Staj Günlükleri: Güzel Sanatlar Üzerine

Bu röportajı okurken aklınıza terzi- sökük hikayesi gelebilir. Çünkü röportaj sahibi hiç yabancı bir isim değil.  Meslektaşım Zeynep Sağır da GazeteBilkent’te görev yapıyor. Yani bu kez staj günlüklerinde “terzi”nin yaşadıkları var.  Kendisi günlüklerde şimdiye kadar yer almayan bir alanda, “güzel sanatlar üzerine staj” konusunda bizi bilgilendirecek.

GB: Bize kendinden bahseder misin?

21 yaşında, okulumuzun Güzel Sanatlar Bölümü öğrencisiyim. Mezun olduğum okul olsun, katıldığım etkinlikler, atölye çalışmaları ve sergiler olsun, küçüklüğümden beri sanatın içinde oldum. Bunu söylemek çok hoşuma gidiyor; altıncı parmağımın fırça olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.zey-res1

GB: Güzel Sanatlar Fakültesinde insanların yönelebileceği staj çeşitleri nelerdir? Sen hangilerini seçtin?

Bölümümüzde heykel, seramik gibi çeşitli alanlar var. Hepsinden ders alma zorunluluğumuz olsa da hepimizin yoğunlaştığı alan farklı; dolayısıyla çok şanslıyız, çünkü birçok alandan ders alıp kimliğimizi, gerçekten neyi istediğimizi bulma fırsatımız var. Stajlarımızda da hangi alanda gelişmek istiyorsak onu seçme özgürlüğümüz var. Hocalarımız kurumsal bir yerde çalışmamız şartıyla, istediğimiz yerlerde staj yapmamıza destek veriyorlar ve bize her konuda yardımcı oluyorlar. Ben henüz “şu alanda gelişmek istiyorum, bunu daha çok seviyorum” diyemiyorum maalesef. Sanata ilgim küçük yaşta heykelle başladı, yağlı boyayla devam etti, kara kalemle zenginleşti. Bu döngü ile büyüdüm ve hepsi benim için ayrı bir dünya. Ben bu dünyaları henüz keşfetmekteyim, bu yüzden stajımı bir atölyede gerçekleştirmeyi planlamıştım. Çok şanslıyım ki CV’min bulunduğu kurum olan IKSV bu yazın başlarında beni görüşmeye çağırdı. Bu sene gerçekleşecek olan 14. İstanbul Bienali’ne gelecek bir sanatçının asistanlığını yapmamı önerdiler. İki sanatçı; Adrian Villar Rojas ve Anna Boghiguian ile çalışma şansı elde ettim. Benim için böylesi önemli ve başarılı iki sanatçı ile çalışmak çok gurur verici oldu. Onlardan çok şey öğrendim. Bu sürecin staj olduğunu arada unutmadım değil! Bana bunu unutturacak kadar özel insanlarla çalışmak büyük şans gerçekten… İkinci stajımı Bone Magazinde yaptım. GazeteBilkent’te bir seneden beri yazıyorum. Yazmayı çok sevmek ve bunu bir meslek olarak yapmak arasındaki farkı anlamak ve dergiciliği öğrenmek için böyle bir başvuru yaptım, çağırdılar ve hemen başlamamı söylediler. Zevkli olduğu kadar zor ve öğretici bir süreçti, bana sundukları fırsatlar ile onlara ne kadar teşekkür etsem azdır.

GB: Başvuru sürecinde aranan şartlar nelerdi?

İki kurum için de ortak konuşabilirim bence. Birikimli, hırslı, ilgili ve başarılı bireyler arıyorlar. Geçmişiniz, neler yaptığınız ne kadar önemli olsa da bence en önemli şey ne istediğinizi bilmeniz. Eğer bir şeyi gerçekten başarmak ve onunla ilgilenmek istiyorsanız, hırsınız ve ilginiz devreye girer. Ne pahasına olursa olsun çalışır, çabalar ve emek verirsiniz. Yetenek ve kabiliyet de önemli iki unsur, fakat ben çalışan ve özellikle gerçekten çalışmak isteyen kimsenin başarısız olabileceğini düşünmüyorum. Bence aranan özellikler kesinlikle, ne yapmak istediğini bilmek ve kararlılık.

GB: Staj sürecini tamamlamak üzeresin. Şimdiye kadar üstlendiğin görevlerden gelişimine katkıda bulunan hangisiydi?

İki staj da gelişimimi çok ama çok olumlu yönde etkiledi. Yaptığım hatalardan ders çıkararak, nasıl doğru yapacağımı öğrendim. Sorunları hızlıca çözebilmeyi, pratik olmayı öğrendim; bazen elime yüzüme bulaştırdığımı inkâr asla etmiyorum. Bunu da “ilk”lerimi çok önemli insanların yanında yapmanın verdiği heyecana bağlıyorum. Stajlarımın her dakikasında bir şey öğrendim. Bunun illaki teorik olmasına gerek yok, mücadele etmeyi öğrenmek bile benim için çok büyük bir şans oldu.zey-res3

GB: Staj öncesi ve şimdiki durumunu karşılaştıracak olursak “İyi ki” lerin neler?

Çok klişe olacak ama iyi ki bu iki kurumda staj yapmışım. Mesela eskiden yazı yazarken çok çekingen yazıyormuşum. Bone Magazine bana cesaretli ve farklı olabilmeyi öğretti. Birikim, deneyim ve gözlemlerin insanı geliştirdiğini, ne kadar çok görür, yaşar, okursam o kadar çok kaliteli ve özgün yazabileceğimi hatırlattı. Bienal sürecinde bulunmak, sanatçılarla çalışmak bana alanıma dair pek çok şey öğretti. Kısa sürede ne kadar büyük işler başarılabileceğini gördüm. Ne kadar çok şey söylesem yetmeyecekmiş gibi hissediyorum o yüzden şöyle diyebilirim; bir okul gibiydi benim için. İyi ki gitmiş ve iki dev isimle çalışmışım. Bana, sanat hayatına dair çok şey öğrettiler.

GB: Hep olumlu yönlerden bahsettik, eksi yönleri var mıydı?

Tabii ki de yok demek istedim bir an fakat bunların sürecin tuzu biberi olduğunu düşünüyorum. Bu stajları yapmak için İstanbul’a gittim ve 3 ay orada kaldım. Tek başıma mücadele etmek zor oldu başta. İstanbul çok yorucu bir şehir. İnsanları ve yaşama şekilleri farklı. Kalacak yer bulmak, oraya uyum sağlamak ve düzenini kurmak başlı başına sorun. Bu arada stajlarımı bir süre aynı anda yürüttüm. Oradan oraya koştururken kendimi yere yapışmış bulmamak için çok çabaladım. Nasıl yetiştireceğim diye ağlamaklı olduğum zamanları es geçmiyorum. Fakat yatağa yattığımda ne kadar şanslı olduğumu düşündüm ve hepsi geçti. Ben istedim böyle olmasını. Başarmak istedim ve başardım da. Bunları düşününce inanın aklıma olumsuz bir şey pek gelmiyor.

GB: Bu yaptığın stajlardan edindiğin deneyimlere dayanarak gelecek için neler söylersin?

Biraz düşünelim… Sevgili Gelecek, sana dolu dolu geliyorum. Yeni yeni şeyler öğrendim, yaşadım ve deneyimledim. Bakış açılarım gelişti, birikimlerim ve bilgilerim arttı. Kabiliyetlerimi pratik yaparak geliştirdim. Bunlarla geliyorum, umarım ileride ben de güzel ve büyük işlere imza atarım, atacağım.

 

 

 

Leave a Reply