Rivayete göre, Kıbrıs’ta Amathonte’nin kızları Propoetidler, aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’i reddettiklerinden tanrıça bu kızları fahişeye dönüştürür. Dünyadaki ilk fahişelerin bu kızlar olduğu söylenir. O dönem Kıbrıs’ta yaşayan bir heykeltıraş olan Pygmalion – bazı hikayelerde kral olduğu yazar – aşık olmak ve evlenmek istemektedir. Ancak Pygmalion Propoetidleri bu halde gördüğünden artık kadınları sevemeyeceğine ve asla evlenmeyeceğine karar verir. Ardından Pygmalion kendi isteklerine uygun bir kadın heykeli yaratmaya karar verir. Pygmalion’a göre uzun süre üzerinde çalıştığı fildişinden yapılmış bu heykel o kadar güzeldir ki, yaşayan hiçbir kadın bu heykelin güzelliğine erişemeyecektir. Pygmalion yarattığı bu heykele bakarak, onun hakkında düşünerek geçirir zamanını ve sonunda ona aşık olmuş olarak bulur kendini.

Pygmalion, Afrodit için düzenlenen festivalde cansız sevgilisini düşünür durur. Bir adak adar ve fildişinden oymuş olduğu heykele benzeyen bir gelin için yalvarır “Siz tanrılar madem ki her şeyi yapacak güçtesiniz, bana da bir eş verin, fakat ne olur heykelime benzesin.“. Bu dua ve heykeline aşık olan bu adam Afrodit’in ilgisini çeker ve Afrodit duayı kabul eder. Evine dönüp sevgilisini öpen Pygmalion’un cansız sevgilisi nefes almaya, kanı damarlarında akmaya başlar. Pygmalion onun sıcaklığını ilk defa hisseder. Fildişinden oyduğu ve sonradan aşık olduğu heykeli gerçeğe bürünmüş, canlanmıştır.

Aşk ve mucizenin birleştiği bu hikayeden adını alan bir psikolojik bir olgudan bahsedeceğim. Kendini gerçekleştiren kehanet de denilen ‘Pygmalion Etkisi‘ kişinin kendisinde var olduğuna inandığı özellikleri zamanla benimsemesi ve gerçekleştirmesine ilişkindir. Başlangıçta var olmayan bir durum hakkında yaratılan beklentinin gerçekleşmesine yol açan davranış biçimleri, bu beklentinin gerçeğe dönüşmesi sonucunu doğurur. Bu beklentiyi kişi kendi kendine yaratabileceği gibi, başkalarının düşüncesi de bu beklentiyi yaratabilir. Kişi, gerçekleşeceğinden emin olmadığı ancak beklediği bu durumun gerçekleşmesi için gerekli hareketleri sergiler ve kendi beklentisinin en baştan beri doğru olduğu sonucuna varır. Yani, kendi yarattığı kehanetin gerçekleşmesini sağlar ve kendi iç görüsünün yüksek olduğuna dair inancını destekler. Olumlu beklentiler olumlu, olumsuz beklentiler ise olumsuz sonucu doğurur ve kişi umduğunu bulur. Buna bilinçaltının beklenti etkisi denir.

1900’lü yıllarda yaşayan Von Osten bir at yetiştiricisi ve eğitimcisiydi. Hayvanların zekasının geliştirilebileceğine, okuma ve sayma becerilerinin kazandırılabileceğine inanıyordu. Bu hipotezini desteklemek için birkaç hayvan eğitmeye çalışsa da başarılı olamamıştı. Ta ki atı Clever Hans kendisine sorulan soruları 90% oranında doğru yanıtlamaya başlayana dek. Toynakları ile karşısında soru soran kimsenin sorularını yanıtlayabiliyor, matematik işlemlerinin sonucunu toynaklarını vurarak veriyordu. Soruları doğru cevaplayan, toplama ve çıkarma yapabilen Hans, bilim dünyasının ilgisini çekmişti. Osten’ın bir hile yapıp yapmadığı araştırılmış ancak Hans’ın sahibi yokluğunda da soruları cevapladığı gözlemlenmişti. Osten’ın hipotezi gerçeklik kazanıyordu ancak psikolog Oskar Pfungst iki duruma dikkat çekti. Öncelikle, Hans karşısında birisi olmadıkça soruları cevaplayamıyordu. Ayrıca soru soran kimsenin cevabını bilmediği hallerde de atın doğru bir yanıt vermediği tespit edilmişti. Yani aslında Hans karşısındaki insanların beklentilerini okuyordu ve inanılmaz bir poker oyuncusuydu. Soruyu soran kimse doğru cevabı ve Hans’tan beklentisini bir şekilde belli ediyordu ve Hans da bu beklentiyi karşılıyordu.

Clever Hans’tan esinlenen Rosenthal ve Jacobson, kendini gerçekleştiren kehanet olgusunu araştırmaya başladı. Öğretmen-öğrenci ilişkisinde var olan beklentinin başarıyla orantılı olduğunu ortaya koydu. Yaptıkları araştırmada California’da bir okulda yapılan bir test sonucu, bazı çocukların ‘entellektüel olarak olgunlaşmış’ oldukları bilgisi ile farklı bir sınıfa aldılar. Yapılan test aslında bu çocukların daha zeki veya entellektüel olduğunu ölçmemesine rağmen, belirli bir sürenin sonunda bu sınıfta yer alan çocukların kazanımlarının daha fazla olduğu gözlemlendi.

Kendini gerçekleştiren kehanet teorisine göre, bir nesneye, kavrama veya insana dair beklenti ve tutumlar algıya dönüştüğünde muhakkak gerçekleşecektir. Kişinin beklentileri, algısı ve kendi tutumunu kontrol edebilmesi yaşadıkları ile orantılıdır. Kişi beklentileri ile kendisini etkileyebileceği gibi, diğerlerini de kendi beklentileri ile etkileyebilir. Bu halde, kendimizden ve başkalarından beklentimiz motivasyon kavramını ortaya çıkarır. Kendi kendimizden veya onayına güvendiğimiz bir kişinin bizden beklentilerini gerçekleştirmeye çalışırız. Kendi algımız ve diğerlerinin söylemleri motivasyonumuzu oluşturur ve ihtimalleri algıya çevirip içselleştiririz. Bizden beklenilen artık bizim de kendimizden beklentimizdir; bu beklentimiz de ulaşmaya çalıştığımız sonucu doğurur. Çünkü, kişi bilinçaltında beklentilerini gerçekleştirmeye meyillidir. Her ne kadar klişe olsa da olumlu algı olumlu sonuç doğururken, olumsuz algı ve inançlar yaratmış oldukları motivasyon kaybı ile kişinin özgüvenini azaltır ve sonuçları olumsuzlaştırır.

Bu olgunun adını bilmesek de etrafımıza yansıdığını görmek mümkündür. Bir şeyi kırk kez söylersen olur, sakınan göze çöp batar, aklına gelen başına gelir, akla gelen taş baş yarar. Bu söylemler beklenti etkisinin Türk kültürüne birebir yansımasıdır. Gün içinde kullandığımız bu kelimeler; şanssız, başarısız, problemli olduğumuz düşünceleri; bir işte çok iyi olduğumuza dair inancımız; bir sınava karşı beklentimiz; bir insanın bize karşı göstereceği davranışlara dair kesin olduğunu sandığımız ihtimaller; o kişi, nesne veya olayın nasıl sonuçlanacağını etkiler. İnandığımız ve beklediğimiz sonuca bilinçaltımız varmaya çalışır. Aynı Pygmalion’un gerçek olmayan sevgilisine olan aşkının onu insana çevirmesi gibi. İnancımız ve beklentilerimiz insanın kendi gerçekliğini yaratacak kadar güçlüdür. Beklentilerimizi, inançlarımızı, kendimize ve başkalarına güvenimizi ve güvensizliğimizi değiştirmek kolay olmasa da bunların bizi etkilediğinin farkında olmak da cansız sevgililerimizi canlandırmak için fırsatımız olacaktır.

https://www.artfulliving.com.tr/kultur-ve-yasam/pygmalion-bir-kadin-yaratmak-ve-onunla-aska-dusmek-i-6059

https://tr.wikipedia.org/wiki/Pygmalion_etkisi

https://tr.wikipedia.org/wiki/Beklenti_etkisi

Leave a Reply