Neredeyse bütün dünyanın kendini karantinaya aldığı ve birkaç istisna dışında hiçbir spor aktivitesinin oynanmadığı şu dönemde “The Last Dance” belgeseli tüm basketbol severlere ilaç gibi geldi. Spor konusunda bu denli bir kısırlığın yaşandığı dönemde haliyle üstüne çok şey yazılıp çiziliyor ve belgeselin her yeri didik didik ediliyor, ki bu karşı olduğum bir durum da değil.  Geçen hafta Pazartesi günü ilk 2 bölüm yayınlandığında seyircinin gözüne en çok çarpan konulardan biri ligin tartışmasız en iyi 10 oyuncusundan biri olan Scottie Pippen’ın senelik maaşı en yüksek 122. oyuncu olmasıydı. Pippen bunun sebebini belgeselde zaten açıklıyor; olası bir kariyer tehdidi yaratacak sakatlık durumunda zor durumdaki ailesine yardımcı olabilmek için bu kontrata razı olduğunu dile getiriyor. Keza Chicago’dan ayrıldıktan sonra yüksek bedelli iki kontrat imzalıyor ve basketbol kariyerindeki kontratlardan toplam 109 milyon dolar elde ederek kariyerini noktalıyor.

Açıkçası, Pippen’ın maaşıyla ilgili yazılıp çizilenlerden sonra NBA’nın maaş politikasıyla ilgili bir şeyler okumak zorunda hissettim kendimi. NBA’de maaş ayrımcılığı temalı iki makale okudum, biri deri rengine göre yapılan ayrımcılık ve diğeri ise yerli yabancı ayrımcılığı ile alakalıydı. Anlaşılan o ki, NBA geçtiğimiz dönemlerde siyahi oyunculara ve yerli olmayan oyunculara daha az maaş vermekten ötürü ağır eleştiriler almış. Fakat bu durumun şu an ne kadar geçerli olduğu ise bir soru işareti.

1999-2000 sezonunda maaşı en yüksek 40 oyuncunun siyahi-beyaz oranı 33-7 iken, 2009-2010 sezonunda bu oran 34-6, ve 2019-2020 yılında 35-5. David Stern hayatını kaybettiğinde Kaan Kural, Amerikan Mutfak’ta Stern’ün devrimci kişiliğinden bahsetmişti ve bu 3 tane 10 yıllık dilimlere baktığımızda Stern döneminde ve sonrasında siyahi-beyaz ayrımına dayalı bir maaş ayrımcılığı görülmediğini söylemek mümkün.

Yapılan başka bir araştırma da, bundan önceki on yıllık dilimde, yabancı uyruklu oyuncuların sahada eşit performans gösterdiği yerli meslektaşlarına göre daha düşük ücret aldıklarını açıklıyor. Fakat yabancı oyuncuların piyasa talebindeki artış, uluslararası scoutingin gelişmesiyle beraber, bu eğilimin tersine dönmesine neden oldu. Aynı zamanda, bu araştırma, 2010-2011 sezonunda oynamış 451 basketbolcunun maaşlarını incelemiş ve yabancı uyruklu 89 oyuncunun yerli oyunculara performansları baz alınarak bakıldığında 900.000 dolar daha fazla maaş aldığını ortaya koyuyor.

 Yao Ming Houston Rockets’ta basketbol oynadığı süreç içinde 30 milyon Çinli Houston Rockets’a destek vermeye başlamış. Anladığım kadarıyla Çin’den gelen bu yoğun ilgi zaman içinde NBA’in globalleşmesine, dolayısıyla daha çok yabancı oyuncu alımına sebep olmuş. Son yıllarda NBA yabancı oyunculara daha da olumlu bakan bir kurum haline geldi ve özellikle Avrupalı oyuncu sayısı son yıllarda epey bir arttı. Luka Doncic, Nikola Jokic gibi isimler üst düzey performanslar ortaya koyuyorlar ve bu durum NBA’nın ulaşılabilirliğini daha arttıracak gibi gözüküyor. Doncic’in hala çaylak kontratı olduğu için yüksek bir maaşı yok ama ben önümüzdeki senelerde eğer bir talihsizlik yaşamazsa “NBA Tarihindeki En Yüksek Maaşlı Yabancı Oyuncu” ünvanını alacağını düşünüyorum.

Öte yandan Jokic, 2019-2020 sezonundaki en yüksek maaşlı 29. oyuncu fakat performans olarak en iyi 29. oyuncudan daha fazlası olduğunu söyleyebiliriz. Elbette bu sıralamanın en iyi performans veren oyuncular konusunda belirleyici olmamasının birçok farklı sebebi var, ama ben hala yabancı uyruklu All-Star seviyesindeki oyunculara NBA yöneticileri tarafından yeteri kadar güvenilmediğini ve bu sebepten maaşlarının yerli eşitlerine göre nispeten biraz daha düşük olduğu düşüncesindeyim.

Leave a Reply