TELOMERLER VE YAŞLANMA

Yaşam ömrünü uzatmak ve yaşlılığı geciktirmek mümkün mü? Düşünsenize daha uzun yıllar sağlıklı bir şekilde yaşıyorsunuz. Peki basite inersek yaşlanmanın temel sebebi ne? Hiç girişi uzatmadan ana konumuza gelmek istiyorum. Yani telomerler.

Belki çoğunuz telomerlerin ne olduğu nu bilmiyordur. O yüzden ilk olarak telomerler hakkında bilgi vererek  yazıma başlayacağım. Daha sonra yaşlanmayla ilgisine bakacağız.

İlk kez 1930’lu yılların başında Barbara McClintock’ın mısırlar ve Hermann Muller’in meyve sinekleri üzerindeki çalışmaları sonucunda kromozom uçlarının, kromozom stabilitesinin sağlanmasında önemli bir rol oynadığını öne sürdüler. Her iki araştırmacı da kromozom uçlarının kromozom stabilitesi için gerekli özel yapılara sahip olduğunu iddia etti. Telomer terimi Muller tarafından Yunanca “son” (telos) ve “kısım” (meros) kelimeleriyle türetildi. McClintock, bu özel uç yapılar olmadan, kromozomların kaynaşacağını belirtti. Telomerlerin koruyucu bir rolü olabileceğinden şüpheleniyor olmalarına rağmen nasıl çalıştıkları kısmı gizemli kaldı.

1950’lerde bilim insanlarının genlerin nasıl kopyalandığını anlamaya başlamalarıyla başka bir problem açığa çıktı.  Genetik kodu oluşturan dört baz içeren DNA molekülleri bölünmeleri sırasında DNA polimeraz enzimleri tarafından kopyalanır ama her hücre bölündüğünde kromozomların kısaltılması gerekir. Fakat o kromozomların içindeki DNA kodlarının tamamı vücudumuzun sistemli ve sorunsuz işlemesi için hayati  derecede önemli. İşte bu noktada telomerler geliyor. Kafanızda canlandırmak için telomerleri şöyle düşünebilirsiniz. Ayakkabı bağcıklarının ucundaki plastik yapı. Bu yapı kromozomların ucundaki telomerler oluyor basitçe. Bağcığınızı yani kromozomlarınızı aşınmadan koruyor. Her DNA eşlemesiyle birlikte yani her bölünmeyle birlikte telomerler hasar görüyor ve kısalıyor.  Ve o uçlar kısalır ve düşerse hücre daha fazla bölünemiyor ve aşınan o telomer, hücrelere bir sinyal gönderiyor. Vakit ölme vakti ya da hücre yaşlanması. Hücre yaşlanması, hücrelerde ilerde kansere dönüşebilecek derecede hasar birikmesini engellemek için alternatif savunma mekanizmasıdır. Örneğin, bazı kanser türleri yeniden etkinleştirdikleri telomeraz sayesinde telomer uzunluklarını koruyarak hücre yaşlanmasından kaçabilmekte ve sınırsız olarak bölünebilmektedirler. Evet şimdi telomeraza geldik.

Fizyoloji veya Tıp alanında 2009 yılında Nobel Ödülü alan bilim insanı  Elizabeth Blackburn, telomerleri araştırmaya tetrahymena adlı canlı üzerinde deneyler yaparak başlıyor. Blackburn telomerlerin neyden oluştuğunu bulmak istiyor. Bunun için onlardan çok fazla gerekli. Ve tetrahymena bu çalışması için mükemmel bir örnekti çünkü 20.000 lineer kromozom içeriyor. Her bölünmede DNA ucunun hasar aldığını ve kısaldığını söyledik ama hücreleri asla tetrahymena yaşlanmıyor ve ölmüyor. Zaman geçtikçe telomerleri kısalmıyor. Hatta bazen uzuyorlar bile.  Aynı Nobel Ödülünü paylaştığı meslektaşı Carol Greider ile laboratuvarda çalışırken bazı deneyler yapmaya başladılar ve hücrelerin bir şeye daha sahip olduğunu fark ettiler. Telomerleri yenilenebilen, uzayabilen daha önce adı duyulmamış bir enzimdi bu ve onlar bu enzimi telomeraz diye adlandırdılar. Sonra tetrahymena’dan telomerazını çıkarttıkları zaman, telomerleri küçüldü ve öldüler. 

Beyaz kan hücrelerinde telomerlerin uzunluğu; yenidoğanlarda 8.000 baz çifti ile yetişkinlerde 3.000 baz çifti ile yaşlılarda 1.500 kadardır. (tüm kromozomun yaklaşık 150 milyon baz çifti vardır) Her bölündüğünde, ortalama bir hücre telomerlerinin uçlarından 30 ila 200 baz çifti kaybeder. Hücreler normalde sadece yaklaşık 50 ila 70 kez bölünebilir, böylece telomerlerin yaşlanmasına veya ölmesine kadar kademeli olarak kısalır.

20 yıllık kümülatif araştırmalar, telomer aşınmasının kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riskini arttırdığını gösterdi. Ve ayrıca yaşa bağlı sinyallerin nedeni de telomer kısalması olarak görebiliriz. Cilt hücreleri ölüp kırışıklar, saç pigmenti hücreleri ölüp beyazlar oluşuyor.

Peki bazı insanlar nasıl yaşıtlarına oranla daha dinç, sağlıklı ve genç görünüyor? Burada anlamamız gereken bir nokta var. Kronolojik yaş ile biyolojik yaş arasındaki fark. Kronolojik yaş sizin takvim yaşınız olmasına rağmen asıl yaşınızın biyolojik yaş olduğunu vurguluyor bilim insanları. Daha genç hissedenlerimizin telomer uzunluğu daha fazla. Yani burada demek istediğim nokta telomer uzunluğu her insanda aynı değil, farklılık gösterir.

Yapılan araştırmalar stresin önemli bir faktör olduğunu söylüyor. Strese dayanıklı olmak telomeri kısaltmıyor. Sonuç olarak önemli olan stresli bir durumda olayları tehdit olarak değil de zorluk olarak görmemiz gerektiği. Çünkü bulgular insanların hayatlarındaki olayları ve olaylara verdikleri tepkilerin telomerlerin uzunluğunu değiştirdiğini gösterdi. Yaşadığımız güvenli çevre, sağlıklı aile ve arkadaşlık ilişkileri telomer düzenini iyileştiriyor.

Şimdi aklınızı telomerazda kalmış olabilir. Oraya dönüyoruz. Telomerazın telomer kısalmasını durdurduğunu hatta boyunu uzattığını söyledim. Sizin aklınızda da şöyle bir soru olacak: “Peki neden bilim insanları telomeraz enziminin salgısını insanlarda arttırmıyor ve ilave telomeraz hapları içmiyoruz? Çünkü yarar-zarar ilişkisine baktığımızda şu durum ortaya çıkıyor. Evet telomer kısalmasıyla önemli hastalıklar baş gösteriyor ama birtakım kötü huylu kanser hücrelerinin sayısını da arttırıyor.

Evet şimdi genel olarak telomerler ve yaşlanmayla ilişkisi hakkında bilgilere sahipsiniz. Size az stresli sağlıklı ömürler dilerim.

KAYNAKÇA

  • https://endpoints.elysiumhealth.com/what-are-telomere-therapies-for-aging-4becbf10485e
  • https://www.physiology.org/doi/full/10.1152/physrev.00026.2007
  • https://learn.genetics.utah.edu/content/basics/telomeres/
  • https://www.nobelprize.org/prizes/medicine/2009/press-release/https://www.ted.com/talks/elizabeth_blackburn_the_science_of_cells_that_never_get_old/

Leave a Reply