Türk Siyasetinin Kamburu: Seçim Barajı

Birkaç gündür alışkın olmadığımız şekilde durgun olan siyaset gündemi, MHP’den gelen “seçim barajı düşürülmeli” sinyalleriyle tekrar tartışmalara, atışmalara yer verdi. Elbette bu isteğin ardında İYİ partinin meydana getirebileceği bir seçim tabanında kayma kaygısı olduğunu söylemek için âlim olmak şart değil; ancak, artık yeri gelmişken bu baraj mevzusunun da düzeltilmesi gerekiyor.

Avrupa ülkeleri %5 ya da daha az seçim barajlarına sahipken Türkiye,  %10’luk seçim barajıyla ilk günden beri eleştirilmiş, bu oranın indirilmesi konusu belirli aralıklarla hep tartışılagelmiştir. Şimdi; seçim barajı nedir, nerede nasıl uygulanır gelin bir göz atalım.

Seçim sistemleri genel olarak, bir ucunun “temsilde adalet” diğerinin “yönetimde istikrar” olduğu bir skalada, söz konusu devletin tercihlerine göre uçlar arasında dengeyi sağlamak amacıyla geliştirilmiştir. Mecliste çok seslilik ve en küçük grupların dahi temsil edilebilme imkânına sahip olması amaçlanan sistemlerin bu skalanın “temsilde adalet” ucuna kaydığı görülürken; küçük oy oranlarına sahip partiler ve farklı görüşten çok sayıda milletvekiliyle mecliste bir uzlaşıya varılmayacağı ve istikrarın sağlanamayacağı fikriyle, belirli bir oranın altındaki partilere meclise girme şansı vermeyen sistemlerin tercihlerini “yönetimde istikrardan” yana kullandığı gözlenir. Bu hususta, kendi anayasa tarihimize baktığımızda 1961 anayasasının baraj ön görmeyip tercihini “temsilde adalet” ilkesinden yana kullandığı, 1982 anayasasının ise barajlı d’hont usulüyle “yönetimde istikrar” ilkesine ağırlık vermeye çabaladığı görülür.

Hali hazırda, 1983’ten beri kullandığımız barajlı d’hont sistemiyle, %10 olarak belirlenen ülke seçim barajını aşamayıp Türkiye genelinde aldığı geçerli oy oranı %10’dan az olan partiler, milletvekili çıkaramamaktadır. Aslında barajın konulma sebebi küçük partilerle yapılan koalisyonları ve istikrarsızlığı önlemekken, ne gariptir ki Türkiye koalisyonlarla en büyük imtihanını 1990’larda vermiştir. Bu yönüyle değerlendirildiğinde, istikrar bakımından çok da randıman yaratmadığı görülen bu sistemin temsilde adalet açısından doğurduğu sonuçlarsa çok da iç açıcı değildir. %10’luk ülke barajı; 1987’de %19,5, 1995’te %14, 1999’da %18,5 ve 2002’de %45 tutarındaki oyu değerlendirme dışı bırakmıştır. Özellikle 2002 seçimlerinde söz konusu adaletsizliğin en bariz şekilde görüldüğü baraj, geçerli oyların sadece %54,8’inin mecliste yer almasına olanak vermiş, %45,2’lik bir kesim temsil edilme olanağı bulamamıştır.

2002 Yılı Milletvekili Seçimleri Türkiye Geneli Oy Oranları

Görüldüğü gibi milyonların temsil edilmesine engel olmuş %10 barajı, gerçekten de eleştirilmeyi ve kaldırılmasa da indirilmeyi hak eder nitelikte.  Bu konuda, 2008 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurulması sonucu mahkeme, başvuruyu reddedip söz konusu barajın serbest seçim hakkının ihlali olmadığı ancak bu yüksek oranın indirilmesinin tavsiye edildiği kararını verdi. 2015 yılında AYM’ye bireysel başvuru kapsamında yapılan müracaata ise mahkeme üyeleri konu bakımından yetkisizlik gerekçesiyle ret kararı verdi.

Anlayacağınız, bu yüksek baraj oranı demokrasiye büyük ket vururken yargısal anlamda duruma bir çözüm üretilemedi. Hal böyle olunca kilit nokta yine siyaset oluyor.

ŞİMDİ NE YAPILMALI?

Bu noktada unutulmaması gereken bir husus var. Hazır baraj konusu gündeme gelmiş ve iktidar partisi de olumsuz yorumlarda bulunmamışken, partiler barajın indirilmesini bir siyaset malzemesi olarak görmemeli; şu an MHP’ye avantaj sağlayacağı açık olsa da, sonuçta demokrasinin kazanacağı unutulmamalıdır. Özellikle 2002 seçimlerinde milyonlarca insanın temsil hakkının nasıl elinden alındığını rakamlar gösteriyor. Şimdi, hele ki yeni cumhurbaşkanlığı sistemiyle meclisin söz sahibi olma hakkı oldukça kısıtlanmışken, bir de vatandaşın mecliste olma hakkını sınırlayan %10’luk bu kambur seçim sistemimizden bir an önce atılmalı, %5’e hiç olmadı %7’ye düşürülmelidir.

 

KAYNAKÇA:

Gözler, Kemal. Anayasa Hukukunun Genel Teorisi, Cilt 1.

Sabuncu, Yavuz .Seçim Barajları ve Siyasal Sonuçları.

Türk, Hikmet Sami. Seçim, Seçim Sistemleri ve Anayasal Tercih.

Acar, Ali. The Electoral Threshold Case in Turkey. http://verfassungsblog.de/electoral-threshold-case-turkey/

AİHS İNSAN HAKLARI VE TEMEL ÖZGÜRLÜKLERİN KORUNMASINA İLİŞKİN SÖZLEŞME’YE EK PROTOKOL 1

http://www.sozcu.com.tr/2017/gundem/hukumetten-secim-baraji-ile-ilgili-yeni-aciklama-2083420/

http://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/01/150106_aym_baraj

http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/dusunenlerin-dusuncesi/secim-barajinin–tarihi–hukuki-ve-siyasi-boyutlari-1984326/

https://www.ntv.com.tr/turkiye/anayasa-mahkemesinden-secim-baraji-karari,m7SrhI_0K0WYcGxFgJ8Q_Q

http://www.diken.com.tr/avrupada-yuzde-5in-ustunde-secim-baraj-yok/

http://www.netgazetesi.net/secim-baraji-nedir-secim-baraji-nasil-uygulanir.html

 

Leave a Reply