Yanlış okumadınız, her ne kadar Uzakdoğu dendiğinde aklımıza ilk gelen kültürel ögelerden biri çay olsa da Kore’nin bir çay ülkesi olduğunu söylemek artık neredeyse imkânsız. Komşusu olduğu kültürlere benzer bir şekilde sayısız çay çeşidine ve kendine has çay sunumuna sahip Kore geleneksel kültürüne karşın, görünen o ki, günümüzde kahve tüketimi çayın çok üzerinde seyrediyor. Kafe/kahve evi zincirleri ve ünlü markalar tüm ülkeyi kasıp kavuruyor, tek bir cadde üzerinde onlarca kafe bulmak ise işten bile değil. Kore Üniversitesi kampüsünün de içinde bulunduğu ve küçük sayılabilecek bir semt olan Anam-dong civarında iki yüzün üzerinde kafe olması bu eğilimi açıkça gözler önüne sermeye yetiyor.
Kore’de çayın artık belli bir yaşın üzerindeki nesil arasında rağbet gördüğü şu günlerde gençlerin kahveye olan tutkusunu sadece bir içeceğin yaygın tüketimi olarak yorumlamak yeterli değil. Kahve ve kahve evleri, kendi kültürlerini ve yaşam biçimlerini yaratıyor. Markaların tekdüze zincir işletmelerinin yanı sıra özgün ve farklı üsluplarıyla gönüllerde yer eden ilginç, küçük ve sempatik dükkânların da yer aldığı geniş bir yelpazeye erişmek Kore’de çocuk oyuncağı.
Hayvansever müşterilerin hem kahvelerini yudumlayabilecekleri hem de çevrelerini saran hayvanlarla oynayarak hoşça vakit geçirebilecekleri kedi ve köpek kafeleri akla gelen ilk tema kafelerinden. Turistler tarafından sıkça ziyaret edilen Myeongdong, Hongdae gibi semtlerde bu mekânlardan bulmak mümkün.
Müşterilerin yıldız, tarot ve el fallarına baktırmak için gittikleri saju kafeleri ise ilişkilerinde uyum arayanlar ve gelecek için Koreliler’in çokça ilgi gösterdiği yerlerden. Ewha Kız Üniversitesi çevresi ilgililer için bu anlamda tam bir cennet.
Hello Kitty, Snoopy gibi sevilen çizgi film karakterlerinin ana temayı oluşturduğu kafelerin tüm iç tasarımı ve ürünleri de karakterlerin renk, şekil ve tarzını yansıtıyor. Yaşa bakmaksızın her yaştan müşterinin gerçeklikten bir süreliğine sıyrılıp karakterlerin renkli dünyasında vakit geçirebildiği bu renkli ortamlar tuvalet aynasından kahve kremasının süslemesine kadar her desen, temaya uygun.
Kafe ortamında ders çalışmak, Kore gençleri için günlük yaşamın vazgeçilmez eylemlerinden biri. Bu amaca hizmet eden ve sessiz çalışma ortamı oluşturmanın birinci şart olduğu “çalışma kafeleri”nin yanı sıra herhangi bir kafede ders çalışan sayısız öğrenciye rastlamak hayatın sıradan bir parçası. Odalarında sosyal medya ve internetin dikkat dağıtan dünyası içinde odaklanma sorunu yaşayan, ancak kütüphane ortamının fazla sessiz ve kısıtlayıcı ortamından da hoşnut olmayan öğrenciler, soluğu en yakınlarındaki kahve evlerinde alıyorlar. Sıcak ve rahat ortamı ile hem bireysel hem de grup çalışmaları için ideal ortamı sağlayan bu mekânlarda uzun saatler geçirmek mümkün. Kablosuz internet hizmetinin her birinde sağlandığından söz etmeye ise gerek yok.
Daha da ilgi çekici başka bir konu ise, üniversite mahallesi olmasının da katkısıyla, vize ve final haftalarında Anam-dong’daki kafelerde boş yer bulmanın inanılmaz derecede zorlaşması. Çoğu gece yarısında kapanan kafelerden çıkan öğrenci kalabalığının bir sonraki durağı ise kütüphane, kampüs içindeki çalışma salonları ya da 24 saat açık kafeler oluyor. Kahvenin geceyi uykusuz geçirmek niyetindeki öğrencilerin neden en yakın arkadaşı olduğu ise herkesin malumu.
“Dışarıda ders mi çalışılırmış; sohbet muhabbetle kaynar, gider” diye düşünenler bu konuda her ne kadar haklı gibi görünseler de Kore’de şartlar bu tip bir çalışma için gerçekten uygun. Üstüne üstlük Kore’de öğrencilerin yaşadığı odaların genellikle ne kadar küçük olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, özellikle soğuk günlerde kafelerin sıcak, rahat ve güven veren ortamına sığınmak yapılabilecek en iyi seçeneklerden biri gibi görünüyor. Görünen o ki, yaygın tercih olarak kahvenin çaya üstünlüğünde, içecek olarak sahip olduğu artılardan çok, yarattığı kahve evi kültürünün büyük yeri var.
Hem kahve içmenin bu kadar eğlenceli olduğu bir ülkede bir fincan kahvenin kim bilir kaç yıl hatırı vardır!