “Şarkım Sevgim Üstüne” adlı şarkısı yarışmayı 1 puan bile alamadan 0 puanla sonuncu olarak tamamladı. 1993 yılına kadar yine benzer sonuçlar alan Türkiye’ye bir darbe de EBU’dan geldi. EBU yarışmanın katılımcı sayısının 25’i aşmasını sebep göstererek bundan sonra yarışmayı son 5 sırada tamamlayan ülkelerin bir sonraki yıl yarışmaya alınmayacağını duyurdu. 1993 yılındaki yarışmada Burak Aydos’un “Esmer Yârim” şarkısıyla Türkiye yarışmayı 10 puanla 21. sırada tamamladı ve 1994’teki organizasyona katılma şansını kaybetti. 1995’te yarışmaya yeniden dönen Türkiye 1995’te ve 1996’da sırasıyla 16. ve 12. oldu ve orta sıraları biraz daha zorlamaya başladı.

Klips ve Onlar grubunun “Halley” adlı şarkısıyla Türkiye 1986’daki yarışmada 9. Oldu ve tarihinde ilk kez yarışmada ilk 10 sıra içerisinde yer aldı.

1997’deki organizasyona kadar 1986’daki yarışmada elde ettiği 9.luktan daha iyi bir derece elde edemeyen Türkiye, 1997’de Şebnem Paker’in “Dinle” adlı parçasıyla hiç kimsenin beklemediği bir şekilde 121 puan topladı ve yarışmayı 3. sırada tamamladı. Bu sonuç Türk insanındaki “ne yaparsak yapalım Avrupalılar bize oy vermiyor” algısını yıktı ve Eurovision’un ülkemizdeki popülaritesi artmaya başladı. 1998-2002 yılları arasındaki yarışmalarda yine orta sıralarda yer alan Türkiye’de yarışmaya katılacak sanatçının halk oylamasıyla belirlenmesi ve Türkiye’nin yarışmaya hep Türkçe şarkıyla katılması TRT’de tartışılmaya başlandı. 2003’te dönemin TRT genel müdürü Yücel Yener’in girişimleriyle TRT radikal bir karar alarak halk oylamasına gitmeden Sertab Erener’e Türkiye’yi Eurovision’da temsil etmesi için teklif götürdü. Sertab Erener’in teklifi kabul etmesi ve yarışmaya “Everyway that I can” adlı İngilizce şarkısıyla katılacağının açıklanması ülkede büyük tartışmalara neden oldu. Bu konu hakkında meclise soru önergesi veren milletvekilleri bile oldu(2003 AKP Samsun milletvekili Suat Kılıç). Tüm bu tartışmaların arasında yarışmaya katılan Sertab Erener yarışmayı 167 puanla 1. sırada tamamladı ve ülkemize tarihindeki ilk Eurovision birinciliğini kazandırdı. Ülkemizde coşkuyla kutlanan bu sonuç aynı zamanda 2004’teki organizasyona Türkiye’nin ev sahipliği yapacağı anlamına geliyordu. Yarışmaya katılan ülke sayısının 30’a dayanması üzere EBU yarışmanın formatında bir kez daha değişikliğe gitti ve yarışmanın bundan sonra bir yarı final ve final etabından oluşacağı duyuruldu. 15 Mayıs 2004’te Abdi İpekçi Spor Salonu’nda gerçekleştirilen organizasyonu Ukrayna kazanırken Türkiye adına yarışan Athena “For Real” adlı şarkısıyla 195 puan toplayarak Türkiye’nin Eurovision tarihindeki en fazla puan toplayan şarkıcı oldu ve yarışmayı 4. sırada tamamladı.

Şebnem Paker’in “Dinle” adlı şarkısıyla Türkiye, 1997’de Dublin’deki yarışmayı 3. Sırada tamamladı ve tarihinde ilk kez Eurovision’da ilk 3 sıra içerisinde yer aldı.    

 

Sertab Erener’in “Everyway that I can” adlı şarkısıyla yarışmaya ilk kez yabancı bir dilde şarkıyla katılan Türkiye 2003’te Riga’daki yarışmayı 1. tamamladı ve tarihinde ilk kez Eurovision’da şampiyonluğa ulaştı.

Türkiye’nin tarihinde ilk kez Eurovision’a  ev sahipliği yaptığı 2004’teki yarışma Abdi İpekçi Spor Salonu’nda düzenlendi. Yarışmanın sunucuları ise Meltem Cumbul ve Korhan Abay’dı.

2005 ve 2006’da sırasıyla Gülseren’le 13. Sibel Tüzün’le 11. olan Türkiye, 2007’de Kenan Doğulu’nun “Shake it Up Şekerim” adlı şarkısıyla yarışmayı 4. sırada tamamladı ve yeniden üst sıraları zorlamaya başladı. 2008’deki yarışmada Mor ve Ötesi grubunun “Deli” adlı parçasıyla 7. olan Türkiye yarışmada bir Türkçe şarkıyla kazandığı en iyi dereceyi elde etti. Yarışmaya katılan ülke sayısının 36’ya ulaşması üzerine EBU bundan sonra 2 tane yarı finalin düzenleneceğini ve her yarı finalden 10 ülkenin finale yükseleceğini açıkladı. Ayrıca ev sahibi ülkenin yanı sıra organizasyona en fazla desteği sağlayan ve referans ülkeler olarak gösterilen Almanya, Fransa, Birleşik Krallık, İtalya ve İspanya’nın finale doğrudan katılacağı açıklandı. Ek olarak, sonuçların %100 halk oylamasıyla belirlendiği oylama sisteminde de bir değişikliğe gidildi ve bundan sonra oylamanın %50 halk oylaması, %50 jürinin oylaması şeklinde yapılması kararlaştırıldı. EBU bu değişikliklere sebep olarak komşu ülkelerin sürekli birbirine oy vermesini ve yarışmada politik oylamaların had safhaya ulaşmasını gösterdi. 2009’da Hadise’nin “Düm Tek Tek” adlı şarkısıyla 4. olması ve 2010’da maNga’nın “We Could Be the Same” adlı şarkısı ile 2. olmasıyla Türkiye Avrupa’da iyice sükse yaptı. Sertab Erener, Athena, Kenan Doğulu, Hadise ve maNga’nın Eurovision’da elde ettiği iyi dereceler, TRT’nin Eurovision’a katılacak temsilciyi halk oylaması yapmadan belirleme ve yarışmaya İngilizce şarkıyla katılma politikasının başarılı olduğunun bir göstergesiydi. 2011’deki yarışma Türkiye için büyük bir hayal kırıklığıyla sonuçlandı. Yarışmaya Yüksek Sadakat grubunun “Live it Up” adlı şarkısıyla katılan Türkiye, yarı finalde 13. oldu ve tarihinde ilk kez finale kalamadı. Yarışmadaki hezimetin ardından Yüksek Sadakat grubu ve TRT yönetimi, medya ve halk tarafından ağır bir şekilde eleştirildi. 2012’de yarışma öncesi daha özenli ve titiz bir seçim yapan TRT, Eurovision’da ülkemizi temsil etmesi için son dönemlerde halk arasında popüler olan Can Bonomo’yu seçti. Yarışma öncesi yapılan anketlerde 1. sırada yer alan Türkiye’nin 2012’deki yarışmada Can Bonomo’nun “Love Me Back” adlı şarkısıyla 7. olması TRT tarafından öfkeyle karşılandı çünkü halk oylamasında 2. sırada bulunan Türkiye jüri oylamasında ise kendine ancak 24. sırada yer bulabildi ve EBU’nun yeni oylama sistemi TRT’de tartışılmaya başlandı.

maNga “We could be the same” adlı şarkısıyla 2010’da Oslo’daki yarışmayı iyi bir performansla 2. sırada tamamladı.

Can Bonomo’nun oylama sistemi yüzünden haksızlığa uğradığını düşünen TRT yönetimi EBU’ya rest çekerek oylama sisteminin değiştirilmesini istedi, aksi bir durumda Türkiye’nin Eurovision’a katılmayacağını açıkladı. Oylama sisteminin tüm ülkelere eşit olduğunu savunan EBU yönetimi TRT’nin isteğini reddetti ve TRT, Türkiye’nin Eurovision’a katılmayacağını açıkladı. Türkiye Eurovision’a 2012’den beri ne yazık ki katılmıyor. TRT yarışmaya katılmama kararının oylama sistemindeki adaletsizlik olduğunu açıklasa da şu anki TRT genel müdürü İbrahim Eren geçtiğimiz ağustos ayında yaptığı açıklamada Eurovision’un 2014’teki kazananı Conchita Wurst’ün transseksüel kimliğini hedef gösterdi ve ”’Aynı anda hem erkeğim hem kadınım’ diyen birini akşam saat 9’da çocukların seyrettiği bir zamanda ben canlı yayınlayamam.” dedi. Oylama sisteminden çok, Eurovision’daki transseksüel ve eşcinsel temsilci sayısının artmasının TRT’nin Eurovision’a katılmaktan vazgeçmesindeki ana faktör olduğunu İbrahim Eren aslında bir nevi itiraf etmiş oldu. 14 ve 16 Mayıs’ta yarı final; 18 Mayıs’ta ise büyük finalin gerçekleştirileceği yarışmaya bu yıl 2018’in kazananı İsrail ev sahipliği yapacak. Türkiye yarışmaya maalesef bu yıl da  katılmıyor. Dilerim bu anlamsız boykot en kısa zamanda bir son bulur ve Türkiye bu büyük müzikal şölene tekrar katılır.

Not: Eurovision Türkiye’de yayınlanmıyor ancak Eurovision’un 14 ve 16 Mayıs’taki yarı finallerini ve 18 Mayıs’taki büyük finalini Türkiye saatiyle 22.00’de Eurovision’un YouTube kanalı üzerinden canlı olarak izleyebilirsiniz.

 KAYNAKÇA

Kuyucu, Michael. Türkiye’nin Eurovision Serüveni. İstanbul : Esen Kitap, 2011.

Özveren, Bülend. Eurovison ‘a Doğru. Podcast. Directed by TRT. İstanbul, Türkiye, 18 Şubat 2012

EBU. “The History of the Eurovisian Song Contest” EBU, http://www.eurovision.tv/page/history.

https://maksatbilgi.com/turkiyenin-eurovision-tarihi

FOTOĞRAFLARIN KAYNAKÇASI

https://www.biyografistan.com/2013/06/semiha-yanki-kimdir-biyografisi.html

https://www.cnnturk.com/yasam/eurovisionda-turkiyeyi-temsil-ettiler-onlari-taniyabilecek-misiniz?page=4

https://www.izlesene.com/video/sebnem-paker-dinle/6876420

http://www.turkishclass.com/picture_1189

https://wiwibloggs.com/2013/04/12/poll-which-eurovision-host-city-had-the-best-slogan-and-logo/21808/eurovision-2004-logo-istanbul/

https://eurovoix.com/2017/08/02/turkey-manga-possible-eurovision-return/

 

 

 

 

 

Leave a Reply