Mübadelenin Başkenti: Mustafapaşa/Nevşehir

        Mustafapaşa (Sinasos), Nevşehir’in Ürgüp ilçesinin küçük bir kasabası, ilçe merkezinden yaklaşık 15 dakikalık bir mesafe uzaklıkta ve yüzyıllar öncesinden bu yana Anadolu halklarına ev sahipliği yapmış. Bu güzel ilçe sayısız millet, lider ve kültür görmüş; her birinden bir parçayı sinesinde saklayabilmiş. Birinci Dünya Savaşı’na kadar Osmanlı döneminde Rum yoğunluğu olan bu kasaba, Türkiye ile Yunanistan arasında yapılan antlaşmanın ardından mübadelenin en yoğun yaşandığı ve bölge halkının büyük bir oranının değişmesiyle yeni bir millete daha ev sahipliği yapmış. Bu güzel kasabanın kültürel tarihini incelemek ve yalnızca mübadelenin değil, Anadolu’da var olan milletlerin her birinin izlerini takip etmek için bu kasaba özelinde Anadolu’daki kültür beşikliği özelliğini görelim.

Birinci Dünya Savaş’ının ardından Türkiye ile Yunanistan arasında gerçekleşen mübadele, Mustafapaşa’nın daimi değişen kültürel çehresinde diğerlerinden daha hızlı bir değişim olarak incelenmelidir. Mustafapaşa, Antik Dönemden bu yana sürekli bir kültürel değişim içindedir. Bu kültürel değişim; bölge mimarisi, nüfusu, yaşam tarzı ve daha birçok beşeri faktörü doğrudan etkilemektedir. Kültürde gerçekleşen bu hareketlilikler, aynı zamanda dinde de gerçekleşmiştir. Bölgede çoğunluğu sağlayan halkın her dönem için değişmesi; birçok din, ırk ve kültürün beraber yaşaması bölge insanının her dönemde farklı bir profil ortaya koymasını sağlamıştır. Kültürel ve dini açıdan Mustafapaşa’yı incelemek için kronolojik sıralama yapılmalı ve belirli zaman aralıkları ile Mustafapaşa’nın dini ve kültürel profili incelenmelidir:

Bizans Kültürü (Milattan Sonra 6-7. Yüzyıl)

Mustafapaşa’nın kültürel ve dini tarihi incelendiğinde yeterince bulguya sahip olunan en eski tarih Milattan Sonra 6-7. yüzyıl dönemidir. Bölgenin o dönemki hakimi Bizans’tır ve kültürel ve dini bir vahdete ulaşılan son dönemdir. Bizanslıların bölgeye katkıları, Mustafapaşa’nın mimarisine önemli bir damga vurmuştur. Komana Harabeleri, Çavuşin, Eski Andaval, Aziz Jean Baptiste gibi birçok eser Bizans mimarisini yansıtmaktadır (N. Thierry, 1963, sf.4). Bu dönemden sonra bölge Hristiyan halkı mimari açıdan yenilikler katmanın yerine var olanı korumayı ve bölge devletlerinin izinleri doğrultusunda restorasyon yolunu izlemişlerdir. Bunun temelinde Osmanlı’nın bölgeye uzun süre hakim olması ve Osmanlı’da yüzyıllar boyunca yeni kilise inşasının yasaklanması yatmaktadır.

Ayios Vasilios Kilisesi, Mustafapaşa/Nevşehir Kaynak: beyazgazete.com

Ayios Vasilios Kilisesi, Mustafapaşa/Nevşehir
Kaynak: beyazgazete.com

Erken İslam Kültürü (7-11. Yüzyıl)

Mustafapaşa’nın (dönem adıyla Sinasos), Bizans hakimiyetinden çıkması Arap lider Muaviye’nin Anadolu’ya akınları ile başlar. Muaviye bin Ebu Süfyan, dönemin Suriye valisi olarak bölgede zaferler kazanır ve bölgeye Hristiyan olmayan Arap toplulukları akın ederler. İlk kez yüksek bir düzeyde kültür alışverişi yaşayan Sinasos halkı, kısa bir süre sonra Muaviye’nin ganimetlerle çekilmesinin ardından Bizans’ın baskılarına ve zulümlerine karşı yalnız kalır. Hem Suriye valisi hem de Bizans tarafından benimsenmeyen bölge halkı uzun bir dönem baskılar altında Hristiyanlık ve yer yer Müslümanlık etkisinde kalırlar. Bu nedenledir ki döneme Erken İslam Dönemi denir ve bu dönemde İslam yalnızca bölge halkının farkındalığını kazanmış ancak kitleleri yönlendirmemiştir. Yaşanan sık çatışmalar ve savaşlar nedeniyle bu dönemden kalan pek fazla eser bulunmamakla beraber, yalnızca Muaviye’nin yaptırdığı gözetleme ve haberleşme kuleleri Erken İslam dönemi eserleri olarak kabul edilmektedir (N. Thierry, 1963, s.12).

Mustafapaşa, Nevşehir

Mustafapaşa, Nevşehir

 Selçuklu Dönemi (11 – 14. Yüzyıl)

Selçukluların Anadolu topraklarına girişiyle beraber Türk ve İslam toplulukları Mustafapaşa’ya hakim olmuştur. İktidar koltuğunda yaşanan bu gelişme yanında köklü dini ve kültürel değişimi de getirmiştir. Bölge halkı yoğun Müslüman göçü aldığından, İslam hakim din haline gelmiştir. Türk ve İslam kültürünün bölgeye girişi, başta mimari olmak üzere, beşeri her noktada etkisini hissettirmiştir. İnsanların dini inançları doğrultusunda yaşamlarına yön verdikleri düşünülecek olursa insan hayatı, İslam dininin buyrukları doğrultusunda değişmiştir. Bunların yanında bölgenin geçmişten gelen Hristiyan tabanı, bölgeyi terk edenler olmasına rağmen, belli bir sayıda Hristiyan kitlesinin korunmasını sağlamıştır. Bunun yanında göçebe bir topluluk olan Selçuklu Türkleri, Anadolu’nun ve özellikle de Mustafapaşa bölgesinin verimli topraklarını kullanmak adına bölgeye Hristiyan koloniler getirmiş ve bu kolonileri tarım işlerine yönlendirmiştir.

Dönemin toplumsal yapısı incelendiğinde Müslüman halk askeriye, bürokrasi veya ulema sınıfı ile bölge yönetiminde aktif rol oynarken; gayrimüslim halk ise yönetimde pek fazla söz hakkı almamıştır. Bu durum İslam dininin, Hristiyanlığı; Türk kültürünün de Bizans kültürünü baskılamasını sağlamıştır. Bunun yanında devlet yönetiminde Selçuklular ve Osmanlıların farklı dinlere hoşgörü göstermesi Mustafapaşa’nın multi-kültürel yapısının kuvvetlenmesini ve bozulmadan günümüze kadar gelmesini sağlamıştır.

Selçukluların ardından bölgeye önce Osmanlı Devleti ve ardından Türkiye Cumhuriyeti hükmetmiş ve bu iki devlet aynı millete ait olmasına rağmen; güncel koşulları göz önüne alarak Mustafapaşa’da başka politikalar ve etkiler yapmış; yeni anlayışlar, kültürler ve değişimleri kasabaya kazandırmıştır.

Mustafapaşa Tanıtım Videosu

Kaynakça

N. Thierry, Nouvelles églises Rupestres de Cappadoce. Region du Hasan Dağı, Paris, 1963.

rmcilek2001.wordpress.com/2013/05/20/mubadele-topraklarina-seyahat/

https://www.youtube.com/watch?v=wSHcYwJ8cN0

Leave a Reply