Maymunlar insanlara, insanların maymunlara yaptıklarını yapsa ne olurdu? Pierre Boulle tarafından kaleme alınan Maymunlar Gezegeni’nin çıkış noktası muhtemelen bu soru.

Romanda, iki bilim insanı ve bir gazeteciden oluşan bir ekip Dünya’ya benzer bir gezegene ulaşmak için uzaya doğru yol alır. İki sene süren yolculuktan sonra ulaştıkları gezegende fark ederler ki ulaştıkları gezegen gerçekten de önceden yaşamış oldukları Dünya’ya fazlaca benzemektedir. Gezegende içilebilir su vardır ve nefes almak da mümkündür. Ayrıca, ekip sonradan fark eder ki bu gezegende insanlar da yaşamaktadır fakat bu insanlar yabanidir.  Öte yandan henüz geldiklerinin ilk günü gezegenin sahipleri olan maymunlar tarafından esir alınırlar. Tutsaklardan birisi olan kitabın ana kahramanı Ulysse Mérou maymunlar tarafından bir dizi deneye tabii tutulur. Bu deneyler sırasında deneyi yapan maymunlardan biriyle arkadaş olur ve olaylar gelişir.

1963’te yayınlanan fakat hâlâ oldukça ilham verici bir kitap olma özelliğini koruyan Maymunlar Gezegeni sayfa sayısı açısından kısa (206 sayfa) olmasına rağmen içerisinde birçok tema bulunduruyor. Bunlardan en belirgin olanı, insanların diğer varlıklar ile ilişkisi.

_76683301_poaboulle-pipe

Kaynak: BBC.com, Jean Loriot

Maymunlar Gezegeni’nde sorgulanmak istenen nokta, insanların hayvanlara karşı hareketlerinin ne kadar doğru olduğu. Vurgu en çok deneyler üzerinden yapılıyor. Kitap boyunca maymunlar tarafından kitabın ana karakteri üzerinde bilimsel amaçlar için birçok şey deneniyor. Okuyucu olarak gerçekten şok oluyorsunuz çünkü yapılanlar çok acı verici gibi duruyor. Ayrıca, kahramanın üzerinde uygulanan deneylerin etik dışı ve insanlık onurunu ayaklar altına alan cinsten olduğunu görünce gerçekten kötü hissediyorsunuz. Öte yandan okurken fark ediyorsunuz ki burada anlatılanların hiçbiri insanların maymunlar üzerinde yaptığı deneylerden farklı değil.

Ayrıca kitap, maymunlar üzerinden bir modern toplum eleştirisi gibi duruyor. Gezegende üç tür var: şempanze, goril ve orangutan. Bu üçü arasında kaynağı belirsiz bir hiyerarşi var ve her türün kendine atfedilmiş özellikleri mevcut. Bu türler genel olarak kendilerine atfedilmiş şeyleri yapmaya devam ediyorlar. Bir nevi kısıtlama gibi. Bunu modern toplumlarda da gözlemlemek mümkün. Buna ek olarak yazar, insana özgü duyguları da maymunlara atfederek empati duygusunu arttırmaya çalışıyor gibi görünüyor. Örneğin maymunlar tarafından insanlara karşı oldukça belirgin bir yabancı korkusu (zenofobi) var. Bu da zenofobiye maruz kalan insanların neler düşündüklerini anlamak bakımından çok güzel bir fırsat çünkü empati yapma olanağı bulunuyor. Bu yazımın başlığının “İnsanlar Gezegeni” olmasının sebebi de bu. Aslında kitapta insanların diğer canlılara veya birbirlerine yaptıkları şeyler vurgulanıyor, yani kitaptaki maymunlar insanlardan hiç de farklı değil.

Maymunlar Gezegeni bir bilim kurgu klasiği ve okuması çok eğlenceli. Maymunlar üzerinden yapılan bu modern toplum eleştirisini okumak gerçekten olaylara farklı gözle bakılmasına neden oluyor. Ayrıca, bugün okunduğunda, hâlâ daha birçok hayvan hakkını ihlal etmeye devam ettiğimizi yüzümüze tokat gibi vuruyor.

Leave a Reply