Oturduğunuz koltuktan Milano’ya, Madrid’e, Roma’ya ve Avrupa’da daha birçok şehre gezintiye çıkabileceğinizi biliyor muydunuz? Hem de buram buram sanat kokan bir seyahatten bahsediyorum. Evden çıkmadığımız bu günlerde ruhumuzu sanatla beslemek, kendimize yapacağımız en faydalı ve keyifli şeylerden biri olacaktır. O zaman hadi bilgisayarımızı yanımıza alıp bu yüksek dozda mutluluk verici tura başlayalım.
Son günlerde müze gezmek dahi elektronik ortam üzerinden mümkün olmaya başladı. Bana sorarsanız kahvemi yudumlarken ayaklarımı uzatarak eşsiz sanat eserlerini gözlemleyip bu eserlerin arkasında yatan hikâyeleri öğrenebilmek muazzam bir keyif. On farklı şehirden on farklı müze elektronik olarak sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Sağladıkları görsel tur sayesinde müzelerin her bir köşesinde gerçekten dolaşıyor hissini alıyorsunuz.
İşte bu on müzeye ulaşabileceğiniz linkler:
1. Pinacoteca di Brera – Milano https://pinacotecabrera.org/
2. Galleria degli Uffizi – Firenze https://www.uffizi.it/mostre-virtuali
3.Musei Vaticani – Rome http://www.museivaticani.va/content/museivaticani/it/collezioni/catalogo-online.html
4. Museo Archeologico – Atene https://www.namuseum.gr/en/collections/
5. Prado – Madrid https://www.museodelprado.es/en/the-collection/art-works
6. Louvre – Parigi https://www.louvre.fr/en/visites-en-ligne
7. British Museum – Londra https://www.britishmuseum.org/collection
8. Metropolitan Museum – New York https://artsandculture.google.com/explore
9. Hermitage – San Pietroburgo https://bit.ly/3cJHdnj
10. National Gallery of art – Washington https://www.nga.gov/index.html
Bu müzeleri gezerken en çok ilgimi çeken müze olan Pio Clementino Müzesinden biraz bahsetmek istiyorum. Bu müze, 18. Yüzyılın ikinci yarısında Roma ve Lazio’da yapılan kazılar sonucu ortaya çıkanlar ve aynı zamanda koleksiyoncular tarafından antikaların bağışlanması ardından açılmış bir müze olarak karşımıza çıkıyor. Halka açık olan bu müze, antika sanat eserlerini koruma ve onları incelemeyi ve anlamayı teşvik etme görevleriyle donatılmıştır. Müze, kuruluşunu denetleyen iki papanın ardından -Clement XIV Ganganelli (1769-1774) ve Pius VI Braschi (1775-1799)- Pio Clementino olarak adlandırılıyor.
Bu müzede en çok hoşuma giden kısım ise “Hall of Animals” olarak adlandırılan ve “Jaguar” ve “Meleager” olarak özelleşen eserler oldu. Meleager, Aetolia’nın efsanevi kahramanıymış ve burada muzaffer avcı olarak gösterilmiş: av köpeği sağında oturmakta ve solunda, henüz öldürdüğü Calydonian domuzunun başı durmaktadır. Bir mitoloji hayranı olarak mitolojik bir karakterin heykelini görmek fazlasıyla ilgimi çekti.
Öte yandan Jaguar heykelinin üstündeki renk geçişlerinin verdiği ipuçlarını öğrenmek çok hoşuma gitti. Kedi heykelinin bir leopardan daha fazla bir jaguara benzediğini, heykelin orta kısmındaki sarı renginin geri kalanından daha koyu olmasından anlıyormuşuz. Buradan da heykelin antik çağlardan kalmasının mümkün olmadığını çıkarabiliyormuşuz çünkü jaguarın Güney Amerika’ya özgü bir hayvan olduğunu ve bu kıtanın keşfinden önce bilinmediğini göz önünde bulundurduğumuzda Güney Amerika’nın antik çağlardan çok sonra keşfedilmiş olması heykelin tarihi hakkında bize bilgi veriyormuş.
Zamandan bol hiçbir şeyimizin olmadığı bugünlerde umarım siz de ruhunuzu elektronik ortamdan da olsa sanatla beslemeyi tercih edersiniz. Emin olun size de psikolojinize de çok iyi gelecek. Sanatla kalın!
Kaynakça:
http://www.museivaticani.va/content/museivaticani/en/collezioni/musei.html
http://www.museivaticani.va/content/museivaticani/en/collezioni/musei/museo-pio-clementino.html