Takvim yaprakları 1697 Ağustos’unu gösterdiğinde Osmanlı tahtında Sultan Mustafa oturuyordu. Bu isme sahip ikinci Osmanlı padişahıydı ve halefinden tamamen farklı bir kişiliğe sahipti. Dönemin birçok tarihçisi için eski zamanlara duyulan özleme son verebilecek bir hükümdardı, ama Sultan Mustafa’nın dönemi Osmanlı birçok cephede aynı anda savaşmak zorunda kaldığı Kutsal İttifak Savaşları dönemine gelmişti. Buna rağmen onun için beslenilen umut çok fazlaydı. Tahta çıktığı gün atası Kanuni’yi örnek alacağını bir ferman ile tüm halka duyurmuştu ve harekete geçtiğinde umutları daha da arttırdı. 1695’teki Lugos Zaferi’ni 1696’daki Olash zaferi takip etti. Bu zaferleri denizde Mezzomorte Hüseyin Paşa’nın Koyun Adaları Zaferi takip etti ki bu zafer Preveze ve Cerbe ile birlikte Türk denizcilik tarihinin en parlak üç zaferi arasında yerini aldı.

Osmanlı padişahı Sultan Mustafa

 

Bütün bu başarılar Sultan Mustafa’yı ertesi sene tekrardan Avusturya üzerine sefere çıkmaya teşvik etti. Ancak bu sefer bir Osmanlı padişahının ordusu başında olduğu son sefer olacaktı. Padişah Edirne’ye geldiğinde seferin nereye doğru olacağı bir muammaydı. Bu muamma Belgrad’a kadar sürdü. Girdiği tüm mücadeleleri kazanmış olan genç padişah bu seferin planlamasını Belgrad’da yapmaya karar verdi. Toplantıda iki görüş ortaya çıktı. Bunlardan ilki Macaristan topraklarını bilen Belgrad Muhafızı Amcazade Hüseyin Paşa’nın başı çektiği Petervaradin’in kuşatılması fikriydi. İkincisi ise Sultan Mustafa’nın bir baba gibi sevdiği Cafer Paşa’nın ortaya attığı Temeşvar üzerinden Erdel seferi fikriydi. İlk fikir Avusturya’ya güvenli bir güzergah üzerinden sağlam bir darbe vumayı amaçlarken, Erdel üzerine yürümek nehirlerle ve bataklıklarla dolu bir savaş sahrasına girmek demekti. Dönemin sadrazamı Elmas Mehmed Paşa’nın da ikinci fikri desteklemesiyle birlikte ordugah Temeşvar’a doğru yola çıktı. Dönemin tarihçileri Cafer Paşa’nın Temeşvar’da yaptırdığı binaları padişaha göstermek için böyle bir güzergahta ısrar ettiğini belirtmişlerdir. Etrafındakilerin Amcazade Hüseyin Paşa’nın sadrazam makamında gözü olduğu hakkındaki iddiaları da Elmas Mehmed Paşa’nın ikinici fikri desteklemesindeki sebep olarak gösterilmiştir. Bütün bu iktidar oyunlarına rağmen Belgrad muhafızı sefer güzergahına karşı çıkmaya devam etti, geçilmesi gereken sayısız nehir olduğunu, yapılacak köprülerin ise ordu için bir zaaf oluşturacağını belirtti hatta parçalanan köprü sonucu ikiye ayrılan ordunun hazin sonu olan Saint-Goethard Savaşı’nı hatırlattı. Bütün bunlara rağmen ordu harekete devam etti ve Temeşvar’a yakın bir bölge olan Zenta kasabasında otağ kuruldu ve köprü inşaatına başlandı.

Zenta’daki savaş planını gösteren bir harita

Osmanlı karargahında bunlar yaşanırken Osmanlı karşılama görevi genç Prens Eugen’e aitti.

 

Osmanlıyı yenen ilk Habsburglu: Prens Eugen

Eugen kurulan köprünün bir şaşırtmaca olacağını, ordunun az sayıda kuvveti olan kendisini yok edip yola o şekilde devam edeceğini düşünüyordu ama yanılmıştı. Bozguna uğrattığı Osmanlı birlikleri ordugahta telaşa neden oldu. Sadrazam, padişahı karşı kıyıya geçirtti. Eugen telaş halinde olan ordugaha saldırdığında askerlerin birçoğu köprüyü geçmeye çalışırken boğuldu. Elmas Mehmed Paşa askerleri köprüden döndürüp karşı taarruza geçti lakin şehit düştü. İyice bocalayan Osmanlı ordusu tekrar köprüye yöneldi ve ordunun yarısı karşıya geçtiğinde Eugen’in topları ateş püskürdü. Sultan Mustafa’nın ordusunun yarısının yok edilmesini izlemekten başka şansı yoktu. Mücadele bittiğinde ordunun geri kalanı Temeşvar’a gitti. Cafer Paşa, padişaha göstermek istediği binaları gösterdi mi bilinmez ama Temeşvar onun son durağı oldu. Elmas Mehmed Paşa’nın şehadetinden boşalan makama ise Amcazade Hüseyin Paşa getirildi. Padişah büyük bir bozgun yemiş şekilde Edirne’ye döndü. Osmanlı tarihçileri o seneyi Senta (Zenta) senesi olarak isimlendirdi. Otuz bin Osmanlı askeri hayatını kaybetmişti ve bunların on bini boğularak ölmüştü. Osmanlı, Zenta’da seksen yedi top ve dört yüz yirmi üç sancağın yanı sıra tarihte ilk defa sadaret mührünü de düşmanlarına bırakmıştı. Avusturya cephesi ise Zenta’da sadece dört yüz bir kişi kaybetmişti. Eugen sadaret mührü için “nadir bir ganimet” ifadesini kullanmıştı. Bu bozgun, Osmanlı kurulduğundan beri Rumeli ve Avrupa fetihlerinin en önemli kuvveti olan akıncıların sonu aldı. Zenta’daki yenilgi 1699’daki Karlofça Antlaşması’na giden yolu açtı. Sultan Mustafa ordusunun başında sefere giden son Osmanlı padişahı olurken, Eugen Osmanlı yenen ilk Habsburglu oldu ve Osmanlı’nın geri çekilme süreci hızlandı.

 

KAYNAKÇA

https://www.britannica.com/event/Battle-of-Zenta

http://historicaltriumphsanddisasters.blogspot.com/2015/12/the-battle-of-zenta-1697.html?m=1

https://www.beyaztarih.com/osmanli-tarihi/ii–viyana-kusatmasindan-geriye-donus-zenta-bozgunu

https://www.wikiwand.com/tr/Zenta_Muharebesi

II. Mustafa Han’ın şahsiyeti

Leave a Reply