Bilinmeyen Yönleriyle Hayvan Deneyleri

Son zamanların en popüler, en insanlarda ilgi uyandıran kısa filmi şüphesiz “Save Ralph”.İlgi uyandırdığı kadar farkındalık yarattı mı bu da son zamanların en çok tartışılan konularından biri. Çoğu insan sosyal medyadaki fenomenlerin belki de daha izlemeden kısa filmle ilgili paylaşımlar yaptıklarından emin. Üstelik bazıları hayvanlar üzerinde deney yapan markaları ilerleyen günlerde reklam yapmak için paylaşıp insanların tepkilerinin haksız olmadığını kanıtlıyor.Bu yazımda hayvanlar üzerinde yapılan deneylerin farklı ve pek bilinmeyen yönleri üzerinde duracağım.

Deneylerin Acımasız Tarihi

Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerin başlangıcı M.Ö.400’lü yıllarda anatomik yapıları belirlemek amacıyladır. Daha sonrasında Galenos’ un birtakım hayvanların organlarını çıkararak onların fizyolojik görevlerini
anlamaya çalışması için canlı hayvanlarda yaptığı deneyler takip etmiştir.Modern hayvan deneyleri ise ilk defa Fransa ve İngilterede görülmüştür.Hayvan deneyleri başta gerçekten gerekli bir ihtiyaç olup özellikle kuduz aşısının bulunmasına katkı sağlamıştır.Fakat bazı dönem filozofları Kartezyen görüşün etkisinde kalıp hayvanların bir ruhu olmadığını iddia etmiştir.Descartes’in canlı hayvanlar kullanarak yaptığı çalışmalar bunu kanıtlar niteliktedir.Ona göre insan
beden ve ruhtan oluşmuştur; ruh duyumsama işlerinden sorumludur; hayvanlar da ruh olmadığı için onlar ağrı duyumsayamaz ve onlar sadece bir makine gibidir.

Hayvan Deneyleri Kapsamı

Kullanılacak hayvan yıllar içinde farklı şekillerde tanımlanmış ve bu hayvanlar için farklı belirli özellikler belirlenmiştir. Başlangıçta insan dışındaki omurgalı ya da omurgasız tüm hayvanlar potansiyel olarak deney hayvanı tanımı içerisine girmiştir. Daha sonraları omurgasız hayvan tanımdan çıkartılıp sadece omurgalı hayvanların deneyler için kullanılabileceği benimsenmiştir. Sonrasında deney hayvanının doğadaki herhangi bir hayvan olamayacağı sadece bunun için yetiştirilmesi gerektiği eklenmiştir.

Hayvan Deneyleri Neden Hala Gerekli?

Teknolojinin oldukça geliştiği dünyamızda gündelik hayat olsun ya da bilimsel alan olsun çoğu şeyi yapay zeka veya robotlar sayesinde kolayca halledebiliyoruz. Bu da çoğu kişinin aklına aynı soruyu getiriyor. Hayvanları acımasızca deneylerde kullanmak gerekli mi? Doktorların çoğu hayvan deneylerinin para, zaman ve emek kaybı olduğunu ve bu imkanların hayvansız alternatif bilimsel yöntemlerin geliştirilmesi için kullanılmasının daha doğru olduğunu düşünüyor. Ancak hayvan deneyleri ne yazık ki tıbbi sürecin zorunlu bir parçası halline getirildiği için araştırmacılar,
tercih etmese de buna mecbur bırakılıyor. Türkiye’de tıp eğitimi veren bir üniversitede yapılan ankette; hayvanlar üzerinde çalışma yapan akademisyenlerin sadece %45,7’si hayvan deneylerini güvenilir bulduklarını belirtiyor. Bu da oldukça düşük bir oran ve umarım ki gelecek süreçte hayvan deneyleri gittikçe azalacak ve yerini yapay zeka alacak.

Kaynakça:

1. Hayvan Deneyleri Etik Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik. T.C. Çevre
ve Orman Bakanlığı. Resmi Gazete 06.07.2006, Sayı: 26220.

  1. Çobanoğlu N, Aydoğdu İB. Tıp Araştırmaları ve Hayvan Hakları Açısından Hayvan Deneyleri
    Etik Kurulları. Türk Tıp Dizini Sayfa: 112-118 (erişimadresi:http://www.ulakbim.gov.tr/cabim/vt/uvt/tip/sempozyum7/nesrin_ilke.pdf).
  2. Altuğ T. Hayvan Deneyleri Etiği. Sağlık Bilimleri Süreli Yayıncılık. 2009; 53-68.

Leave a Reply