İran’ın yeni başkanı Hassan Ruhani ile birlikte İran yeni dünya düzenine merhaba demeye hazırlanıyor. Başkan Ruhani’nin twitter hesabı ile Roş Aşana Bayramı’nı kutlaması uluslararası arenada İran’ın daha yumuşak politika uygulayacağının sinyallerini verdi. Tahran’ın daha yumuşak daha realistik ve mantıklı politikalar izleyeceğini uman Batı, İran ile nükleer görüşmelere ayrı bir önem vermeye başladı. Bu akıllara Ruhani yeni Gorbaçov mu? sorusunu getirdi. Ekonomik alanda dara düşen ve ABD’nin uygulamış olduğu politikalara dayanamayan Sovyetlerin, Perestroika ve Glastnost anlaşmaları imzalaması Sovyetlerin Rusya Federasyonu ve eski Sovyet ülkeleri olarak parçalanmasını meydana getirdi. Dolayısıyla dünya yeni bir pazar, Sovyetler de yeni bir dünya kazandı. Aynı durumun gerçekleşmesi İran için de olası bir durum. 1979’dan günümüze radikal bir rejimin ayakları altında ezilen İran halkının Ruhani’yi desteklemesi “biz ambargolardan, yaptırımlardan kurtulmak istiyoruz” dediğinin kanıtıdır. Peki durup dururken mi Ruhani batıya karşı ılımlı politika izleme kararı aldı, tabi ki hayır. Obama’nın 9. Yaptırım paketinin kapıda olduğunu açıklaması, otomotiv endüstrisine kaçak olsa bile İran’a yedek parçanın sokulmaması yönünde yaptığı uyarılar, geçtiğimiz aylarda gündeme gelen Suriye’ye olası müdahale, İran’ın petrol ihracatının büyük oranda düşmesi, İran’ın küçük ve orta ölçekli sanayisinin dar boğaza girmesi Ruhani’nin eteklerini tutuşturdu desek daha doğru olur bana kalırsa. Ben bu bağlamda İran’ın görüşmelere yeniden başlamasını, Cenevre’de 5+1 ile yakın ilişkiler kurmasını, görüşmelerin yer yer sıkıntıya uğramasına rağmen 20 Kasım’dan sonra da devam edecek olmasını Tahran’ın doğru zamanda yaptığı hamlelere bağlıyorum. Ruhani’ye İran içinden de destekler var. Eski politikacılar, liberal politika yanlıları dahası dini lider Ayetullah Ali Hamaney dahi İran’ın diplomatik her türlü görüşmeye açık olacağını belirtmesi İran’ın ve bölgenin geleceği için umut vericiydi.
Ancak BM Güvenlik Konseyinde 5 daimi üye, Almanya ve İran’ın katılımıyla gerçekleştirilen görüşmeler büyük ölçekte sonuçlanamadı. Anlaşma olmaması için büyük bir çaba gösteren Netanyahu sonuçtan gayet memnun. Arak Nükleer Santrali’ni İran’ın kapatması durumunda Batı’nın yaptırımları ne kadar azaltacağı sorun toplantıda ipleri koparan bölüm oldu. Zaten görüşmelerin başlamasından bugüne çok acele edildiğini dile getiren İsrail Başbakanı Netanyahu; ABD, Fransa, Rusya ve İngiltere’nin devlet başkanlarıyla birebir görüştü. Netanyahu, İsrail Güvenlik Kabinesi Başkanını da Amerikan Kongresine gönderiyor. Bu girişimin başlıca sebebi İran’a yönelik herhangi bir tavizin verilmemesi ve İran’a yönelik yaptırımların artmasıdır. Netanyahu’nun bugün yaptığı açıklamalarda da İran ile savaşın şu anda gündemde olmadığını ancak bu antlaşmanın da bölgenin zararına olacağını aktarıyor. Bunun yanında Natenyahu üçüncü bir çözüm olarak da İran’a baskının arttırılmasının mantıklı olacağını savunuyor. İran’ın çok ağır bir ekonomik bunalımda olduğunu bilen Netanyahu, İran’a ekonomik ambargonun arttırılması yoluyla daha iyi sonuçlar elde edileceğini ve askeri nükleer faaliyetlerin tamamen durdurulması ile İran ile daha iyi bir anlaşmanın yapılabileceğini savunuyor. Bunun yanında İsrail ekonomi bakanı da Obama ile görüşmek için Washington’a geçiyor. Anlaşılan İran’a karşı olan yaptırımlar bir süre daha İran ekonomisinin belini bükecek. Hemen sonrasında dünyanın gözü kulağı yine 20 Kasım’da toplanacak 5+1 ile İran’ın görüşmesinde. Batı ve İsrail, İran’ın nükleer silah geliştirmesi konusunda şüpheyle yaklaşıyor. İran ise hiç bu kadar istekli olmadığının altını çiziyor.
Bana kalırsa şu açık ve nettir: Bu noktadan sonra İran’ın Batı’nın güvenini kazanması için elinden geleni yapması şarttır. Yeni dünya düzeninin bir parçası olmak istiyorlarsa Ruhani ve İranlı yetkililer bazı şeyleri kaybetmeyi göze almalılardır. Özellikle nükleer zenginleştirme kapasitesinden büyük oranda vazgeçmelidir. Aksi takdirde İran ekonomisinde açılan yaralar daha da büyür, sonuçta yine kendileri zarar görür. Demek istediğim eğer 21-22 Kasım’da Ruhani hem kendine hem ülkesine yararlı olabilmek için yeni bir hamle yapmalıdır. Çünkü onlar için alternatifi daha fazla baskı ve daha fazla izolasyon olacak gibi görünüyor.
http://t24.com.tr/haber/israil-irana-baskinin-artmasini-istiyor/243931
http://www.ntvmsnbc.com/id/25479311/
http://www.cnnturk.com/2013/dunya/11/11/iran.muzakereleri.sonucsuz/730510.0/index.html
Ali Gündüz- Tahran Makes The Right Move At The Right Time, Diplomatic Observer