İmparatorların sağ kolları: Vareg Muhafızları

Ayber’e…


Roma tarihi okumaları yapan birisinin muhtemelen en çok dikkatini çekecek olaylardan bir tanesi içeride ne sıklıkla entrikaların döndüğü, İmparatorların yanı devletin en üst kademelerinin kendi askerleri veya sağ kolları tarafından ne kadar sıklıkla devrildiği olacaktır. Roma’nın devamı olan Doğu Roma yani Bizans imparatorluğu da bu mirası almış ve imparatorlar sıklıkla taht oyunları veya ayaklanmalar sebebiyle değişmiştir. Bu taht oyunlarını oynayan kişi veya kişilerin ise kazandıklarından emin olmaları için yapması gereken bir hamle vardı: İmparatorun koruma birliğini kendi yanına çekmek çünkü bu birlikler imparatora en yakın olan kişiler olmakla beraber aynı zamanda imparatorluğun en seçkin askeri kişilikleri de oluyorlardı. Bütün bunların bilincinde olan, iç savaştan kesin bir zaferle çıkmış ve tahtta artık mutlak otoritesini kurmuş olan II. Basil yeni bir birlik kurma amacındaydı ve aklında ise ona ayaklanmacı generalleri yenmesinde büyük katkı sağlamış olan Kiev’den gelen Vareg Birliği vardı. Peki ya kimdi bu Varegler?

Bir vareg muhafızı

Resim 1: Bir vareg muhafızı

Vareg adı Yunan ve Doğu Slav halkları tarafından Vikingliler için söylenen bir isimdi ve Vikinglilerin bir kolu olan Ruslar tarafından kurulan Kiev Prensliği gibi bölgelerde baş gösterirlerdi. Çoğunlukla ticaret, korsanlık ve paralı askerlikle geçimini sağlayan Kiev Rusları Bizansla yaptıkları savaşların sonucunda Konstantinapolis’te ticaret yapma imtiyazını ele geçirmişlerdi. Bu süre zarfında da Bizans’ın görkeminden ve zenginliğinden etkilenmişlerdi. Ama bununların bir getirisi vardı: 874 yılında Bizans ve Kiev Rusları ile yapılan bir anlaşma gereği Kievliler İmparator talep ettiği taktirde imparatorun hizmetine asker göndermekle yükümlüydüler. Bu antlaşma imzalanmasından 120 yıl sonra II. Basil’in hayatını kurtaracaktı. Tahta çıktıktan sonra imparatorluğun eski komutanlarıyla savaşa tutuşmuş olan II. Basil savaşı kaybediyordu ve aradığı yardımı Kiev’in hükümdarı Vladimir’den buldu. Antlaşmayı hatırlatıp Kiev’den destek isteyen Basil aradığı yardımı Vladimir’in antlaşmaya bağlı olduğunu söyleyip 6.000 Vareg göndermesiyle buldu. Bu askerler sayesinde savaşı kazanan II. Basil kendisi yaptığı araştırmalar ve Konstantinapolis’e gelen tüccarlar aracılığı ile Vikinglerin ne denli güçlü ama en önemlisi ne krallarına ne kadar bağlı olduklarını duymuştu. Çoğunlukla Cermenlerden oluşan imparatorluk muhafızlarına ise hiç güvenmeyen Basil onların satın alınabileceğini, siyasi çıkarlar uğruna baştan çıkarabileceğini düşünüyordu ve tarih birçok kez bu düşüncesini kanıtlıyordu. Hatta kendi Hanedanının yanı Makedon hanedanının kurucusu olan I. Basil de tahta kendi imparatoru III. Mikhael’i öldürerek geçmişti. Bu düşünceler neticesinde Vareg Muhafızları kuruldu ve imparator muhafızları olarak hizmet verdiler.

II. Basil ve Vareg muhafızları

II. Basil ve Vareg muhafızları

Birlik, ilk hizmet vermeye başladığı andan itibaren İskandinav halkları tarafından domine edildi. İskandinav halkları akın akın Bizans’a geliyor ve İmparatordan bu birliğe katılmak için izin istiyorlardı. Savaş alanlarındaki ünü de güç geçtikçe arttıkça bu isteğin sonu gelmiyordu. Aynı zamanda birlikteki askerlerin maaşları ve sağladığı prestij de gittikçe İskandinav halklarını cezbetmeye başlıyordu. Bunlardan en ünlüsü daha sonra Norveç Kralı olacak olan Harald Hardrada’ydı. 1030 yılında yanında 500 askeriyle beraber Bizans’a gelen ve doğrudan Vareg muhafızı olarak görev yapmaya başladı. Daha çok sınır bölgelerindeki savaşlara katılan Harald Hardrada aynı zamanda Vareg muhafızlarının imparatora karşı dönen ilk kişi olma gibi bir özelliği de var. Çeşitli sebepler yüzünden imparator 5. Mikhael tarafından hapse atılan Harald hapisten çıkarak o sırada 5. Mikhael ve İmparatoriçe’si Zoe arasındaki taht kavgasında Zoe tarafında taraf tutmuş, İmparatora karşı ayaklanan kitleyle beraber saraya girmiş ve 5. Mikhael’i tahttan düşürerek kör etmişlerdir. Efsanelere göre de daha sonra Zoe’nin yeğenini esir alan Harald, Zoe’den Norveç’e gitmek için bir gemi aldıktan sonra Zoe’nin yeğenini serbest bırakmış ve böylece kendine bağlı muhafızlarla beraber Norveç’e dönmüştür. Döndüğünde ünü o kadar büyüktür ki bu ün Norveç kralı olmasındaki en önemli yardımcılardan bir tanesi olmuştur. Harald örneğine ve muhafızların bu ‘ihanetine’ rağmen Vareg muhafızları imparatorluktaki ünlerini ve yerlerini korumaya başarmışlardır ki imparatorluğun çalkantılı dönemi olan 1050-1081 aralarında dahi bağlılıklarını göstererek Harald olayını da unutturmayı başardıkları söylenebilir. 1071 Malazgirt savaşının ünlerini tekrar sağlamadaki etkisi ise büyüktür. Savaş Bizans adına yenilgi olmuş, imparator esir alınmış bile olsa Bizans ordusunun çoğu birliği ya taraf değiştir ya da kaçarken Vareg muhafızları Romen Diyojen’i son adama kadar savundular ve bir Vareg muhafızı bile savaş alanını terk etmedi.

Muhafızların Bukhaleon Sarayı içerisindeki bir yerleşkeleri vardı

Muhafızların Bukhaleon Sarayı içerisindeki bir yerleşkeleri vardı

Bunların yanı sıra, Vareg muhafızlarının yapısı 1066’dan sonra yavaş yavaş değişmeye başladı. 1066’da İngiltere’yi fetheden Normanlar’dan memnun olmayan veya kaçan Anglo-Saksonlar, Bizans’a gelerek Vareg muhafızlarına katılmaya başladılar. Zaman içerisinde de muhafızlar içerisindeki yapıyı kendi lehlerine değiştirerek çoğunluğu Anglo-Sakson olan bir birlik haline getirdiler. İngiltere’den kaçan Anglo-Saksonlar ne tesadüftür ki bu sefer Bizans sancağı altında o sıralarda bir başka Norman Krallığını Sicilya’da kurmuş olan Robert Guiscard’a karşı savaşacaklardı ancak 1066’da yaşadıklarının intikamını alamayacak ve 1081’de Dyrrhachium’da Robert Guiscard’a karşı da kaybedeceklerdi. Ancak Bizans ve Anglo-Saksonlu Varegler aradıkları intikamı daha sonraki yıllarda Normanların Balkanlar’a geçmek istemesi sonucunda bulacak, onları burada yenecek ve bir nevi 1066’da engelleyemedikleri istilayı şimdi başka bir ülkede başka bir komutanın altında engelleyeceklerdi.

1204 yılında Vareg muhafızları ve İmparatoru gösteren bir resim. İngiliz(solda), Rus(İngiliz'in sağı), İmparator(ortada) ve Danimarkalı(sağda) muhafızlar

1204 yılında Vareg muhafızları ve İmparatoru gösteren bir resim. İngiliz(solda), Rus(İngiliz’in sağı), İmparator(ortada) ve Danimarkalı(sağda) muhafızlar

1202 yılında yeni bir haçlı seferi için toplanan haçlı ordusu, kutsal topraklara gitmek için dönemin büyük deniz gücü Venedik’ten yardım istemişti. Fakat toplanan ordunun beklenenden çok daha az olması nedeniyle haçlı komutanları Venediklilere gemiler için yaptıkları antlaşmadaki parayı ödeyememiş ve böylece onlar için birkaç ‘iyilik’ yaparak bu borcu kapayabileceklerini söyleyen Venedikliler tarafından kullanılmaya başlamışlardı. Venedik adına Zara kalesini, ‘Haçlı’ sancakları altında başka Katolik Hristiyanlardan almışlardı. Bu olaydan kısa süre sonra Aleksios Angelos Zara antlaşmasını imzalamış ve haçlılara 200,000 gümüş, seferleri için 10.000 asker ve Yunan ve Roma kiliselerini birleştirme sözünü vermişti ancak karşılığında da Haçlılardan taht mücadelesi için yardım istiyordu. Ancak Aleksios antlaşma yükümlülüklerini yerine getiremedi ve haçlılar imparatorluğu yağmalamaya başladı. Bu yağmalar sırasında da ününü çoktan duydukları Vareglerle karşılaşan Haçlılar Vareglerin bulunduğu bölgelere giremediler, girmeye kalkışanlar ise bedelini canlarıyla ödediler. Ama bu yağma Vareg birliğini de Bizans halkı kadar husursuz etmişti. Vareg muhafızları ile anlaşan Aleksios Mourtzouphlos, 4. Aleksios’u devirmişti. Vareg muhafızlarının etkisini burada da görmek mümkün. Ancak haçlılar bu durumdan memnun değillerdi ve karşılığını yeni imparatora savaş açarak ve Konstantinapolis’i kuşatarak verdiler. Kuşatma sonucunda ise bir devrin sonu gelmişti. Bizans parçalanmış, Balkanların bir kısmında ve Konstantinapolis’te bir Latin krallığı kurulmuştu. Bununla beraber Vareg muhafızlarının da sonuna gelinmişti. Vareg muhafızları her ne kadar imparatorlarına sonuna kadar sadık olsalar da hala Bizans geleneği olarak paralı askerdiler ve para ve şöhret için geliyorlardı. Daha sonraki yıllardaki verilerde de yeni bir Vareg muhafızı yapılanmasına ulaşılmış değil. 1204’te 200 yıl boyunca düşmana korku salmış olan, imparatorlarını canları pahasına koruyan ve savaş alanlarının kahramanı olan Vareg muhafızlarının da sonuna gelinmişti. Tıpkı bir zamanların görkemli ve büyük imparatorluğu Bizans gibi. Daha sonraki yıllarda da Bizans kendisini hiçbir zaman eskisi gibi toplayamayacak, gerek Türkler gerek Balkanlardan gelen devletleri karşısında yenilgiler alacak ve en önemlisi yine ve yeniden 988 öncesine dönerek imparatorluk muhafızlarının ihanetleri ile sarsılacak ve 1453’de kendisine Osmanlı tarafından son verilecekti.

 

Kaynakça:

Leave a Reply