İsveç denince aklımıza ilk gelen şehir doğal olarak Stockholm oluyor; ülkenin başkenti ve en büyük şehri olan Stockholm müzeler ve tarihi yerler açısından oldukça zengin bir şehir. Müzelerin, sarayların ve kiliselerin çoğu ise Gamla Stan adasında bulunuyor. Gamla Stan, Stockholm’ün Ortaçağ’dan günümüze gelmiş şehir merkezi. Aslında bir ada olsa da, köprüler sayesinde yürüyerek ulaşmak mümkün.
Gamla Stan’ın en hareketli ve heyecan verici yeri ise çoğumuzun kartpostallardan aşina olduğu Stortorget Meydanı, yani Büyük Meydan.
Stortorget bizi renkli tarihi binaları ve kafeleri ile karşılıyor. Yukarıdaki fotoğrafın görünmeyen ama kafenin tam karşısında olan kısmında ise bu yazının konusu olan Nobel Müzesi var. Bu müze, Alfred Nobel ve Nobel ödülleri ile ilgili tüm görselleri ve bilgileri bulabileceğiniz bir müze. 18 yaş altına ücretsiz, yetişkinlere ise 120 SEK giriş ücreti olan bu müze; 2001 yılında, yani Nobel Ödülleri’nin 100. yılında açılıyor. Müzenin amacı sergiden ziyade ziyaretçilere interaktif bir öğrenme olanağı sunmak ve bunu yaparken her kesme hitap etmek. Örnek vermek gerekirse, kimya ödülleri kısmında çok basit molekül modelleri yapabiliyorsunuz. Çevre odaklı ekonomi ve fizik ödüllerinde ise sizden tüm dünyaya yetecek sağlıklı bir besin zinciri oluşturmanızı istiyorlar. Ayrıca yeni açılan “İnsanlığa En Büyük Fayda” sergisi ile tüm ödül alan buluş ve keşifler dört ana kategoriye ayrılmış: Gezegeni Korumak, Hayat Kurtarmak, İnsanlığı Beslemek ve Dünyayı Birbirine Bağlamak. Penisilinin icadından tutun, beyaz LED ışığın bulunmasına kadar insanlığın ve gezegenin kaderini değiştiren tüm buluşlar bu müzede sergileniyor.
Rengarenk evlerin yanında bulunan bu müze, İsveç’in en önemli simgelerinden birisi. Müze çok büyük değil, ancak gezmek yarım gününüzü alıyor. Fizik, kimya, ekonomi, tıp ve barış olmak üzere beş ayrı kategoride verilen Nobel Ödülleri ile ilgili en ayrıntılı bilgiyi bu müzede edinebilirsiniz. Girdiğinizde sizi ilk olarak ödülü en son almış projeleri anlatan ekranlar karşılıyor. Müzenin iç kısımlarına girdikçe eski yıllardaki projeler hakkında da bilgi edinebiliyorsunuz. İsveç’e yolunuz düşerse, kesinlikle bu müzeye yarım gününüzü ayırın ve geziniz bittikten sonra da müzede bulunan kafede İsveç’e özgü tatlara bir şans verin.
Kaynakça:
