Mart ayının gelmesiyle beraber üniversite öğrencilerini bir staj kaygısıdır almış gidiyor. Biz de bu genele yayılmış olan kaygıyı fark ettik ve öğrencilerin staj için hayallerini süsleyen dört büyük denetim ve danışmanlık firmasında çalışanlardan, kendi kariyer hikâyelerini de dinleyerek, şirketlerin stajyer ve yeni mezun alım süreçleri hakkında bir bilgilendirme yapmaya karar verdik.
Serimizin ilk röportajını Dört Büyükler(Big4) diye adlandırılan denetim ve danışmanlık firmalarından biri olan EY ile gerçekleştirmeye karar verdik. Mezunumuz olan firma yöneticisiyle yaptığımız görüşmenin detaylarını siz okuyucularımıza aktarmadan önce, EY hakkında kısa bir bilgilendirme yapmak isterim.
EY, bağımsız denetim, vergi, kurumsal finansman ve danışmanlık hizmetleri sunan dünyaca tanınmış bir firmadır. Geçmişi 19’uncu yüzyıla uzanan ve Arthur Young ve Alwin C. Ernst tarafından kurulmuş Ernst & Whinney ile Arthur Young & Co.’nun 1989’da birleşmesiyle Ernst & Young adını alan firma, hali hazırda 150 ülkede bulunan 700’ü aşkın ofisinde 250 binin üstündeki personeliyle 31 milyar USD’yi aşkın gelir elde eden bir denetim ve danışmanlık organizasyonudur. Ululararası olarak 28 coğrafi bölge ve dört alan altında gruplanmıştır; Amerika, Avrupa, Orta Doğu, Hindistan ve Afrika (“EMEIA”) ve son olarak Asya-Pasifik ve Japonya.
1983’te Türkiye’deki ilk ofisini açan EY Türkiye şu anda İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa illerindeki ofislerinde 1,500’e yakın çalışanıyla hizmet vermektedir.
Dünyanın her yerinde örnek alınacak bir çalışan kültürü geliştirmeyi; başarılı kişilerin işe alındığı ve müşterilere daha iyi hizmet sunmaları için destek olunduğu bir kültür yaratmayı hedefleyen firma, bu doğrultuda aşağıdaki değerlerinden hiç taviz vermemektedir ve kendisine yol gösteren aşağıdaki prensiplerle hareket etmektedir:
Dürüstlük, saygı, ekip çalışması
Dinamizm, gayret, liderlik
Daima doğru olanın yapılması
Kaynak: EY Official Website: www.ey.com/tr
EY hakkındaki bu genel ve oldukça yüzeysel bilgilendirmenin ardından geçtiğimiz günlerde GazeteBilkent Ekonomi ailesinin ricasını kırmayarak bizimle görüşmeyi kabul eden firmanın Ankara Ofis Kıdemli Müdürlerinden ve Bilkent üniversitesi mezunlarından Emir Taşar’a kulak veriyoruz:
Öncelikle sizi tanıyalım, bize kendinizden bahseder misiniz?
Gaziantep doğumluyum. Uzun yıllardan beri Ankara’da ikamet ediyorum. İlkokulu Aykan Koleji’nde, Ortaokulu Tevfik Fikret Lisesi’nde, liseyi ise Ankara Anadolu Lisesi’nde tamamladıktan sonra 2007 yılında mezun olduğum Bilkent Üniversitesi İşletme fakültesine giriş yaptım. 2017 yılında Hukuk fakültesi altındaki, ekonomi hukuku yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Daha sonra PwC Ankara Ofisin de, bağımsız denetim bölümünde, denetim asistanı olarak işe başladım. 4 yıl denetim bölümünde çalıştıktan sonra, PwC İstanbul Ofis’te Danışmanlık bölümünde 1 yıl görev aldım. EY’ın Ankara’da bağımsız denetim birimi oluşturma aşamasında, 2012 yılında Ankara’ya döndüm ve EY denetim bölümüne transfer oldum. Şu anda EY bağımsız denetim bölümünde kıdemli müdür olarak çalışıyorum.
Sizce Big Four içerisinde neden EY’ı tercih etmeliyiz?
Çalışanlar, hizmet verilen müşteriler ve iletişim halinde olunan tüm çevreler için daha iyi bir çalışma dünyası oluşturacak bir kurum kültürü geliştirmeyi hedefliyoruz ve bunu başarmanın yolunun çalışanlarımız için memnuniyet duyulacak ve önceliğine insanı alan bir iş yeri yaratmaktan geçtiğini biliyoruz. Genel şirket içi atmosfer, yöneticilerle diğer çalışanlar arasındaki sıcak iletişim, ödüllendirme mekanizması ve çalışanların kişisel gelişimine olan katkısı ile EY, kendini birçok firmadan olumlu olarak farklılaştırmaktadır. Bunun bir sonucu olarak EY, Türkiye’de ve dünyanın çeşitli yerlerinde yapılan en iyi işverenler araştırmalarında hep en üst sıralarda yer almayı başarmaktadır.
Stajyer ve yeni mezun alımında adaylardan beklentiniz nedir?
EY, çoğunluğunu 20’li ve 30’lu yaşlardaki çalışanların yani gençlerin oluşturduğu bir çalışan profiline sahip. İşimiz takım çalışması üzerine kurulu ve çalışma arkadaşlarımızın uyumlu, çalışkan, etik değerlere sahip ve yaptığımız işe karşı ilgili ve istekli olmaları bizim en önemli beklentimiz, çünkü ancak ve ancak işini severek yapanlar başarıya ulaşabilir.
Bunun yanı sıra çalışma arkadaşlarımızın dinlemeye ve öğrenmeye açık olmalarını ve her zaman karşısındakilere saygılı olmalarını beklemekteyiz. Bir diğer beklentimiz ise enerjik ve istekli olmaları. Çünkü burada çalışıyorsanız enerjik olmanız, yüksek performanslı bir ekiple çalışmaya hazırlıklı olmanız gerekiyor. Dürüstlük ve doğruluk da EY değerleri açısından önemsediğimiz bir konu. Çünkü hem topluma hem çalışanlarımıza hem de birlikte çalıştığımız müşterilere karşı bir sorumluluğumuz var.
Hem staj hem de yeni mezun alımında adayların mülakatlarda karşılaşabileceği sorulara örnek verebilir misiniz?
Mülakatlar genellikle sohbet havasında, kişiyi tanımaya ve buradaki çalışma ortamını onlara anlatmaya yönelik olarak gelişmektedir. Sorulacak sorular her ne kadar mülakatı yapan kişiye göre değişse de, temel olarak kişinin iş ve sektör hakkındaki istekliliğini ve yeteneklerinin yaptığımız işe uygun olup olmadığını anlamaya yöneliktir. Ben genellikle kişinin analitik düşünce yapısını anlamaya ve kriz anlarında problem çözme becerisine yönelik sorulara ağırlık vermeye çalışırım. Mesela birisi kendisindeki en önemli özelliğin “dikkatlilik” olduğunu söylemişse, kendisini kapıda karşılayıp mülakat yapılacak odaya kadar refakat eden resepsiyonist arkadaşın üzerindeki giysinin ne renk olduğunu ya da içinde bulunduğumuz binanın kaç katlı olduğunu sorabilirim.
Ancak, her ne olursa olsun, bir iş için girilen mülakatta başarısız olunduğu takdirde kesinlikle umutsuzluğa kapılmamak gerektiğini düşünüyorum. Ya kişi o iş için uygun değildir, ya da geliştirmesi gereken yönleri vardır. Bu tip durumlarda, kişinin mümkünse elenme nedenini öğrenmesini tavsiye ederim. Sonuç olarak, bu tip durumlarda kişinin üzülmeyi bırakıp, bu olumsuz sonucu eksiklerinin giderilmesi yönünde bir fırsat olarak addedip eksikliği gidermesi kalıcı başarı için elzemdir.
Stajyer ya da yeni mezun alımında firmanızın uyguladığı politika ne yöndedir, yıllık kaç kişi alınır?
Tüm başvuruları kendi internet sitemiz üzerinden (www.ey.com/tr/tr/careers) almak suretiyle, her sene yaklaşık 250 yeni mezunu bünyemize katıyoruz ve EY’da iş hayatını ve bölümleri yakından tanımak, kendini geliştirmek isteyen öğrencilere yaz ve kış dönemlerinde kısa ve uzun dönem staj imkânı sunuyoruz.
Adaylar bir özgeçmiş oluşturup ilanlarımıza kolaylıkla başvurabilirler. Bu özgeçmiş değerlendirmesini geçen adaylara ise çoktan seçmeli bir sınav yapmaktayız. Sınavda başarılı olan adaylarımızı müdür ve ortaklar ile yapılacak olan yüz yüze mülakatlara davet etmekteyiz. Tüm bunların sonunda, süreçlerde başarılı olan adaylara yazılı ve sözlü teklifte bulunmaktayız.
Genelde özel firmalar da her zaman bir hedef beklentisi ve fazlaca rekabet olduğu söylenerek kişilerin gözü korkutulmaya çalışılır. Sizce bu konuda EY kişileri daha çok bireyselleşmeye mi yoksa takım çalışmasına mı itiyor?
EY, bünyesinde birbirinden farklı ve oldukça çeşitli yetkinliklere haiz güçlü insan kaynağını barındıran büyük bir organizasyon. EY içindeki kişiler de kendi yetkinliklerine göre proje takımlarında yer almakta ve o takımın üyesi olarak kendi sorumlulukları doğrultusunda çalışmaktadırlar. Proje sonunda ise kişiler, proje süresince iyi yaptığı ya da geliştirilmesi gereken yönler konusunda bağlı olduğu yöneticisi tarafından değerlendirilmekte ve şirket içi performans değerlendirme sistemi üzerinden notlamalar yapılmaktadır. Bu süreçte her çalışana bir performans danışmanı atanmaktadır ve böylece kişinin gelişiminden ve performansından sorumlu olarak sürekli iletişim halinde bulunduğu bir kişi tarafından da desteklenmektedir. Bunun yanı sıra, 360 derece değerlendirme programları vasıtasıyla, yöneticiler de kendilerine bağlı çalışanlar tarafından değerlendirilmekte ve böylece onlar da beğenilen özellikleri ile geliştirilmesi gereken yönlerini tespit edip kendilerini güncelleme fırsatı bulmaktadırlar.
Bu doğrultuda da aramıza katılacak arkadaşların hedeflerinin olması gerekmektedir, burada kariyer yolu bellidir ve başarılı olan her arkadaş bu yolda rahatlıkla ilerlemektedir.
Okuyucularımız genelde bizim gibi üniversite öğrencileri. Son olarak bize vermek isteyeceğiniz tavsiyeleriniz var mı?
Üniversiteden kaç ortalama ile mezun olduğunuz önemli bir kriter olmakla birlikte üniversite yıllarının nasıl değerlendirildiği ve bu süreçte iş hayatına yönelik nasıl bir hazırlık içerisine girildiği de çok önemli… Ben mutlaka öğrencilere üniversitelerdeki öğrenci kulüpleri veya sivil toplum örgütleri gibi organizasyonlarda aktif görev almalarını tavsiye ederim. Bu tip yerlerde alacakları sorumluluklar ile hem birçok tecrübe kazanabilirler, hem de öğrencilikten sonra iş hayatına geçişte uyum süreçleri daha hızlı olur. Bunun yanı sıra, ömürlerinin önemli bir bölümü geçirecekleri mesleği seçme konusunda da acele etmeden, fırsat buldukça öğrencilik döneminde farklı alanlarda stajlar yaparak, hangi işte en başarılı olacaklarını anlamaya çalışmalarını ve ona göre bir iş seçmelerini tavsiye ederim.
Son olarak da, hangi sektörde olursanız olun veya ne iş yapıyor olursanız olun, insan ilişkilerinde başarılı olmak ve sağlıklı bir iletişim birçok şeyi kolaylaştıracaktır.