Serinin önceki yazısı için:
– Japon İşgali Altında Kore 3: Japon Yönetimine Karşı Gerçekleştirilen Hareketler
Serinin daha önceki yazılarında Kore’nin Japon kontrolü altında geçirdiği yıllar olan 1910-1945 arası döneme odaklanılmıştı. Bu yazıda ise Kore’nin bir Japon kolonisi haline getirildiği dönemde, Japon Ordusu tarafından savaş hattı boyunca genelevler açılması ve bu genelevlerde ‘Comfort Women’ olarak bilinen geneli Koreli kadınların askerler tarafından sistematik bir şekilde tecavüze uğraması anlatılacaktır. Japonya’nın 2. Dünya Savaşı’nın sonunda yenilmesiyle ‘Comfort Women’ uygulaması sona ermiş olmasına rağmen konu üzerine yapılan tarihi ve siyasi tartışmalar hala devam ediyor. Bu yüzden ‘comfort women’ uygulamasını anlatan bu yazı ve konuya ilişkin hukuki süreci anlatacak olan sonraki yazı, serinin önceki yazılarının aksine sadece işgal dönemini değil işgal döneminden başlayarak günümüze kadar devam eden gelişmeleri ele alacaktır.
Ayrıca belirtilmelidir ki mağdurların çoğunluğunun Koreli olması ve ‘Comfort Women’ uygulamasının Japon koloniciliğinin direkt bir sonucu olması sebebiyle bu konu “Japon İşgali Altında Kore” yazı dizisi içinde incelenmiştir.
Serinin önceki yazılarında da belirtildiği üzere, 2. Dünya Savaşı öncesinde Japonya Asya’da yayılma politikası güdüyordu. Hem yeni ülkelerin işgali hem de işgal edilen bölgelerin denetiminin sağlanması Japon ordusunun görevleri arasındaydı. Asya’nın farklı bölgelerinde bulunan çok fazla asker olunca Japon Ordusu bu askerlerin cinsel isteklerini tatmin etmek üzere genelevler kurulması gerektiğini düşündü. Ayrıca bu uygulamayla askerlerin işgal edilen bölgelerde yaşayan yerli halka tecavüz etmesinin de engelleneceğine inanılıyordu. Böylece 1932 yılı itibariyle ve tamamen Japon ordusu ve yönetiminin isteği ve onayıyla Japon ordusunun bulunduğu bölgelerde ‘Rahatlama Merkezleri’ olarak Türkçeye çevrilen (Comfort Stations) genelevler kurulmuştu. 1937 yılına kadar rahatlama merkezlerinde sadece Japonya’dan gelen hayat kadınları bulunuyordu. Ancak 1937 yılında Çin’de bulunan Nanjing kentinin işgali ve Japon askerlerin bölgede bulunan kadınlara tecavüz etmesi sonucunda rahatlama merkezleri tam anlamıyla uygulamaya konuldu.
Ardından Myanmar, Kore, Çin, Endonezya ve Filipinler gibi Asya’nın farklı ülkelerinden genç yaşta kadınlar savaş hattı boyunca kurulmuş olan genelevlere getirildi. Genelevlerde yaşamaya zorlanan ve Japon askerleri tarafından düzenli olarak tecavüze uğrayan kadınların yaklaşık %80’ini Koreli kadınlar oluşturuyordu. Ancak savaş sonunda Japon ordusuna ait belgeler Japonlar tarafından yakıldığı için mağdur kadınların sayısı tam olarak bilinemiyor. Bu duruma ek olarak mağdurların yıllar geçmiş olmasına rağmen yaşadıklarını anlatamamaları ve kimliklerini paylaşmamaları da sayının belirlenmesini zorlaştıran diğer nedenler olarak belirtilebilir. Fakat Japonlar tarafından özgürlükleri kısıtlanan ve tecavüze uğrayan kadınların sayısının 80.000 ile 200.000 arasında olduğu tahmin ediliyor.
Genevlerde çalışmaya zorlanan çok sayıda kadın, yurt dışındaki fabrikalarda işçi olarak çalışma, evlerde temizlik ya da bakıcılık yapma vaatleriyle kandırılmıştı. Genç yaştaki kızlar ülkelerinin ve ailelerinin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar sebebiyle genelevlere sürükleniyordu. Örneğin Keith Howard’ın kitabında yer verdiği ifadelere göre, genelevlerde çalışmaya zorlanan Koreli kızların çoğu ailelerine daha fazla yük olmamak ve kendi paralarını kazanmak istemiş; bu sebeple tanımadıkları kişilere güvenerek ailelerini bırakmışlardı.
Rahatlama Merkezlerinde Yaşam
Rahatlama Merkezlerinde bulunan kadınlar her gün düzenli olarak Japon askerleri tarafından tecavüze uğruyordu. Japon askerleri sabahtan akşama kadar rahatlama merkezlerine gelip her kadına ayrılmış olan odaya gidiyor, odaların kapısında diğer erler sıranın kendilerine gelmesine bekliyordu. Ordu düzenlemelerine göre erlere ayrılan süre kısa olmasına rağmen rütbeli subaylar kadınların yanında daha fazla zaman geçirme hakkına sahipti.
Kadınların çoğu, askerlerin genelev sahiplerine ödeme yaptıklarını ancak paraların hiçbir zaman kendilerine verilmediğini ya da ödenen paranın az bir kısmının kendileriyle paylaşıldığını belirtiyor. Bu durum dikkate alındığında, Japonların uzun süre iddia ettiğinin aksine, yaşananlarda kadınlarının rızasının bulunmadığı görülebilir.
Nitekim genelevlere getirilen ve askerler tarafından tecavüze uğrayan kadınların çoğu, askerlere karşı koymaya ya da rahatlama merkezlerinden kaçmaya çalıştıklarını anlatıyor. Ancak bulundukları ‘Rahatlama Merkezi’nden kaçmaya çalışan kadınlar, Japon askerler tarafından yakalanıp yemekten mahrum bırakılmış ya da şiddete uğramışlar. Bazıları ise kaçmaya çalışırken askerler tarafından vurulup hayatlarını kaybetmiş. Ayrıca kadınların çoğu, askerlerin isteklerini yerine getirmediklerinde ağır bir şekilde fiziksel şiddete maruz kaldıklarını belirtmektedir. Yaşadıklarına dayanamayan ve genelevlerden kurtulmak için bütün yolları tükendiğini düşünenler ise hayatlarına son vermeyi tercih etmişti.
Yukarıda bahsedilenlerden de anlaşılacağı üzere, rahatlama merkezlerinden çıkış ancak askerlerin izniyle mümkündü. Kadınlar kısa süreliğine sinemaya gitmek ya da alışverişe çıkmak gibi imkanlara sahip olabiliyordu. Ancak kadınların tabi olduğu düzenin, bulundukları rahatlama merkezine göre değiştiği söylenebilir.
Ayrıca her genelevde kadınlar düzenli olarak sağlık kontrolünden geçiriliyor, böylece askerlerin bulaşıcı hastalıklardan korunması amaçlanıyordu. Enfeksiyon kaptığı tespit edilen kadınlara; ordu doktorları tarafından yeşil renkli, ağır kokulu bir karışım enjekte edilmekteydi. Yaşamlarının en zor zamanlarını röportajlarda paylaşan kadınlar, kendilerine yapılan iğneden sonra günlerce yemek yiyemediklerini, iğnenin vücutlarında mide bulantısı ve kusma gibi olumsuz etkileri olduğunu ancak kendilerine enjekte edilen şeyin tam olarak ne olduğunu bilmediklerini söylüyor.
Rahatlama Merkezlerinin Dağılması ve Konunun Ortaya Çıkması
2.Dünya Savaşı’nda Japonların yenilmesiyle birlikte Japon askerler, askeri genelevleri ve köleleştirilmiş kadınları kendi kaderlerine bırakarak cepheyi terk ettiler. Böylece rahatlama merkezlerinde zorla tutulan Asyalı kadınlar, kendi imkanlarıyla ülkelerine geri döndüler. Bazıları ise duydukları utanç ve üzüntü sebebiyle ailelerine ve ülkelerine dönmemeyi tercih etti.
Japon ordusu tarafından kurulan genelevlerde kadınların düzenli olarak tecavüze uğradığı hiçbir zaman bilinmeyen bir durum değildi. Örneğin Kore toplumunda da Kore’nin bir Japon kolonisi olduğu dönemde yaşanmış bu olaylar biliniyordu. Fakat özellikle 2. Dünya Savaşı’nın hemen sonrasında Kore toplumunda ataerkil bir yapı mevcuttu. Kadınlar ekonomik yönden erkeklere bağımlı bir hayat sürüyordu. Kadınların ve erkeklerin cinsel birliktelik yaşamasına toplumun yaklaşımı oldukça farklıydı. Bu sebeplerin de etkisiyle Kore toplumu, yıllar boyunca kadınların genelevlerde yaşadıkları üzerine tartışmamayı seçmişti.
Genelevlerde zorla tutulan ve tecavüze uğrayan kadınlar da yaşadıklarının ağırlığı, toplumun onlar ve aileleri üzerinde oluşturacağı olumsuz tepkiler sebebiyle yıllarca sessizliklerini korudular. Bu yüzden ‘comfort women’ üzerine geniş çaplı bir çalışma yapılması ancak 1991 yılı itibariyle mümkün olacaktı. 1991 yılına gelindiğinde Japonlar tarafından tecavüze uğrayan Koreli kadınlardan biri olan Kim Hak-Sun, yaşadıklarını anlatmaya karar verdi. Kim Hak-Sun, konu hakkında konuşan ilk Koreli kadındı. Pyong Gap Min’e göre Kim’in yaşadıklarını anlatmasının sebebi, toplumun negatif tepkisine maruz kalacak bir ailesinin olmamasıydı (12). Min’in bu iddiasını kanıtlar bir şekilde Japonların seks köleliliği uygulamasının bir diğer mağduru olan Lee Ji-Sook; yaşadıklarını televizyonda anlattıktan sonra akrabaları tarafından bir daha bu konu hakkında konuşmamasının istendiğini, kendi ailesi tarafından tepki alarak zor zamanlar geçirdiğini söylüyor (Min 12).
Böylece çok sayıda ‘comfort women’ yaşadıklarını ailelerinden, çocuklarından dahi saklayarak hayatlarına devam etti. Birçok kadın genelevlerde yaşadıkları yüzünden ülkelerine döndüklerinde çocuk sahibi olamadı. Evlenen kadınlardan bazıları eşlerinin geçmişlerini öğrenmesi ya da çocuk sahibi olamamaları sebebiyle eşleri tarafından terk edildi. Hayatlarına evlenmeden devam etmeyi tercih eden veya evlenip boşanan kadınlar, Kore toplumunda kadınların çoğu ekonomik olarak erkeklere bağımlı bir yaşam sürdüğü için, ekonomik sıkıntılar yaşadı. Bugün, genelevlerde yaşamaya zorlanmış bu kadınların çoğu devlet desteğine bağımlı olarak hayatlarını sürdürüyor. Ekonomik ve toplumsal sıkıntılara ek olarak sağlık sorunları da yaşıyorlar. Bu kadınlar, bugün dahi, tecavüze uğradıkları dönemden kalma psikolojik ve fiziksel rahatsızlıklarla, askerlerden bulaşan enfeksiyonlarla boğuştuklarını söylüyor. Tabii isimleri bilinmeyen pekçoğu da yaşadıklarını ölene kadar bir sır olarak taşımayı tercih ediyor.
Sonuç olarak belirtilmelidir ki genelevlerin kurulması ve Asya’nın farklı ülkelerinden genç kızların kandırılarak ya da kaçırılarak ‘Rahatlama Merkezi’ olarak adlandırılan bu yerlerde cinsel ilişkiye zorlanması tamamen Japon ordusunun izni ve gözetimi dahilinde gerçekleşmişti. Ve bu durum (kadınların bir devletin onayıyla seks köleleri haline getirilmesi ve tecavüze uğraması) ‘Comfort Women’ meselesini, askerlerin devletin kontrolü dışında işlediği diğer suçlardan ayıran bir unsur teşkil etmektedir. İşte bu yüzden konuya ilişkin olarak Japonya’nın devlet olarak doğrudan sorumluluğunun varlığı ve uluslararası hukukun ihlali tartışmaları hala devam etmekte ve Japonya’ya karşı açılmış çok sayıda dava bulunmaktadır. Bir sonraki yazıda, ‘Comfort Women’ konusu çerçevesinde yaşanan hukuki ve siyasi gelişmelerden bahsedilecektir.
Not: Genelev ve İngilizceden çevrilen ‘Rahatlama Merkezi’ (Comfort Station) sürekli aynı ifadelerin kullanımından kaçınmak üzere değişken bir şekilde kullanılmıştır. Askeri genelevlerde tecavüze uğrayan kadınlar, İngilizce kaynaklarda ‘Comfort Women’ olarak geçmektedir.
Kaynakça
Hayashi, Hirofumi. “Disputes in Japan over the Japanese Military ‘Comfort Women’ System and Its Perception in History.” Sage Journals, 1 May 2008, journals.sagepub.com/doi/abs/10.1177/0002716208314191.
Howard, Keith. True Stories of the Korean Comfort Women: Testimonies Compiled by the Korean Council for Women Drafted for Military Sexual Slavery by Japan and the Research Association on the Women Drafted for Military Sexual Slavery by Japan. Cassell, 1995.
Min, Pyong gap. “Korean ‘Comfort Women.’” Sage Journals, 1 Dec. 2003, journals.sagepub.com/doi/pdf/10.1177/0891243203257584.
“Sexual Slavery During WWI: The ‘Comfort Women’ Issue.” Columbia Law School, www.law.columbia.edu/korean-legal-studies/sexual-slavery-during-wwi-comfort-women-issue.
Soh, Chunghee Sarah. “The Korean ‘Comfort Women’: Movement for Redress.” Asian Survey, vol. 36, no. 12, 1996, pp. 1226–1240., www.jstor.org/stable/2645577.
“The Life in Comfort Stations.” Testimonies of the Victims, Asian Women’s Fund, www.awf.or.jp/e1/facts-12.html.
Görsel Kaynakçası
https://history.libraries.wsu.edu/spring2016/2016/01/19/comfort-women/
http://www.awf.or.jp/e1/facts-12.html