1900’lerden 2000’lere Yeme Alışkanlıklarının Değişimi

İnsan, her zaman değişen ve gelişen bir canlı. Bu değişimin getirdiği yenilikleri anlayabilmek şu andaki sorunlarımıza çözüm üretebilmek için çok önemli. Günümüzde dünya obeziteyle savaşırken yemek sorunun ne zaman başladığını ve bunu nasıl önleyeceğimizi bulmanın bir yolu da bu değişimlere başvurmak olabilir. Diyetimizin geçirdiği en büyük değişimlere rutin ve zaman örnekleri verilebilir.

1. Rutin

Geçmişte kaynakların azlığı ve işin insan gücüne dayanmasından kaynaklı daha az sıklıkta ve planlı yemek yeme huyu yerleşikti. Sabah kahvaltısı ve akşam yemeği çoğu ailede insanların yemeğe vakit ayırdığı tek andı. Henüz hızlı üretimin yaygınlaşmamış oluşu, savaşlar gibi nedenler gıdaların da kısıtlı olmasına yol açıyordu.

Günümüze bakınca ise bir atıştırma kültürünün yerleşik olduğunu görebiliriz, gün içinde küçük küçük birçok öğün tüketiyoruz. Aynı zamanda sadece yemeğe odaklanma gibi bir alışkanlığımız kalmamış durumda. YouTube videolarından tutun, sosyal medyada gezinmeye kadar farklı aktiviteler yemeğin vazgeçilmezi oldu.

2. Kısıtlı Zaman

Vakit, bu kadar hızlı akan bir çağda belki de en önemli servet. Geçmişte bir yemeğin ortalama pişirme süresi bir saatken günümüzde beş dakikalık pratik yemek videoları her sosyal medya trendinde görülebiliyor. Eskiden yemeğin tadı bir nevi zevk ve ayrıcalık olarak görülürken şu anda orta halli kesime yemek yapmak veya almak bir nevi işkence haline gelmiş denilebilir.

Her şeyi otomatik süreçlere aktarılması ve daha hızlı yemek pişirmenin mümkün hale gelmesi bu serveti bilinçli kullanma çabalarımızdan sadece birisi. Gelecekte bu sürecin daha da hızlanacağı ve bir süre sonra insanların sadece öğün tozuna veya öğün haplarını kullanacağı bile öngörülüyor.

Peki, bu değişimlerden şu andaki sorunlarımız nasıl ortaya çıkmış olabilir? Kısıtlı zaman değişiminden sonra fastfood moda oldu ve bu yemeklerin içine konulan çeşitli kimyasallar insan sağlığına zarar vermeye başladı. Teknolojinin gelişimi ve ürünlerin raf ömrünün uzamasının yine bu kimyasallarla mümkün olması sağlıksız yemeklerin üretimini hızlandırdı. Yediğimiz yemeğin farkında olmayacak şekilde tüketmeye alışmış olmamız da obezite sürecine katkıda bulundu.

Durum her ne kadar ümitsiz gibi gözükse de bu soruna bir çözüm bulmak mümkün. Tüm bu etkenlere dikkat ederek hem kendi sağlığınızı geliştirebilir hem de toplumda bir bilinç oluşturabilirsiniz!

Kaynakça:

https://nichs.org.uk/about-us/blog/our-diet-through-the-decades-how-have-our-eating-habits-changed-since-1946

Leave a Reply