Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Tiyatro Bölüm Başkanı Jason Hale ile yönettiği Aşk Aptalı oyunu öncesinde buluşup oyun, Hale’in oyunculuk ve yönetmenlikle olan ilişkisi, Türk tiyatrosunun nereye gittiği ve Ankara’ya dair konuştuk. Röportaj İngilizce yapıldığı için üstte çevirisini altta orijinal halini veriyoruz. Çeviri yapılırken kelime kelime çevirmektense Jason Hale hocamızın neyi kastettiği göz önünde bulundurulmuş ona göre çeviri yapılmıştı.
GazeteBilkent (GB): Genel bir soru ile başlayalım. Profesyonel tiyatro hayatınızı nasıl başlattınız? Yoksa bu bir çocukluk rüyası mıydı?
Jason Hale (JH): Hayır, tamamen içine düştüğüm bir şeydi. Gençken, restoranda çalışıyordum. Restoran müdürümüz psişik olduğunu iddia etti, elimi okudu ve “gelecekte tiyatroyu görüyorum” dedi. Sonra gazetede memleketim Pennsylvania (Alletown)’daki profesyonel tiyatronun oyunculuk sınıfı için olan ilanını gördüm. Dersleri aldım ve tam manasıyla tiyatroya aşık oldum.
GB: Açıkça sormam gerekirse neden hayatınızı Türkiye’de devam ettirmeye karar verdiniz?
JH: 2005 yılından beri Türkiye’ye gelip atölyeler yapıyordum. Üstüne bir de New York’ta Türk eşimle tanışınca…
GB: Yani esas sebebiniz bu mudur?
JH: Bu bir etken ama daha büyük etken ise 2011’de Tennessee Williams’ın Ulusal Devlet Tiyatrosu’nda yönettiğim Cam Menajeri oyunu. Anne rolünü oynayan Meltem Keskin, Bilkent’teki insanlara beni tanıttı. Böylelikle Bilkent ile ilişkim başladı ve iki yıl sonra benden gelip öğrencilere tiyatro öğretmemi istediler.
GB: Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü olarak bu sene ne yapmayı planlıyorsunuz? Çalıştığınız oyunlar ve üzerinde çalıştığınız diğer etkinlikler nelerdir?
JH: Bu sene çok fazla etkinliğimiz var. ABD’den birileri bulduk, çok tanınmış bir tiyatro yönetmeni olan Whit MacGlaughlin, öğrencilerimizle bir atölye çalışması düzenledi. Önümüzdeki ay, Comedia Dell’arte’in usta öğretmeni olan İtalya’dan bir başka konuğumuz olacak ve ikinci sınıf öğrencilerimizle birlikte çalışacak. Sonra usta bir maske sanatçısı olan ve Antik Yunan maskeleri yapan Polonyalı birisi var. Baharda, Shakespeare’in Antony ve Kleopatra’sı hakkında bir atölye çalışması yapacak olan ABD’den misafir sanatçımız var. Oyun olarak, Mouthgasm, oldukça muzip ve eğlenceli. Yönettiğim, Clifford Odets’a ait olan Lefty’yi Bekliyor oyunu dönemin ana projelerinden birisi. Diğer projemiz ünlü Türk yönetmen Işıl Kasapoğlu tarafından yönetilecek olan Herkül oyunu olacak. Ve iki tane küçük projemiz var, bunlardan birisi İngilizce olacak. Yardımcı doçentimiz Daniel Irizarry bunu yönetecek. Bir başka meşhur Türk yönetmen İlham Yazar’bir başka küçük projeyi yönetecek. Yani oldukça meşgulüz. Ve önümüzdeki hafta bir atölye çalışması yapmak için on gün boyunca Çin’e gideceğim. Şangay Tiyatrosu ile bir işbirliğimiz var.
GB: Buradan yola çıkarak şu soruyu sormak istiyorum, Türkiye’de ve özellikle Ankara’da tiyatro dünyasında birçok Bilkent mezunu görüyoruz. Tiyatro bölümümüzün diğer tiyatro okullarından farklı olup olmadığını soruyoruz zira çok sayıda konuk sanatçı ve çalıştaydan bahsettik.
JH: Bence bu Bilkent’in en önemli özelliği. Eğitim dili İngilizce olduğundan, uluslararası projeler yapmamıza imkan veriyor. Diğer okullar da bunu yapabilir, sadece çevirmenlere gereksinim var ancak dilin İngilizce olması bizim için daha kolay hale getiriyor. İnanıyorum ki ben Amerikalıyım ve uluslararası çalışmaya başladım. İşinde uzman olan ve öğrencilerimizle çalışmak isteyen birçok kişi tanıyorum.
devam edecek…
İngilizce metin (Interview in English)
GB: We want to start with a general question. I want to ask how you started your Professional life. Was this a childhood dream or…?
JH: No, it was something I totally fell into. I was a teenager, I was working at a restaurant and there was the manager of the restaurant. She claimed that she was a psychic. And she read my hand and she said “I see theatre in your future” and I saw an advertisement in the newspaper for an acting class, that was the professional theatre in my hometown, Allentown, Pennsylvania. And I took the class and that’s where I fell in love.
GB: It’s time for the obvious question… Why did you decide to continue your life in Turkey? Why Turkey?
JH: I’ve been coming to Turkey since 2005. I’ve been doing workshops. I met my wife in New York and she’s Turkish.
GB: So that was the reason?
JH: That’s a reason but the bigger reason is that in 2011 I directed a play for the National State Theatre, the Glass Menagerie by Tennessee Williams. And when I was working in that production, Meltem Keskin, who played the mother, she introduced me to people at Bilkent. And that’s how that relationship developed. Two years later they asked me to come and teach.
GB: As the Theatre Department of Bilkent University, what are you planning to this year? What plays and other activities you have been working on?
JH: We have lots of activities going on this year. We just had somebody from the US, he is a very well-known experimental theater director, his name is Whit MacGlaughlin, he did a workshop with our students. Next month, we will have another guest from Italy, who is a master teacher of commedia dell’arte and she will work with our second year students. And we have another guy coming from Poland, who is a master mask maker, Ancient Greek masks. And then in the spring, we have one more guest artist from the US, who is going to be do a workshop on Shakespeare’s Antony and Cleopatra. And as plays, we have Mouthgasm, pretty outrageous and fun. And we have a senior project that I’m directing, which is Waiting for Lefty by Clifford Odets. And our second senior project will be directed by the well-known Turkish director, Işıl Kasapoğlu, and the play is Hercules. And we have two junior projects, one of them will be performed in English. Our visiting assistant professor Daniel Irizarry will be directing that. And another famous Turkish director will director Ilham Yazar will be directing another junior project. So we’re pretty busy. And next week I’m going to China for ten days to teach a workshop. We have a collaboration with the Shanghai Theatre.
GB: This leads us to the next question… In Turkey, and especially in Ankara, we see a lot of Bilkent graduates in the theatre scene. We would like to ask if our theatre department is different than other theater schools. We have been talking about lots of guest artists and workshops.
JH: I think that’s our asset in Bilkent. Since the language of instruction is English, it allows us to do international projects. Other schools can also do that too, they just need translators. But it makes it much easier for us. And I believe that since I’m an American and I’ve been working internationally and know a lot of people, real experts to come and work with our students.
to be continued…