Irkçılığa Karşı Takım Kuran Adam: Predrag Pasic

predrag_pasic_pajaBosna Savaşı’nın karanlık günleri… Tito’nun ölümünden sonra karışan Yugoslavya, bağımsızlığını ilan eden Slovenler, Hırvatlar ve onlara katılmak için hazırlanan Boşnaklar.. Ve maalesef onları bekleyen acı dolu yıllar.. Bosna’da 92-95 yılları arasında süren savaş sadece modern dünyanın televizyondan izlediği en acı dolu ve belki de en vahşi savaşlardan biriydi. Bir zamanlar komşu olan Boşnaklar, Sırplar, Hırvatlar bir anda birbirlerine girmiş, acımasızca birbirlerini katletmeye başlamışlardı, Tito’nun yıllarca ayakta tuttuğu birlik bir anda bozulmuş, ayrımcılık başlamıştı. Bu acı günlerde, Bosna’da bir adam, eski bir futbolcu bu duruma karşı koymak için, insanların bir arada da yaşayabileceğini göstermek için bir şeyler yapmaya karar verir. Predrag Pasic’in ilham verici birlik çabası böylece başlamış olur.

 

Pasic, Yugoslavya’nın 80’li yıllardaki değerli oyuncularındandır. FK Sarajevo’da ve Stuttgart’ta orta sahada başarılı oyunuyla dikkat çekmiştir. 30 yaşında futbolu bıraktıktan sonra kaynamaya başlayan ülkesine geri döner.

Savaş döneminde Saraybosna mahvolmuş bir haldedir. Sırp milislerin saldırıları şehri tanınamaz hale getirmiş, binlerce Boşnak’ın göç etmesine, yaralanmasına ve ölümüne sebep olmuştur. Pasic bu günlerde Saraybosna’yı terketmez, kendi deyimiyle terkedemez. Çünkü evidir burası. Evinde kalan en önemli insanlar ise hiç kuşkusuz Saraybosna’nın çocuklarıdır, o çocukların hayalleridir. Bu çocuklar için birşeyler yapmaya karar verir Pasic ve “Bubamara”, yani Türkçe adıyla “Uğurböceği” futbol okulunu kurar. Tek isteği de bu okulun Bosna’ya uğur getirmesidir.

Pasic’in işi çok zordur, savaşın en şiddetli döneminde birçok Boşnak, Hırvat ve Sırp çocuk, umutlarını kaybetmesinler, geleceğe güzel baksınlar ve en önemlisi canlarını kaybetmesinler diye bir salonda çalıştırır. Amacı bu çocukların bir arada hareket etmelerini, bir takım olmalarını sağlamaktır. İroniktir belki ama Pasic, FK Sarajevo’da oynarken, bugün Lahey’de savaş suçlusu olarak yargılanan takımın psikoloğu Radovan Karadzic de kendilerine hep bu şekilde tavsiyelerde bulunmuştur. Pasic de eski psikoloğunun önerilerini uygular.

Pasic okulu kurduğunda, beklentisi 10-15 çocuğun aralarına katılacağı ve hiç değilse onların hayatında bir değişiklik yaratabileceğidir. Ama büyük bir sürpriz yaşar okulun ilk günü Pasic; 200 çocuk okula kaydolur. Pasic bu 200 çocuğa ve ailesine ümit verir, hayatının en önemli golünü atar. Bu çocukların arasında etnik, dini hiç bir nefret yoktur, sadece bir takım olarak uyum içinde futbol oynamak vardır.

20 yıl sonra bugün Bubamara, daha gelişmiş tesislere sahip, 10000 çocuk burada eğitim görüp hayata katılmış bir şekilde. Hatta 1982 Dünya Kupası’nda Yugoslavya kadrosunda olmasına rağmen hiç forma şansı bulamayan Pasic’in bu yaz Brezilya’da forma giyecek iki oyuncusu da var; buradan yetişen Gent’in savunma oyuncusu Ervin Zukanovic ve Bubamara formasını İtalya’da bir gençlik turnuvasında giyen Edin Dzeko. Takımdan yetişen Zukanovic, Bubamara sayesinde çocukluğunda hayata tutunduğunu ve buradan yetişen gençlerin de Bubamara sayesinde hayatın zorluklarına alıştıklarını söylüyor.

Bugün hala Bubamara’da 5-6 yaşındaki çocuklar Dzeko’nun, Ibisevic’in ya da diğer Boşnak yıldızların formalarını giyerek futbola ve hayata tutunmaya ve böylece gülümsemeye devam ediyorlar.

Leave a Reply