Bir Büyük İskender Efsanesi: Gordion Düğümü

Milattan önceki yıllarda hüküm sürmüş devletler, bu devletleri yöneten büyük hükümdarlar ve tarih boyunca onların adıyla anılacak olan topraklar… Neyse ki bizler, Anadolu’yu paylaşanlar olarak bu topraklara da bu kültüre de çok uzak sayılmayız. Bundan dolayıdır ki gün içinde kullandığımız ve duyduğumuz çoğu deyimin aslında yüzyıllar öncesine dayanan bir hikâyesi mutlaka vardır. Yaşanmışlıklara dayanan ve aktarılan kültürle birlikte bizlerin mirası hâline gelen bu benzetmeler içinde öyle bir tanesi var ki, ortaya çıkışı M.Ö. 334’e yani Büyük İskender’in yolunun Frigya’ya düştüğü tarihe kadar dayanıyor. Bununla da kalmayıp, o zamanın 3 büyük hükümdarını aynı hikâyede birleştiriyor: Büyük İskender, Kral Gordios ve onun oğlu Kral Midas (eşek kulaklı Midas olarak da bilinen, hakkında pek çok efsanevi hikâye anlatılan kral). Artık tahmin edebileceğiniz gibi; genellikle imkânsız gibi görünen ve yapılması çok zor işleri nitelemek için kullandığımız “Gordion düğümünü çözmek” ve “Gordion düğümü gibi karışmak” deyimleri Kral Gordios zamanından günümüze kadar gelmiştir.

https://tr.wikipedia.org

Kaynak: tr.wikipedia.org

Kral Gordios, günümüzde kalıntıları Ankara-Polatlı bölgesine yaklaşık 30 km mesafede bulunan ve en eski medeniyetlerden sayılan Frigya’nın ilk hükümdarıdır. Pek rastlanmadık bir tahta çıkış öyküsüne sahip olan Gordios, aslında fakir ve sıradan bir çiftçiyken, Friglerin başına bir kâhinin kehaneti üzerine geçmiştir. Kâhinler neredeyse Orta Çağ’a kadar devlet yönetiminde önemli bir rol oynadıklarından, milattan önceki yıllar için bu denli etkili olabilmeleri aslında gayet normaldir. Frigler arasında yaşanan düzen bozuklukları ve iç karışıklıklar iktidar kavgalarını da beraberinde getirdiği için, devlete çekidüzen verecek güçlü bir hükümdar arayışına girilmiştir. Bu sırada kâhinleri; kente öküz arabasıyla giren ilk adamın, onlar için en uygun hükümdar olacağına dair sözler söyler. Bu sözler üzerine beklemeye koyulan halk, mallarını kente getirmek için öküz arabasına koymuş olan Gordios’un gelişine şahit olurlar ve kehaneti gerçekleştirmek üzere onu kral ilan ederler. Tarih kaynaklarında da Frigya’nın ilk kralı olarak geçen Gordios devletin başkentini “Gordion” yapar. Gerçekten de kehanette geçtiği gibi çok güçlü, sağlam iradeli ve hepsinden önemlisi oldukça adil olan Kral Gordios kısa sürede Orta Anadolu’nun büyük bölümüne hâkim olur. Tarihte “Adaletli Kral Gordios” olarak anılan bu önemli Frig hükümdarı aslında hepimizin hakkında hikâyeler duyduğu, hatta ortaokul kitaplarımızda asimetrik kulaklara sahip olduğu için halkın ona taktığı isimle geçen eşek kulaklı Midas’ın babasıdır. Kendinden sonra oğluna güçlü bir devlet bırakan ve onun da tarihe geçmesini sağlayan Kral, aynı zamanda Gordion Düğümü’nü atan kişidir.

Güçlenen hükümdarlığı sırasında geldiği yeri asla unutmayan Kral Gordios, kendisi için çok büyük önem taşıyan öküz arabasını, Friglerin tanrısı olan Sabazios’a adak olarak götürmeyi düşünür. Burada ismi geçen Tanrı Sabazios; Yunanlar tarafından Zeus olarak isimlendirilmiştir. Arabayı uzun süre uğraşarak kızılcık dallarından yaptığı bir düğümle tapınağın sütununa bağlayan Kral, ustalıkla attığı bu düğümü çözmenin neredeyse imkânsız olduğunu söylemiştir. Rivayete göre, her kim bu düğümü çözmeyi başarırsa o aynı zamanda Asya’nın da hükümdarı olma şansına erişecektir. Kralın ölümünün üzerinden yüzyıllar geçmesine rağmen, kimsenin düğümü açamaması bu söylentileri güçlendirmiştir. Yıllar boyunca deneyen onca insana karşı düğüm ilk günkü sağlamlığında kalmıştır, ta ki gelmiş geçmiş en büyük hükümdarlardan Makedonya Kralı Büyük İskender, fetihleri sırasında Gordion kentine uğrayana kadar. Söylentilerden haberdar olan Büyük İskender, fetihleri sırasında Gordion’dan geçecek bir rota izler ve düğümü çözmeyi amaçlar.

Büyük İskender Ordusunun Halikarnas'tan İssos'a Gordion üzerinden giderken izlediği rota MÖ 333. Kaynak: https://tr.wikipedia.org

Büyük İskender’in ordusunun Halikarnas’tan İssos’a Gordion üzerinden giderken izlediği rota, M.Ö. 334. (Kaynak: tr.wikipedia.org)

M.Ö. 334 yılında kente girip düğümü çözmek için bir süre uğraşan İskender, en sonunda dayanamaz ve sinirlenerek düğümü kılıcıyla keser. Bunun üzerine halk onu Asya’nın Efendisi olarak selamlar. Gordion’dan gücüne güç katarak ayrılan Büyük İskender gerçekten de söylenegeldiği üzere fetihten fetihe koşarak seferlerine başarıyla devam eder. Anadolu, Mezopotamya, Kuzey Afrika, İran ve Hindistan’a kadar uzanan büyük bir alanın sahibi olur. Yıllarca kimsenin çözmeye yaklaşamadığı bir düğümü, kılıç darbesiyle kolayca açan Büyük İskender birçok insana göre onu çözmemiş, sabırsız davranarak sadece ortadan kaldırmıştır. Yine de açabildiği için Asya’nın hükümdarı olmayı hak etmiştir ve önemli fetihler yapmıştır. Fakat İskender gerçekten de çok başarılı bir komutan olsa da, bu sabırsız davranışının ona getirdiği kötü şans yüzünden 33 yaşında zamansız gelen bir ateşli hastalıkla aniden ölmesi ona verilen bir ceza olarak yorumlanmıştır.

İskender'in Gordion Düğümünü Kesişini temsil eden Jean Simon Berthélemy tarafından yapılmış tablosu, École des Beaux-Arts, Paris. Kaynak:tr.wikipedia.org

Jean Simon Berthélemy’nin İskender’in Gordion Düğümü’nü kesişini temsil eden tablosu. École des Beaux-Arts, Paris. (Kaynak: tr.wikipedia.org)


[box_light]Kaynakça[/box_light]

“Archaeological site with the ruins of the ancient capital of Phrygia.” International Dictionary of Historic Places Volume 3 Southern Europe. Fitzroy Dearborn Publishers, 288.

history-of-macedonia.com

Lissner, Ivan. Uygarlık Tarihi. çev. Adli Moran. Nokta Yayınları, 2006.

Romey, Kristin M. “The Forgotten Realm of Alexander.” Archaeology. Volume 57, Number 6. November/December 2004. http://archive.archaeology.org/0411/abstracts/alexander.html

Weller, Edward. “Kingdoms of the Successors of Alexander: After the Battle of Ipsus, B.C. 301.” World Digital Library. https://www.wdl.org/en/item/11739/

Leave a Reply