Hepimizin dört gözle beklediği yaz mevsimi nihayet geldi! Çok çalıştık, yorulduk, e hali ile güzel bir tatil yapmayı hak ettik. Peki, nereye gitmeli? Biraz kafa dinlemek, çok kalabalık bir yerde yorulmamak ve doğal güzelliklerin tadını çıkarmak istiyorsanız bu soruya cevabınız kesinlikle Datça olmalı. Çoğu kişi tarafından bilinmeyen bu güzide tatil beldesine bir göz atalım…

Öncelikle ulaşımdan bahsedilmeli. Eğer otobüsü tercih edeceksiniz uzun bir yolculuk –yaklaşık on iki saatlik- sizi bekliyor. Bu yüzden otobüsü tercih edecek yolculara gece bileti almalarını ve yolculuk boyunca uyuyabildikleri kadar uyumalarını öneriyorum çünkü diğer türlü on iki saat yolculuk çileye dönebiliyor. Havayolunu tercih edecek yolcular ise Dalaman Havaalanı’ndan Datça’ya yaklaşık üç saatlik bir yolculuğun ardından ulaşabilirler, havayolu ile Datça’ya direkt gitmek mümkün değil maalesef.

Konaklama kısmına gelince, Sevgi Yolu olarak bilinen sahil yolu boyunca lüksünden uygununa birçok denize sıfır butik otel sizleri bekliyor olacak. Sevgi Yolu otelleri dışında Datça’nın içinde de pansiyonlar ve apartlar mevcut.

Peki, Datça’ya ulaştık, konaklamayı hallettik, e şimdi ne yapacağız? Datça’da neler yapılır? Bu sorulara cevap vermeden önce bir şeyi açıklığa kavuşturmakta fayda var, Datça’da çok hızlı ve tempolu bir tatil, bir gece hayatı beklememeniz gerekiyor ki zaten bu Datça’nın huzurlu yapısına ters düşer. Datça tempolu bir okul ya da iş hayatının ardından kafa dinlemek ve dinlenmek için gelinecek bir yer.

Gezilecek yerlere Eski Datça’dan başlamanızı öneririm. Şehir merkezine yaklaşık iki kilometre uzaklıkta bulunan ve eski adı Dadya olan bu mahalleye şehir içi ulaşım araçlarıyla kolaylıkla varabilirsiniz. Dar sokakları, bu dar sokaklarda bulunan sokak hayvanları ve her sokak girişinde kişilerin kendi el emekleriyle yaptıkları takıları sattıkları tezgâhlar ile kendinizi eski bir film sahnesinde hissetmeniz çok olası. Her binadan sarkan mor-beyaz begonvillerin oluşturduğu muhteşem manzara ise görülmeye değer. Eh, Can Yücel’in evinin de Eski Datça’da bulunduğunu söylemeden olmaz. Datça’yı “eliyle koymuş gibi” bulduğunu söyleyen Can Yücel, Datça’yı Datça yapan değerlerden biridir aslında. Ziyaretçileri o kadar çok ki hâlâ evinde yaşayan akrabaları evin önüne “Müze değildir” uyarısı asmak zorunda kalmış. Can Yücel’in evini ziyaret ettikten sonra çeşitli kafelerde acı badem aromalı Datça gazozunun tadına bakabilirsiniz.

Eski Datça gezisinin ardından şehir merkezine dönerek akşamı merkezde tamamlayabilirsiniz. Benim size tavsiyem kesinlikle güneş batmadan önce Amfi Tiyatro’ya çıkıp Datça’ya tepeden bir bakmanız olacaktır. Amfi Tiyatro taştan yapılmış bir tiyatro sahnesi ancak yaz boyunca çeşitli etkinlik ve konserlere de ev sahipliği yapıyor. Geçtiğimiz yıllarda Fazıl Say konserine bile ev sahipliği yapan Amfi Tiyatro’da gittiğiniz tarihlerde hangi etkinlik ve konserlerin olduğunu araştırmanızı kesinlikle öneriyorum! Eğer hiçbir etkinlik yoksa bile tiyatronun tepesine çıkıp en tepeden Datça’nın eşsiz manzarasını izlemek insana müthiş bir haz veriyor.

Yemek konusuna gelince, çoğu tatil beldesinin olduğu gibi Datça’nın da balıkçıları meşhur. Sahil yolunda yürürken denk geleceğiniz bu balıkçıların konumu sizi önce şaşırtabilir çünkü masaları sahilin tam içindedir. Bunun sebebi ise gündüzleri sahilde şezlongların olması, insanların orada denize girmesi; güneş batınca da şezlongların kaldırılıp yerine masaların konması ve insanların orada yemek yemesidir. Ayaklarınızı kuma batırarak, denize sıfır mekânlarda dalga sesleri ile balığınızın tadını çıkarmak istiyorsanız sahil yolundaki balıkçılar tam size göre. Ancak benim Datça’da yemeyi en çok sevdiğim şey balık değil, kumpir.

Limanda bulunan küçük bir kumpirci var. Teknelerin arkasında görünür zaten, o küçük mekânda oturup kumpir yemenin ve tekneleri izlemenin keyfini hiçbir şeye değişmem. Kumpirleri ve çok lezzetlidir, hiçbir şekilde malzemeden kaçmazlar. Her ne kadar balık sevseniz de limandaki kumpirciyi unutmayın derim.

Eh, sıra geldi tatlıya… Datça bu konuda da zengin bir mekân. Limanın tam karşısında Datça’nın ilk dondurmacısı Çınar’da keyifle dondurmanızı yiyebilirsiniz. Lavantalı dondurmanın bile mevcut olduğu bu dondurmacıda benim önerim kesinlikle damla sakızlı dondurma olacaktır. Ne çeşidi alırsanız alın yanına mutlaka damla sakızlı dondurma da almayı unutmayın.

Datça, böyle bir yerdir. Arkadaşlarınızla bir kafenin terasına oturup sakince denizi izleyebildiğiniz, sevdiğinizle el ele yürüyüp dondurma yerken dalga seslerini dinleyebildiğiniz bir yer. Zaten hızlı bir tatil sunmadığı için insan sayısı da genelde az olur, diğer tatil beldelerinde olduğu gibi kendinizi kalabalıkta bulmaz, bir de kalabalıkta yorulmazsınız. Eğer yolunuz Muğla tarafına düşerse Datça’ya uğramayı, Can Yücel’in evini ziyaret etmeyi ve Çınar’dan dondurma yemeyi asla unutmayın!

 

Kaynakça:

Datça’da Nerede Kalınır | En İyi Bölgeler ve Otel Tavsiyeleri

Eski Datça – Can Yücel’in Evi

Datça Gezilecek Yerler

Badem Ağaçlarının Arasında: Datça Gezilecek Yerler

Leave a Reply