Üç gün önce sevgilim kalbimi kırdı ve özür dilemedi. Oysa kırıldığım açıkça belliydi. Galiba artık beni sevmiyor. İki gün önce iki yüz kişinin önünde bir sunum yaptım. Çok gergindim ve herkes ne kadar gergin olduğumu fark etti. Çok belli ettim. Dün arkadaşım çok kötü hissediyor olmama rağmen nasıl olduğumu sormadı. Artık arkadaşım değil.
Bunlar herhangi birimizin son üç günde yaşadığı şeyler olabilir. Peki gerçekten her şey düşündüğümüz gibi mi? Gerçekten tüm bu insanlar bizi kırmak için veya bize artık katlanamadıkları için mi böyle davranıyorlar? Yoksa düşündüğümüzün aksine ne hissettiğimizi tam olarak anlamaları mümkün değil mi? Aslında evet, mümkün değil. İnsan beyninin kişinin kendisine uyguladığı oyunlardan birisi şeffaflık yanılsaması. Biz, hissettiğimiz tüm duyguları tam olarak yansıttığımızı ve bunların dışarıdan şeffaf bir şekilde görünebileceğini düşünüyoruz. Ama gerçekte durum çok farklı. İçimizden gelen tüm o hisler, dışavurumları sırasında bir bariyerle karşılaşıyor ve çevremizdeki insanlar beynimizin veya kalbimizin içini göremeyebiliyor. Ne hissettiğimizi sadece biz açıkça görebiliyoruz.
Peki günlük hayatımıza ve ilişkilerimize çok etki edebilecek bu illüzyondan nasıl kaçabiliriz? Şimdi bunun yollarından biraz bahsedelim.
- Bu gibi yanılsamalardan kendimizi uzak tutabilmenin akla gelen ilk yolu yanılsamanın farkında olmaktır. Sevgili örneğini ele alalım. Bu kavram hakkında hiç bilgi sahibi değilseniz düşündüğünüz şey sevgilinizin sizi hiç sevmediğine kadar varabilir. Ancak sadece kavram hakkında yeterli bilgiye sahip olarak ve farkında olarak bile olayı daha kolay atlatabilirsiniz. “Sevgilim, ben dile getirmeden benim hislerimi tam olarak anlamayabilir.” düşüncesi ve farkındalığı, yanılsamayı çözmedeki ilk adım olacaktır.
- Farkındalıktan sonraki adımsa ilişkilerin ana maddesi olan iletişim. Sevgiliniz ne hissettiğinizi açıkça göremiyorsa yapmanız gereken şey ona küsüp trip atmak olmamalıdır. Tabii ki bu da sıkça kullanılan bir seçenek ama amacınız problemin çözülmesiyse yaklaşımınızı değiştirmeniz gerekebilir. Sessiz kalıp sevgilinizin ne hissettiğinizi anlamasını beklemek yorucu olabilir. Başta hislerinizi detaylıca anlatmak zor gelebilir. Anlattıkça ve anlatmaya alıştıkça en kolay yönteme dönüşecektir. Ona, yaptığı şeyin size nasıl hissettirdiğini detaylıca anlatın. Eğer sizi bu aşamada anlamaya çalışıyorsa problem çözülebilir.
- Yapabileceğiniz bir diğer şey ise kendinizi, benliğinizden uzak bir bakış açısıyla izlemeniz olabilir. Bu şekilde dışarıdaki insanların sizi nasıl gördüğünü hayal edebilirsiniz. Bunu yaparken sizin başkalarına nasıl baktığınızı kullanabilirsiniz. Örneğin, arkadaşınızın iyi olmadığını fark etmeyen kişinin siz olduğunu düşünün. Bu da aynı diğer türlüsü gibi olağan bir durum. O iyi olmadığı zaman onun ruh haliyle ilgili nasıl tahminler yaptığınızı ele alın. Sonrasında o, aslında sizmişsiniz gibi olaya bakmayı deneyin. Durumu anlamlandırmanızda yardımcı olacaktır.
- Son önerim ise çevrenizdekilere sorular sormanız. Onlara yoğun duygular yaşadığınız herhangi bir durumda basitçe şunu sorun: “Sence şu an ne derecede iyi/kötü hissediyorum?”. Geri dönütler almanız bu insanın sizi anlama düzeyini analiz etmenize yardım edecektir.
Çevrenizdeki herkesle olan ilişkileriniz başlayıp bitebilir. O sahnede insanlar gerginliğinizi anladı sanıp gerçekten çok heyecanlanabilirsiniz. Ama durumların direkt çok kötüye gitmesine gerek yok. Tüm o hisleriniz bir yanılsama olabilir ve aslında çözümler bulabilirsiniz. Şimdi farklı bir yol deneyin.
Kaynakça