“Hasret Gültekin, Madımak Oteli’nde katledilmiş 33 aydından biri… Bir ozan… Yirmi iki yaşına bin ömrü sığdırıp parlayan bir aydın müzisyenken, o yangında yarım bırakılmış bir hayat. Yaşasaydı… Bugün bu oyun Hasret Gültekin’le bir buluşma. Hasret Gültekin’in gittiği yerden sevdikleriyle, memleketiyle, bağlamasıyla, türküleriyle buluşması. Bu oyun, bugün de hâlâ süren dünyanın yangınına bir ses, soluk. ‘Bir insan ömrünü neye vermeli’ derken yarım bırakılmış hayatlara…”
Hasret… Bir şeyin ve bir kimsenin yokluğundan duyulan acı, onu görme, ona kavuşma isteği. 1993 yılında Sivas’ta, Madımak Katliamı’nda yaşamını yitiren otuz beş kişiden biri olan sanatçı ve halk ozanı Hasret Gültekin anısına, onun yaşamından yola çıkılarak düzenlenmiş türkü müzikali. Hazırlıkları yaklaşık üç yıl süren müzikalin dünya prömiyeri mart ayının başında Berlin’deki Atze Musicteater Sahnesi’nde gerçekleştirildi. Şirin Aktemur tarafından yazılıp yönetilen türkü müzikalinin müzik tasarımını Mert Kılıç, ışık tasarımını Alper İşmen, genel koordinatörlüğünü ise Özgür Özkan yürütüyor. Müzikal içindeki türküler de Mert Kılıç tarafından çalınıp söyleniyor. Yazar Şirin Aktemur ve müzisyen Mert Kılıç’ı, son üç sezondur Ankara Devlet Tiyatroları’nda büyük bir beğeniyle izlediğimiz, Neşet Ertaş’ın hayatının anlatıldığı “Neşe’Dert’Aşk” oyunundan biliyoruz. Hasret Müzikali de yine aynı şekilde, izleyenlerin yüreğinde derin izler bırakmakta ve pek çok kişi tarafından ilgiyle takip edilmekte.
Hasret Gültekin kısacık ömrüne müzikal anlamda çok büyük başarılar sığdırmış; yüreğimizi ısıtan türküleriyle ülkemiz, kültürümüz için çok değerli bir müzik adamıdır. Daima araştıran, öğrenen, sanatsal anlamda da her şeyin özünü görmeye çalışan, “Türkülerimiz enternasyonalisttir. Enternasyonalist olmayan insanın ütopyası da olamaz; olsa bile siyah beyazdır. Bizimki ise mavidir.” diyerek bütün dünya halklarının renklerine türkülerinde yer vermiş bir halk ozanıdır. Hem müziğiyle hem de felsefesiyle, yaşamımızda çok büyük bir yeri vardır. Bir İnsan Ömrünü Neye Vermeli, Sevgi Kuşun Kanadında, Şu Kanlı Zalimin Ettiği İşler, Gül Yel Değdi, Ömrüm Nerde ve daha pek çoğu gibi yalnızca yüreğimizi değil; aklımızı ve beynimizi de büyüleyen; iyiliğin, dürüstlüğün, insanlığın simgesi onlarca eserin çok önemli bir yorumcusudur.
Hasret Müzikali, hayatı zamansızca sona erdirilmiş bu genç halk ozanının hayatına dair bilinmeyen yönleri karşımıza çıkarıyor. Ve yine, Madımak Katliamı’nda öldürülen diğer bütün güzel insanları da anmak için bir vesile oluyor. Fikriniz, inancınız ne olursa olsun; içinize işleyecek, gönül telinizi titretecek incelikte bir oyun. Sevgisizliğin, nefretin, kötülüğün esir aldığı bu dünyada; yetmeyeceğini bilse bile iyilikle, güzellikle, sevgiyle kurtuluşun hayalini kurduruyor insana. Bir acı gerçeğe yeniden dokunarak, bir utancın kıyısından geçerek, kapanmamış yaralarımızla oynayarak; fikirlerin asla yakılamacağını hatırlatıyor bir kez daha.
Hasret Müzikali, 13 Nisan ve 27 Nisan tarihlerinde saat 19:30’da Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney Sahnesi’nde sergilenecek. Halk müziği sever, halk kültürüne gönül vermiş herkese, büyük bir beğeniyle izleyeceklerine emin olduğum Hasret Müzikali’ni şiddetle tavsiye ederim. Öfkesiz ve kinsiz inançlardan doğan umudun hüküm sürdüğü bir yaşama Hasret’le…
Ayşe demirbaş
Yüreğine sağlık. Seyretmek imkanıda bulmayı umuyorum.