İtalya dendiğinde aklımıza ilk olarak pizzası, makarnası, Pisa kulesi gelir. Lezzetli yemeklerinin, eğik kulesinin veya ihtişamlı saraylarının yanında pek az kişi İtalya’nın renkli evlerinden haberdardır. Renkli evler ve kanallar bizlere her ne kadar Amsterdam’ı anımsatsa da Venedik’in Burano Adası’nda da bu tarz bir manzarayla karşılaşmak mümkün. Üstelik bu evler sizleri büyük bir şehirde değil aksine küçücük, sevimli bir adada misafir etmekte! Venedik’te keyifli bir gondol turunun ardından arkanıza yaslanın ve kendinizi Burano Adası’nın renkli dünyasına bırakın.
Sevimli ve rengârenk Burano adası, Venedik’e deniz otobüsüyle yaklaşık 15 dakika uzaklıkta. Adaya ayak bastığınız anda gökkuşağının renkleri sizleri tüm sıcaklığıyla karşılarken daracık sokaklarında ellerinde dantel işleyen yaşlı İtalyan teyzelere rastlayacaksınız çünkü Burano Adası renkli evleriyle olduğu kadar dantelleriyle de meşhur bir ada. Öyle ki adanın ismi bazı yerlerde dantel adası olarak da geçiyor. Dantel demişken, bu adada genç kızlara özgü değişik bir gelenek var. Eğer ki bir evde evlenecek yaşta bir genç kız olduğu gösterilmek istenirse, Buranolular balkonlarına beyaz dantel, örtü ya da çamaşır asarlarmış. Genç kızların talipleri bu şekilde ortaya çıkarmış. Burano’nun ilginç efsaneleri bununla sınırlı değil tabi ki. Adadaki evlerin renkli hâle gelme mazisi de oldukça ilginç.
Yıllar yıllar önce, Burano insanı, özellikle de erkekleri, eğlenceye pek bir düşkünmüş. Eh, durum böyle olunca sabahlara kadar içmek ve sonunda sarhoş olmak kaçınılmaz ki sorun da tam bu noktada başlamış. Sarhoşluktan önünü bile göremeyen Burano erkekleri gece eve dönerken evlerini bulamaz olmuş ve sabahları kendilerini başka evlerde bulur olmuşlar. Olanlar üzerine durumdan rahatsız olan Buranolu kadınlar toplaşmış ve her bir evi farklı bir renge boyama kararı almışlar, her biri başka bir renkte olsun ki akşam kocaları doğru evi bulabilsin diye. Siz ne düşünürsünüz bilemem ama bu renkli evlerin öyküsü duyduğumda bana oldukça enteresan gelmişti.
Öyküsünü öğrendikten sonra daha da keyifli hale gelen Burano’nun daracık sokaklarında minik kurabiye butiklerine rastlamak, adanın güler yüzlü insanlarıyla selamlaşmak ve evleriyle ruhuma renk katmak gerçekten çok keyifliydi. Adadaki renkli evler, insanı tüm siyah-beyazlardan kurtulup hayatını renklendirmesi için tetikliyor sanki. Ayrıca öğreniyorum ki, İtalya’nın tek eğik kulesi Pisa’da değilmiş! Adadaki San Martino Kilisesi’nin çan kulesi de eğik bir kuleymiş meğerse. Bunlara ek olarak, İtalya seyahatim boyunca en uygun fiyata olan yemekleri Burano’da yedim sevgili okurlar. Uygun fiyata lezzetli bir yemek yemek istiyorsanız bu sevimli kasabayı tercih edin, kum midyeli makarnasının tadına bakın derim. Bu arada, özellikle alkollü içecekler oldukça ucuzdu, ev yapımı şaraplar tavsiyemdir.
Bunlara ek olarak, Burano adasının hemen yanında kardeş ada sayılabilecek Murano adası var. Fakat Murano adası dantelleri ya da evlerinden çok cam işçiliğiyle öne çıkmış bir ada. Bu adada camın aldığı bin bir şekli görebilir, dahası bu şekillere nasıl büründüğünü aşama aşama atölyelerde izleyebilirsiniz. Atölyelerin çıkışında bulunan hediyelik dükkanlarındaki cam aksesuarlar ise muhafaza edebilecekler için iyi bir hediyelik eşya fikri gibi görünüyor, meraklısına duyurulur.
Kaynakça:
Öne çıkarılmış görsel: http://whenonearth.net/burano-italys-technicolor-town/08
