1955-1956 yıllarında cereyan eden, Montgomery Otobüs Boykotu olayını duyanlarınız vardır. Konuyu bilmeyenler için kısaca özetleyerek yazıma başlamak isterim. 1 Aralık 1955’te, Rosa Parks isminde, siyahi bir Amerikan vatandaşı, yerel yasalara göre yapmaması gereken bir davranışta bulundu. Bir otobüs yolculuğunda, beyaz bir yolcu otobüse bindi. Yasaya göre otobüste ön sıralara beyazlar arka sıralara siyahlar oturmaktaydı ve eğer beyazların bölümünde oturacak hiç yer yoksa, siyahlar yerlerini beyazlara vermeliydi. Otobüste beyazların bölümünde oturacak yer yoktu ve o Rosa Parks’ın yanına gelip ona kalkmasını söyledi. Yasaya göre Rosa’nın bir siyahi olarak beyaz bir Amerikalıya yerini vermesi gerekiyordu. Fakat o reddetti. Bu sebepten bir süre hapis ile cezalandırıldı. Bu olay o zamanlar henüz 20’li yaşlarında ki siyahi hakları savunucusu Marthin Luther King’i de içine katarak, tarihin en büyük sivil hareketlerinden birinin tetikleyicisi oldu. Boykot, Martin Luther’in insan hakları mücadelesinde ki ilk büyük sınavıydı. 1950’lerin sivil haklar hareketleri ile ilgili daha fazla bilgiye bu videodan ulaşabilirsiniz, https://www.youtube.com/watch?v=S64zRnnn4Po

            Amerika Birleşik Devletleri’nin bu tarihsel geçmişinin konumuzla ve benim varmak istediğim nokta ile bağlantısına gelecek olursak, yine bir siyahi Amerika’lı kadın olarak, eğitimini Massachusett Teknoloji Enstitüsünde (Massachusetts Institute of Technology) tamamlayıp şu an MIT Media Lab de çalışmalarını sürdüren yazılımcı Joy Buolamwini’nin gayreti bana Rosa Parks’ı anımsattı. Buolamwini yapay zeka teknolojisinde ilginç bir hataya rastladı. Yüz tanıma özelliğine sahip yapay zeka onun yüzünü tanımakta zorlanıyordu. Ancak kendi yüz hatlarını net bir şekilde kaplayacak beyaz bir maske taktığında yapay zeka yüzünü tanıyabilmekteydi. Bu ilginç detayı fark ettikten sonra lisans üstü çalışmalarını yapay zeka yüz tanıma özelliği üzerine yoğunlaştırdı. IBM, Microsoft ve Face++ şirketlerinden elde ettiği veriler ile, yüz tanıma özelliğinin beyaz erkeklerde %1 hata payı ile çalışırken, siyahi kadınlarda bu hatanın %35 e çıktığını fark etti. Bu hatalar polislerin ve hakimlerin sıklıkla kullandığı suçlu tanıma programlarında kullanılmakta ve pek çok adaletsiz sonuca yol açmaktaydı. Tahmin edilebileceği gibi, yanlış hükümlerin büyük bir çoğunluğu siyahi vatandaşlarda yaşanmaktaydı. Bu problemi çözebilmek adına, Buolamwini algoritmik önyargılara karşı Algorithmic Justice League’i kurdu.

Amerikan toplumu Rosa Parks’ın tetiklediği Montgomery Otobüs boykotundan beri ırkçılıkla mücadele de büyük bir yol kat etti hiç şüphesiz. Bu nokta da elimizde ki en önemli argüman ilk siyahi Amerikan başkanıdır. Ancak Amerikan tarihinin sicili, günümüz dünyasında, Amerikalı insanları ayrımcılığı çağrıştırabilecek en küçük pürüzlere bile dikkat etmeye zorlamakta. Elbette yapay zeka üzerine çalışan kıymetli araştırmacıları ırkçılık ile suçlamak büyük bir hata olur benim bu yazıda ki amacım da hiç şüphesiz bu değil. Fakat bu teknolojide, ayrımcılığı hissettiren böylesine bir hatayı, yine bir siyahi bilim kadınının çözmesi gerekmemeliydi diye düşünüyorum. Amerikalı insanlar, ırkçılığa karşı yaptıkları zor mücadeleyi ve kazanımlarını hatırlamalı. Bu tarz ayrımcılığı çağrıştırabilecek hatalar çok kısa sürede çözülmeli. Joy Buolamwini, Rosa Parks’ın mücadelesinin bir benzerini yapmak zorunda kalmamalı.

Kaynaklar

  • https://www.technologyreview.com/lists/innovators-under-35/2018/pioneer/joy-buolamwini/
  • https://www.history.com/topics/black-history/montgomery-bus-boycott
  • https://www.youtube.com/watch?v=S64zRnnn4Po

Görsel Kaynaklar

https://www.montgomeryadvertiser.com/story/news/2018/03/13/rosa-parks-day-bill-gets-alabama-senate-committee-approval/419957002/

Leave a Reply