haberResim31211

Biz ülke olarak muazzam bir tarihi derinliğe sahibiz. Osmanlı bir kenara dursun sırf Cumhuriyet dönemine ilişkin bile çok kaliteli senaryoların, yapımların ortaya çıkması mümkün. Ancak ne yazık ki, bu konuda sahip olduğumuz eserler son derece yetersiz ve vasat. Ortaya çıkan kaliteli yapımları da  saçma sapan tartışmalarla kendi kendimize yok etmeye çalışıyoruz.

Osmanlı’da Kanuni dönemini, harem olaylarını, saray içinde dönen entrikaları konu alan Muhteşem Yüzyıl dizisi bu hafta itibariyle ekranlara veda edecek. Yayınlanmaya başladığı ilk günden beri her zaman tartışmaların odağında olan, başta başbakanımız olmak üzere, siyasilerin de eleştirilerinden nasibini alan dizi artık sona eriyor. Böylece Türk televizyon tarihinin en büyük bütçeli ve uzun soluklu tarihi yapımı da tarihe karışıyor…

Özellikle milliyetçi/muhafazakar çevrelerin “Osmanlı’yı yanlış gösteriyor”, “harem olaylarına çok fazla değiniyor” iddiaları ile yerden yere vurdukları yapım hiç değilse bu tarz tarihi yapımların önünü açması açısından bile gördüğü saygıdan çok daha fazlasını hak ediyor.

Evvela sahip olduğu oyuncu kadrosunun kalitesinden bahsetmek gerek. Kanuni rolündeki Halit Ergenç başta olmak üzere, neredeyse tüm oyunculuklar çok başarılı. Kostümler, sahneler, dekorlar, replikler, müzikler Türkiye standartlarının çok ama çok üstünde. Dizi tam bir profesyonellikle  4 sezondur dünyanın onlarca ülkesinde yayınlanıyor. Lakin, gelin görün ki kendi ülkemizde komik suçlamalarla hiç kimseye yaranamadı.

Dizi hiç kuşkusuz adı üstünde bir dizi olduğu için birçok tarihi olayı kurgulamış, eklemeler yapmış, yeni karakterler oluşturmuş, tarihi seyrin dışına çıkmış olabilir. Ancak genel itibariyle dizide anlatılanlar büyük ölçüde yanlış değil. Gerçi tepkilere şaşırmamak lazım zira Osmanlı’yı bir adalet ve hakkaniyet timsali olarak gören bir kısım vatandaşlarımız için bazı gerçeklerle yüzleşmek pek kolay değil.

Misal; haremdeki kadınlar padişahın dünya ahiret bacısı(!) olduğu için dizide gösterilen münasebetlerin hiç birisi doğru değil. Kendi çocuklarının padişah olmasını isteyen şehzade annelerinin çevirdiği dolaplar, dönen entrikalar dış mihrakların bir oyunundan ibaret. Makam ve mevki uğruna yaşanan kavgalar, kendi kardeşlerini hatta bebek yaştaki küçük şehzadelerin boğdurulması nizam-ı alem için olması gereken normal olaylar…

Dizinin tek amacının Osmanlı’nın şanlı ve lekesiz tarihini kötülemek olduğunu iddia edenler kafalarındaki “mükemmel” Osmanlı tabusunu yıkarak gerçeklerle yüzleşmek zorunda.

Oysa Muhteşem Yüzyıl tüm acımasız eleştirilere rağmen Osmanlı’nın ve o dönemin birçok güzelliğini de gözler önüne serdi. Birçok bölümde gösterilen şiirsel, edebi ve dini zenginliklerin ortaya konduğu muazzam diyaloglar aslında en çok bu diziyi kıyasıya eleştirenlerin hoşuna gidecek tarzda. Şehzade Mustafa’nın idamı öncesi yazdığı mektup, Şehzade Bayezid’in babasına affedilmesi için yazdığı şiir, birbirinden zarif, güzel anektodlar, detaylar…

İdeoloji gömleğimizi çıkartıp baktığımızda büyük emeklerle hazırlanmış çok değerli bir tarihi yapım görecektik fakat biz bu diziyi de ucuz siyasi tartışmalarımızın ve toplumun genel kutuplaşmasının tarafı haline getirdik. Bravo bize!

tr → en
revealed
adverb: between

Leave a Reply