Türk Silahlı Kuvvetlerinin Göklerdeki Çelik Gözü Bayraktar TB2
Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girdiği günden beri aktif olarak kullanılan, Türkiye’nin alanında kendisini kanıtlamış insansız hava aracı olan Bayraktar TB2 geçtiğimiz haftalarda 100 Bin saatlik uçuş hedefini geride bıraktı. Hatta o kadar aktif kullanılıyor ki ben bu yazıyı yazmaya başladığım andan itibaren kontrol edecek olursak göklerdeki 110 Bin saatini doldurdu. Peki Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) insansız hava araçları konusunda hep bu kadar başarılı mıydı? TB2’yi bu kadar başarılı yapan nedir? Bu soruların cevaplarına ulaşabilmek için öncelikle Türkiye’nin İnsansız Hava araçları (İHA) konusunda geçmişte yaşamış olduğu olayları ve İHA’ların önemini incelemek gerekiyor.
İnsansız Hava Aracı nedir?
Küresel Hava Trafik Yönetimi Operasyonel Konsepti (The Global Air Traffic Management Operational Concept) Doc. 9854 uyarınca insansız hava aracı Şikago Konvansiyonu’nun 8. maddesinde düzenlenmiş olan ve içerisinde pilotu bulunmayan araçlar olarak tanımlanmaktadır. Başka bir ifadeyle ve en yalın tanımıyla İHA (UAV: Unmanned Aerial Vehicle); içinde pilot olmaksızın, GPS kontrollü ve otomatik olarak gidebilen hava aracı olarak tanımlanmaktadır [1].
Tabi İnsansız hava araçları bizim insanımız tarafından çok yeni bir teknoloji olarak algılansa da aslında tarihçe olarak çok uzun yıllardır İHA’ların kullanıldığını görüyoruz. Hatta ilk İHA’ların 1916 yılında üretildiğini de söylemeden geçmemek gerek.[2] I. Dünya savaşı sırasında radyo kontrol yöntemi kullanılarak adeta bir “uçan bomba” yapma amacı ile başlayan İHA’lar günümüzde çok aktif olarak özellikle gelişmiş ülkelerin kullanmış olduğu bir askeri platform haline gelmiş durumda.
Peki Türkiye’nin İHA’lar konusunda yaşamış olduğu hangi zorluklar bize kendi İnsansız Hava Aracı’mızı yapma zorunluluğu kattı diyecek olursak, bu soruya birden fazla şekilde yaklaşmamız gerekir. Çünkü tek bir cevabı olmayan bir konu. Öncelikle 1980’lerin sonundan itibaren artarak devam eden bugün bile halen ne yazık ki acısını çektiğimiz PKK terörü problemi İHA’lara olan ihtiyacın farkına varmamızı sağlayan etkenlerden birisi. Ancak bunun yanında Türkiye’nin geçmişte özellikle İsrail ile yaşamış olduğu Heron krizi ise sorunun asıl kaynağı oldu diyebiliriz.
2000’li yılların başlarında İsrail’den alınmak istenen 10 Heron’un İsrail tarafından verilmemesi verilenlerin de sürekli bir arızadan ötürü düşmesi canları iyice sıktı ve kısmen devlet desteği kısmen şirketlerin kendi Ar-Ge çalışmaları sayesinde Milli Güvenliğimizin yabancılara bırakılmaması gayesi ile tamamen yerli İnsansız Hava Araçları üretilmeye başlandı. Bayraktar TB2 de bu süreçte üretilen ve alanının neredeyse en başarılısı olarak görülen bir İHA konumuna geldi desek yanlış olmaz.
TB2 den bahsedecek olursak eğer, “Bayraktar TB2 Taktik Silahlı İnsansız Hava Aracı, keşif ve istihbarat görevleri için orta irtifa-uzun havada kalış süresi sınıfına giren (MALE) insansız hava aracıdır” tanımını yapıyor üretici firma BAYKAR Makina.[3] Bunun yanında üç yedekli aviyonik sistemleri ve sensör füzyon mimarisi kullanarak TB2 tamamen otonom taksi, kalkış, iniş ve görev yapabilme kabiliyetine sahip olmuştur. Bu özelliklere ek olarak da Roketsan Üretimi MAM-L ve MAM-C Mühimmatları da taşıyabilen TB2 özellikler terörle mücadele kapsamında etkin bir şekilde kullanılmaya devam ediyor.
Resim1: Bayraktar TB2 Yer Çalıştırması Sırasında
Resim2: Zeytindalı Harekatı Kapsamında Hedef işaretleme ve atış yapan TB2 SİHA
TB2, Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma ve Emniyet Müdürlüğü bünyesinde 2014 ten bu yana aktif olarak görev yapmaya devam ediyor. Hali hazırda 86 adet Bayraktar S/İHA (Silahlı/İnsansız Hava Aracı) Platformu ben bu yazıyı kaleme alırken bile bir yerlerde uçuşlarına devam ederek bizlerin-Türk Halkının ve Türk Askerinin güvenliğini sağlamaya devam ediyor. TB2 hakkında söylenmesi gereken bir diğer özellik ise Türk Havacılık tarihinde havada kalma süresi (27 Saat 3 Dakika) ve havada kalma irtifası (27 bin 30 feet) rekorunu da kırmıştır.[3] Buna ek olarak da TB2 bu ölçekte ihraç edilen ilk hava aracı ünvanını da taşımaktadır. Geçtiğimiz haftalarda Ukrayna’ya teslim edilen son parti TB2’lerle de Bayraktar sadece yurt içinde değil yurt dışında da aktif olarak uçmaya devam ediyor.
Resim3: Ukrayna Heyeti Baykar Tesislerinde
Peki TB2’nin başarısı nereden geliyor?
Öncelikle bu işin arkasında olan ve asıl tasarım işini yüklenen Baykar Mühendislerinin ve Baykar Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar’ın emeği ve imzası TB2’nin dizayn ve kullanışlılık olarak rakiplerinden bir adım önde olmasını sağlıyor. Bunun yanında kullanıcı ve kullanıcının ürün hakkında yaptığı “reklam” işin diğer boyutu. Kast etmek istediğim aslında şu. 2017 Yılında Kara Kuvvetleri envanterindeki İnsansız Hava Araçları birliğinin Kara Havacılık Komutanlığı’na bağlanmasıyla beraber Kara Havacıların verimli kullanılamayan bu birliği, etkin-tecrübeli personeli ve harp ortamını bilen deneyimli komutanlarıyla aktif olarak hem iç güvenlik harekatlarında hem de sınır ötesi operasyonlarda başarıyla kullanmaya başlamaları TB2’nin yıldızına yıldız katıp onu bir adım ileriye taşıyan en önemli etkenlerden olmuştur.
Sonuç olarak bakacak olursak teknoloji konusunda çoğu zaman treni bir şekilde kaçıran ülkemizin İHA’lar konusunda almış olduğu doğru kararlar ve yapılmış olan doğru işler İHA’ların üretimi ve kullanımı konusunda dünyadaki birçok ülkeden daha ileri seviyede olmamızı sağladı. Bu kapsamda herhangi bir şekilde bu tarz projelere destek veren ve bu güzel işlerde emeği olan herkese saygı duymak ise bana göre bizlerin boynunun borcudur.
KAYNAKÇA:
1)https://www.icao.int/publications/pages/doc7300.aspx.
2)Taylor, A. J. P. Jane’s Book of Remotely Piloted Vehicles
3)https://www.baykarsavunma.com/iha-15.html
4)https://www.youtube.com/watch?v=7i5SCgqBGT0
RESİM KAYNAKÇASI
https://www.ssb.gov.tr/Website/contentList.aspx?PageID=365&LangID=1
https://www.baykarsavunma.com/iha-15.html