Ankara Atatürk Kültür Merkezi, her hafta bir başka ilimizin tanıtım fuarına ev sahipliği yapmaya devam ediyor!
Geçtiğimiz haftalarda Rize, Bitlis, Karabük ve Aksaray’ın da aralarında yer aldığı büyük küçük pek çok şehrimizin yerel markalarını ve yerli üretim ürünlerini bir araya getiren tanıtıcı etkinlikler, geçtiğimiz hafta 23-26 Mayıs tarihleri arasında 3.Gümüşhane Günleri adıyla düzenlendi. Başta Gümüşhaneliler olmak üzere özellikle Karadeniz bölgesinden vatandaşlarımızın yoğun ilgi gösterdiği fuarda, halk oyunu gösterileri ve konserler de beğeni ve alkış topladı.
Atatürk Kültür Merkezi’nde özellikle sonbahar-ilkbahar dönemleri arasında gerçekleştirilen bu tip etkinlikler, her hafta (Perşembe-Pazar) söz konusu yöreye mensup olsun olmasın, oldukça geniş, çeşitli ve kemikleşmiş bir ziyaretçi kitlesine ev sahipliği yapıyor. Farklı yöreler, valilikler ve belediyeler hakkında tanıtıcı broşürlere, üniversitelerin stantlarına, gezi ve turizm rehberlerine rahatlıkla erişim sağlanmasının yanı sıra, yerli üreticinin ve sanatçıların elinden birebir tanıma imkânı bulduğumuz yiyecek, giyim eşyası, müzik ve belgesel CD’leri ya da geleneksel el sanatları gibi yöresel ürünler de bu fuarları birer cazibe merkezi haline getiriyor.
Bölgenin mutfak kültürüne dair ne varsa bulabileceğiniz büyük bir yiyecek çadırı da bu organizasyonların olmazsa olmazı. Birbirine bağlı 2 çadırdan ilkinde, o haftanın konuk şehrine özgü her türlü yemekle birlikte gözleme, içli köfte, zeytinyağlı yemekler, döner gibi yiyecekler de servis ediliyor. Geçtiğimiz haftanın konuk şehri Gümüşhane olduğu için, yöreye özgü siron, lemis (ıspanaklı gözleme), Kelkit kavurması/döneri başrollerdeydi. Bu çadırın devamı niteliğindeki ikinci çadırda ise, soğuk gıda malzemelerinin satışı yapılmakta; yine Gümüşhane örneğini verecek olursak pestil, köme (cevizli sucuk), peynir, kuru dut, kayısı gibi ürünler ilk bakışta göze çarpanlar.
Bu tip etkinlikler; büyük şehir kalabalığı içerisinde zaman zaman köklerinden uzaklaşan, memleketine gitmek için zaman bulamayan ya da hemşehrilerine yeterli vakit ayıramamaktan yakınanlar için güzel bir fırsat. Özledikleri yerel lezzetleri tadarken bir yandan hemşehrileriyle sohbet etme fırsatı yakalamak, mahalli sanatçıların ezgilerine kulak verirken bir stantta başlayıveren halay ya da horona dahil olmak, büyük şehrin yaşam telaşı içinde savrulan ruhlar için bir nevi terapi niteliğinde olsa gerek. Memleketi olsun olmasın her fuara katılanların sayısının yüksek olması, bunun genel bir sosyal ihtiyaç olduğunu gösteriyor.
Fuarların her sene daha kaliteli ve geniş yelpazedeki ürünlerle geldiği, insanımızın yörelerini tanıtmak konusunda daha bilinçli hareket ettikleri bir gerçek, ancak bir diğer gerçek de Atatürk Kültür Merkezi’nin her yıl daha da eskidiği ve bakımsızlaştığı. Her hafta yüzlerce, belki binlerce kişiye ev sahipliği yapan, alt katında Ankara Devlet Klasik Türk Müziği Korosu, Ankara Devlet Türk Halk Müziği Korosu gibi toplulukların müdürlüklerinin bulunduğu ve birbirinden değerli sanatçıların çalışmalarını yürüttüğü bu binanın hali ne yazık ki içler acısı. Bahçesinin bakımsızlığı bir yana, kırık basamakları engelsiz bir insanın bile zorlukla yürüyebileceği kadar kötü bir durumda. Bir dönem yıkılacağı ve yerine 5 katlı bir müze yapılacağı da söylenen bu bina hakkındaki temennim, onarılarak yeniden şık ve kullanılabilir bir hale getirilmesi. Umalım ki bu atıl bırakma hali, yıkım öncesi bir meşrulaştırma politikası değildir.
Atatürk Kültür Merkezi’nin ev sahipliği yapacağı sıradaki etkinlik ise Çankırı Günleri. 30 Mayıs-2 Haziran arasında gerçekleştirecek fuar için girişlerin ücretsiz olduğunu da hatırlatalım.